MÜSLÜMANLIKTA AİLE
İslam dininde Aile, tamamen dini bir kavram değilse de, bu birliğe büyük önem verilmiştir. İnsanların aile olarak yaşamaları, ayet ve hadislerle teşvik edilmiştir. Çünkü; Aile hem kişinin huzur bulduğu, bireylerin neslinin devamı, için bir sebep, hem de kişiyi , günah sayılan kötülüklerden arındıran, bir vasıtadır. İçinizden kendileri ile huzur bulacağınız, eşler yaratıp, aranızda sevgi muhabbet ve Rahmet vadetmesi, onun varlığının belgelerindendir. bunda düşünenler için dersler vardır.(Rum s. 21 a. Nahl s.72 a.. Nur s.12a.) Hz. peygamber;
Nikah (evlilik belgesi) benim sünnetimdir. Kim benim sünnetimi uygulamazsa benden değildir. .Evleniniz! ben diğer ümmetlere karşı sizin çokluğunuzla iftihar ederim. (İbn. Mace nikah md.) Bunun yanı sıra, Müslüman hukukçuları, evlenmenin dini hükmünün, çeşitli durumlara göre Farz, Sünnet, Mübah , Mekruh olduğunu belirtirler. Pek çok toplumda, olduğu gibi, İslam aile yapısı da Ataerkildir. Fakat bu aile Roma, ve eski Arap toplumunda olanlardan faklıdır. Aile Reisinin yetkisi, öncekilere göre kısıtlıdır. Örneğin, bir aile reisi olarak, babaların çocukların şahısları ve mal varlıkları üzerinde onların yararıyla sınırlı bir velayet hakkı vardır. Çocuklarını satmak hayat ve ölümleriyle, ilgili bir kara verme yetkisi yoktur. Buna bağlı olarak, eski Arap adetinde yaygın olan, çocuklarını öldürme yetkisi yoktur. Kur2anı kerimin açık ifadesine göre, yasaklanmıştır. Koca'nın karısı üzerindeki yetkisi, Aile birliğini devam ettirme esasına yöneliktir. Sınır budur.
Hristiyanlıkta, Hz. Ademin cennetten çıkarılması , Hz. Havva'nın ve bütün kadınları suçlanması çok farklıdır. Kur'an da, Hz. Adem'i aldatanın Şeytan olduğu bildirilir.(halk arasında Şeytana, düşmana uğratma diye dua edilir.) Bakara s. 36. a. Araf s. 201 a. Hatta bazı ayetlerde suçlu Hz. Ademdir.(Taha s.115 ayet.) Bu nedenle İslam'da Kadın ilk günahın vebalını taşımamaktadır .Din ve toplum yönünden durumu da buna göre şekillenir. O kocası karşısında bağımsız olduğu gibi, ekonomik bakımdan da bağımsızdır. Bilgi fikir alır ,danışır. İslam hukukunun tek yasal rejimi olan , mal ayrılığının, doğal sonucu olarak, Kadının ve kocasının varlıkları birbirinden ayrıdır. Hakim görüşe göre, kadın kendi mal varlığını dilediği gibi kullanabilir . Kocanın iznine ,rızasına tabi değildir. Kadın erkekte olduğu gibi mirastan pay alır. Kocanın müdahalesi söz konusu olamaz. Zaten Din hukuku açısından, kadın ve erkek esasta eşittir. Kadın erkeklere ait bir mal değildir. Aynı haklara sahip kişiler olarak takdim edilmektedir.(Ebu Davut. Taharet 04,, Tirmizi Taharet82. Müsnet V1, 256--377
Aynen kadın olma, kişinin ehil olma bakımından olumsuz bir etki yapmaz. Ne var ki; Erkeğin toplum hayatında ki, aldığı görevler , Hak ve yetkiler bakımından, kadına karşı bir üstünlük sağlamaktadır Nitekim bir ayette kadınların erkek üzerinde, erkeklerin kadın üzerinde hakları vardır. Yalnız erkeğin onlar üzerinde bir derece farkı bulunur. (Bakara s.228 a.)
Müslümanlıkta; Kan süt ve sıhri hısımlarla evlenme yasağı koyarak (NİS s.231a.) bir aile yasağı uygulanmıştır. Bu arada kadınların yalnız , Müslümanla evlenmesi., Erkeklerin ise Yahudi ve Hristiyanla
(Ehli kitaplı) evlene bileceği izin kuralı vardır.