Anlatmaya çalışacağım bu gerçek olay karşısında hayret etmemek mümkün değil.
Lütfen dikkat sevgili okurlarımız.
Karşınıza çıkan yaşlı bir bayan olsa da; acıyarak, para kazansın, mutlu olsun düşüncesiyle ondan alacak olduğunuz ürünlere lütfen iyi bakın ve ona göre alın.
Yoksa aklınıza gelmeyen bir olayla karşılaşabilirsiniz!
Hani büyüklerimiz der ya; “ acımadan maraz doğar” diye, işte aynen böyle dostlar.
Hoş ne tarafa bakarsan bak, nereye gidersen git, rastlayacağın bu tür olaylar da asla bitmez!
Esas konuya geçmeden önce; ufak bir örnek daha vermek isterim.
Mesela yumurta satanlar?
İstisnalar hariç tabii.
Kırığı var, dublesi var, normali var, çift sarılısı var, değil mi?
Hepsinin de fiyatları ayrı.
Ama denemek için lütfen bir duble veya çift sarılı bir koli alın ve açın bakın bakalım…
Duble yumurta kolisi içersin de kaç tane duble, kaç tane normal yumurta çıkacak bir görün!
Veya bir koli çift sarılı yumurta alın…
İçersin de kaçı normal, kaçı çift sarılı çıkacak ona da bakın!
Gördüklerinize inanacak mısınız bakalım?
Yazık ama değil mi?
Çünkü bakan ve denetlemeyen olmayınca…
İşte vatandaşı nasıl aldatıyorlar, nasıl kazıklıyorlar lütfen görün.
***
Bunun gibi misaller çok ama ben yine de esas olan konumuza dönmek istiyorum, çünkü enteresan ve gerçek bir olay!
Bir arkadaşın dükkânına yakın zaman içersin de tanıdığı bir imam gelir.
Hoş sohbet derken; içeriye elinde birkaç tane naylon kavanoz içersin de tereyağı bulunan yaşlı bir bayan girer.
Başlar anlatmaya…
Şöyle güzel, böyle güzel yağım var diye!
Bu arada tereyağı kavanozunu açıp da; yağın tadına bile baktırır.
Çocuklarım var, torunlarım var ve de fakirlik var edebiyatıyla bizim dostları ikna edip, iki tane kiloluk tereyağı satar.
Siz misiniz alan?
Bir gün sonra imam olan kişi şaşkın bir şekilde dükkâna gelir ve selâm sabahtan sonra; arkadaşımıza tereyağından hiç yedin mi diye sorar?
Arkadaşımız da; “hiç ellemedim daha” diye cevap verince…
Yağ burada ise lütfen getirir misin diye yağı ister!
Arkadaşımız da yağı getirir ve hoca efendiye verir.
Hoca efendi yağı alır ve bir bıçak ister!
Bıçağı alınca; kavanozu ters çevirerek içine batırır!
Ne olmuştur, bir düşünün bakalım?
Hiç kimsenin aklına bile gelmeyen bir olay yaşanır!
Bıçak üstteki tereyağını delince, altından şarrr diye yağ renginde su akıp gider!
Arkadaş şaşkın/şaşkın bakar!
Vay anasını; “nasıl da kazıklanmışız” amma derler?
Vee şaşkın bir şekilde de gülmeye başlarlar!
Eh hayat bu!
Her şeyi görüp yaşamak mümkün!
Yaşlı kadın; kavanoza evvela yağla karıştırılmış suyu, sonra da üzerine 250/300 Gr. Tereyağını koyup bunlara öyle satmıştır!
Hem de; yaşlıyım, fakirim, çoluk/çocuk edebiyatıyla bu insanlarımızı bir güzel kazıklamıştır.
İşte dostlar, durum bu!
Ne zekice ama aynı zamanda da haince yapılan bir olay değil mi?
O nedenle; ne alırsanız alın, lütfen dikkatli olun ki bu tür insanlara aldanmayın.
Fakirlik ve sıkıntı da maalesef insanlarımızı ne hale getirmiş görün!
***
Gülen yüzleriniz solmasın inşallah.
Sevgi/saygı bizden değerli okurlarımız.