Gazetemizin, cuma nüshasını, biraz daha yoğun, farklı buldum. A. Tunca Türkçe’nin değişim ve gelişimini ele almış. Güzel konuşan, Orhan Boran, Erkan Yolaç, Halit Kıvanç, Altan Erbulak Zeki Müren’i anlatıyor. İsmail Dümbüllü de, kelime oyunlarıyla halkı güldürürdü.
Muammer hocamız, geçmişte yararlı siyasileri ele almıştı. Milletvekili Ulu Bahşi hemşehrilerin önüne düşer bakanlıklar, kurumlarda işlerini görürdü. Senatör Dişci Ahmet'in bakanlık kapısı açık dururdu.
Sayın Valimiz, Mustafa Tutulmaz da aynı yolu izliyor. Bir hizmet çabası içinde, bir şeyler yapmak istiyor.
Gazi Çakmak, Fransa’dan selamla, Afyonum şiirini yazmış,
Nail Azbay çırağım dese de ustalığı hak etti. Okuduğu okulda konferans veriyor. Günümüz bilgi çağı bilginizi artırın kendinizi, ailenizi şehrinizi ülkenizi sevin sevmeyi bırakmayın diyor.
Haberlerde Sayın Müftümüz Şehit Ömer İlk Okulunda Merhamet konusunu anlatıyor. Kültürümüzü unutmamamızı öğüt veriyor. Orman bakanımızda dur durak yok. AKÜ Hastanesinin Avrupada böylesi yok diyor.
Siyaset duayeni Atamer Hoca, İsmail Özdilek'in Kitabını irdeliyor. “İlim en gerçek yol göstericidir” sözünü hatırlatıp, toplumun bu öz veriden uzak kaldığına parmak basıyor.
Bendenizin işi şiir. Naçizane olmuş olacağı olmamı gerekeni mısralara döküyorum. ''Topluma hizmet en büyük gayrettir. Prensibini bayrak edindim''
Tenkitlerinizi, beklerim. Hatamız olursa yazın. Geçmişte Türkeli Mektebi Rana diye yazmıştım. Haklı çıktım. Bu okulda nice çıraklar yetişti. Daha yüksek görevler aldılar. Bu bizi sevindirir.
Ramazan’da çok daha verimli olacağımıza inanıyorum. Ekip çalışıyor. Siz varsanız biz de varız. On birinci kitabımın hazırlıkları sürüyor. Yine sizinle olacağım. Yeter ki siz okuyun. Okursanız yazacağım.
Yorumlar
Kalan Karakter: