Geçmişimizde Ulema dediğimiz, din bilginleri sözleri yazıları ile halkı topluma yararlı ve güzel iş yapmaya, davet etmişlerdir. Bu kişiler, Cennette meyve veren ağaçlar gibidir. Bunların telkinleri ile Padişahlar, vekilleri, mal mülk sahipleri, yöneticiler, Camiler, Medreseler (okullar) hastahaneler yapmış vakıflar kurmuştur. Ya da sebep olmuştur. Kendin sonra gelecek kişiye nesline vasiyet etmiş. Bedelini de bırakmıştır.
Yüce Kur'an'da buyurulur ki; Ey Müslümanlar, sizden bir toplum olsun ki; Halk'ı hayra güzel işler yapmaya davet etsinler. Kötü işlerden kaçınsınlar. Kötü yolları men etsinler. (A'li İmran suresi)
Buyruğa uyanlar bu yolda hareket etmiştir.
Günümüzde bu tarife uyan Kızılay, Diyanet, Yardım Sevenler, Eğitim Vakıfları gibi kurumlar, yardım eden varlıklı kişiler veya hayır için para, yiyecek giyecek toplayanlar var.
Kızılay verilen yardımları fakirlere dağıtır. Felaket, yangın, sel, deprem savaş gibi hallerde oluşan yaralara merhem olur.
Diyanet Camilerin yapımı bakımı, din adamlarının görevleri ile ilgilenir. Bu arada falan kişilere veya hayır adına yardım toplayanlarda olmaktadır. Yardım toplama bir hayır işlemidir.
Toplanan yardımdan bir çıkar sağlama, yarar yerine zarar verir. Efendim hayrı ben topladım, ücretimi almam gerekir gibi bir saplantıya kapılınırsa günahı ağırdır. Yardım yiyen ateş yemiş gibidir.
Bu nedenle, hayır toplayacaksın, güzel iş (Hasenat) yapacak,karşılığını Allah'tan umacaksın. Cennette meyve veren ağaç olacaksın.Tersine davranışta cehenneme yakıt olursun. Hayır yapanın da, dağıtanın da dikkatli olması gerekir
(Elli yıl kadar önce, bir yatılı öğrenci yurdunda, yönetimde hesaplarına bakıyorum yeme yatma kontrol altında. Bir hacı amcamıza çıkan yemekten kaşıkla tadına bakmasını istedik. Hayır dedi. Haram olur, pişiren baksın! Bu anıyı unutmam mümkün değil.)
Yorumlar
Kalan Karakter: