Anadolu’dan Cezayir'i savunmaya koşan, Türk gençlerinin de büyük bir kısmı, Yemene gidenler gibi, geri dönmemiş, dönememişlerdir.
O diyarlarda isimsiz ve mezarsız kalmışlardır. İşte isimsiz mezarsız kefensiz yiğitlerden altısı, Afyon Gazlıgöl maden suyuna yakın olan (Dinar) Yaylabağ köyündendir.
Bu köyden Mehmet ve beş arkadaşı aynı tertip olarak asker olurlar. Kader bu 6 arkadaşı birbirinden ayırmaz. Cezayir savunmasına koşarlar. Üç yıl abluka altında kalırlar, açlıkla yoklukla Fransızlarla mücadele ederler.Ahmet'in şehit olduğunu görür.
Her sabah gün ağarırken, köyün yamacındaki tepeye çıkar. Dilek kayasının üzerine oturur. Ağıt yakar. Bu köylülerin yüreğine dokunur. Artık ona herkes mecnun gözüyle bakarlar. Genç kızın bir arkadaşı da gelin olmaktadır. Düğün evinde genç ihtiyar toplu halde iken bir Müfreze gelir. Muhtara bir şeyler söyler. Önce ortalıkta bir hareketlenme olur. Sonra bir çığlık ve ağıt tufanı kopar. Müfreze Altıköy delikanlısının şehit haberini getirmiştir. Genç kızlar süslü yazmaları yere atar kara yazma bağlarlar. Düğün çalgısı susmuş. Yenen düğün yemekleri boğazlarda düğümlenmiştir. Mehmet'in nişanlısının söylediği ağıt, şimdi bütün köylü kadınlarının Türküsü olmuştur. Gönüller dağlanmış herkes ağlamaktadır.
Cezayir felâketi ile sarsılan Anadoluda dalga dalga yayılır. Afyonda ve bütün Anadoluda kına gecelerinde, gelin çıkarma da ince çalgı eşliğinde, gelin çıkarma ağıtıdır. Genç kızlar gelin olarak uğurlanırken ağlama bundan kaynaklanır. Gelinin, sağ salim eşine kavuşması mutlu olması için dua edilir.