ELE VERİR TALKIMI!
Ne demiş büyüklerimiz?
Biz gördük, yaşadık, bildik veya öğrendik gibi olduk ama hiç olmazsa bizden sonra gelen nesil bilsin ve yaşananlardan ders alsınlar diye sizlere ne nasihatler, ne vecizler, ne atasözleri bırakıyoruz deyip gitmişler?
Nur içinde yatsınlar.
Sırf aile erkânı ve yaşadıkları ülkenin insanları bunlardan yararlansın, bu tecrübe ile hem ailesine/geleceklerine hem de ülke insanlarının geleceğine ışık tutsunlar, yol bulsunlar güzellik ve başarı yaratsınlar diye bunları bize bırakmışlar, öyle değil mi?
Tabii ki öyle!
Sıkıştığımız zaman hemen ne deriz?
“Atalarımız demiş ki” diye başlar ve o deyişlerin/söylemlerin arkasına sığınarak da başlarız atıp tutmaya.
Kendimize de bir haklılık bir paye yaratmak için yırtınır dururuz!
Ve bunların her biri de bir inci dizisi kadar kıymetli ve değerli söylemlerdir, öğütlerdir!
***
Ben bir ikisini sizlerle paylaşmak isterim.
Çünkü devir tam da bu söylemleri aratmayacak şekilde!
Hayır, öyle değil diyerek karşı çıkan olsa bile, bana göre bilin ki gazlama çekiyordur.
Bu biline dostlar.
Çünkü pusula bozulmuş!
Biz yolumuza bakalım.
Örneğin; “Ele verir talkımı kendi yutar salkımı”!
“Hocanın dediğini yap da, gittiği yoldan gitme”!
“El elin kaybolan eşeğini ıslık çalarak ararmış”!
“At nallanır, eşek nallanır, tosbağa ayağını kaldırır” !
.”yavuz hırsız ev sahibini bastırırmış!
Maşallah saymakla bitmez.
İnsanlık adeta çürümüş gibi!
Bu bakış bizi, bizleri nerelere kadar götürür bilemem ama Allah sonumuzu hayır etsin.
***
Birkaç gündür siyasetten ve siyasi yapılardan bahsediyoruz.
Şimdi şöyle bir bakın ve biraz da sesli düşünün bakalım.
Biz neyi ne kadar yapar, nerelere kadar onurlu ve sağlıklı bir şekilde götürebiliriz bunu bilemeyiz ama…
Bu yorumlara/eleştirilere de karşı çıkanlar, itiraz edenler, alttan girip üstten çıkanlar tabii ki olacaktır.
Fakat inanın ki bu da gazlamadan başka bir şey olmayacaktır!
Çünkü bu böyle gelmiş, böyle de gider.
Tabii ki bunun uğraşı verilmeli ve her alanda dürüst, inançlı, ilkeli ve adaletli bir ortam yaratılmalıdır.
Ama bir de bunları yapacak olan siyasi partilere bir bakın bakalım.
Bu atasözlerini ekarte edip kroke duruma getirenler var mı?
Uuuuh!
Partinin adı var kendi yok ama imaj yarattı diye vekillik kapan bile var!
Oysa sitti sene bu yeri bu kafa ve duruşla asla göremezler.
Ama o menfaat yok mu?
Ama o çıkar yok mu?
Yazıktır bayanlar/beyler yazık!
Ama neymiş?
Siyasi birliktelikmiş!
Hadi canım sende?
**
Onun için bu atasözlerini kerelerce vurgulamalıyız ki belki yüzler biraz kızarır da düzgün yola gireriz.
Hiç umudum yok ama her neyse.
“El elin kaybolan eşeğini ıslık çalarak ararmış” demeli!
“hocanın dediğini yap da gittiği yoldan gitme” demeli!
“ele verir talkımı, kendi yutar salkımı” demeli!
Alma yetimin ah’ını çıkar aheste, aheste” demeli!
Demeli de demeli!
Çünkü seçim öncesi başkalar, seçim sonrası daha başkalar be dostlar.
Hele bir de vekillik kaptı mı, tamam?
Uydu mu?
Bana göre uydu!
Ama koskoca meclis de işlevliğini yitirdi!
***
Şimdi de vekilin biri dününü unutmuş, aslan kesilmiş gibi kükrüyor!
Göstermelik yapının ta kendisi.
Yani takıya ama kılavuzu da makyevelist yapı!
Haktan, hukuktan ve adaletten, insan sorunlarından/sıkıntılarından bahsediyor!
Hadi canım sende.
Bunun önce aynaya bakması ve dününü/bu gününü iyi değerlendirmesi lazım!
Ama nerde o bakış, nerde o izan?
Neymiş?
Avam adına üzerlerine düşenleri yapacakmış!
Bak sen.
Başka?
Başkası/maşkası falan yok!
“Atı alan Üsküdar’ı geçti”!
Genel merkezden aldığınız siyasi ve etik değerlere sığmayan despot bir yetkiyle ilimizin milletvekili listesini kafasına göre oluşturmadı mı?
Hem de nasıl bir bakışla/duruşla?
Seçilmiş insanlara bile saygı duymadan.
Hani insan hakları?
Hani hukukun üstünlüğü?
Hani seçme ve seçilme, düşünce ve söylem özgürlüğü?
İcraatınla millete çektiğin gazlama söylemler birbirini tutuyor mu?
Asla!
“Önce can, sonra canan” öylemi?
“Ele verir talkımı kendi yutar salkımı” he mi?
Yemezler!
Ama o adaletli günlere de az kaldı işte az!
İşte o nedenle, işte bu nedenle, aslanlar gibi ilkelerini ve duruşlarını savunanlar imzalarını verip bu değişimi istiyor!
Yok öyle yağma?
Biz bu tabloları, bu filmleri gördük, yaşadık!
Ne oldu?
Hepsinde geç de olsa adalet yerini buldu.
Vee “kızım sana söylüyorum, sen anla gelinim”!
Vee o adalet yerini yine bulacak.
Yorumlar
Kalan Karakter: