Atmayla, tutmayla, yanıltmayla da yürümez!
Bilginle/birikiminle/deneyiminle işini bileceksin işini!
Çünkü bizler öyle gördük, öyle bildik, öyle de yapmaya çalıştık.
Hani hep deriz ya, ille de ata sözlerimiz diye?
Bunlar da çok önemlidir, kıymetlidir diye.
İçi doludur, eğiticidir, nasihatçidir, yol göstericidir diye!
İşte aynen böyle!
Bu zamana kadar hiç de boş konuşmamışlar ve de hiç aldatıcı veya yanıltıcı da olmamışlardır.
Nur içinde yatsınlar.
Toprakları bol olsun.
Mert, yürekli/vatansever ve bilge insanlarmış vesselâm.
***
Ama ya şimdi?
Allah korusun.
Vatandaşlar ne diyorlar biliyor musunuz?
Buna benzer kişiler şimdi adeta burunlarından soluyorlar!
Yalandan bir suçlama ile suçsuz insanları bile yallah içeri atıveriyorlar!
Kendinden olmayanlara da, neredeyse “kış/kışt” diyecekler, adeta kovacaklar, diyorlar!
Ellerinden gelse, Iraklı, Suriyeli, Afganlı ile kendinden görmediklerinin yerini bile değiştirtecekler!
Milliyetine bakılmaksızın insani yardım adı altında bu güzel ülkeyi dolduracaklar, iyice kozmopolit hale getirecekler, diyorlar!
Ne imişler, Müslüman’mışlar?
Lâ havle…
Burada, bu ülkede bulunanlar Müslüman değil mi be kardeşim?
Nasıl bir bakıştır bu?
EYT’ lileri azarlar, emeklilere, çalışanlara, köylülere (çiftçilere) ve esnafa; yardımlar veya maaş zamları konusunda, düşük bir seviyede, bu kadarı yeter deyip terslerken…
Öte yandan Suriyeli mültecilere, ne olduğu bile belli olmayan kitlelere 40 Milyar para harcadık diye övünürler!
Kendi insanına gelince de, paramız ve bütçemiz yetmez diyerek ters bakarlarken…
Pastanın payından yapılması gereken adil bir paylaşım bu mudur, böyle mi olmalıdır, diyorlar?
***
Ya iş bulamayan kişiler, okumuşlar/üniversiteliler?
Onlar nasıl iş bulacaklar, ne yiyip/içecekler, nasıl geçinecekler, bu yönde yetkililerin vicdanları sızlıyor mu?
Bunlar da bu vatanın evlatları değil mi be kardeşim?
Evet, bu durumda hiç de olumlu bir gelişmesinin beklentileri içersinde de değiliz!
Ama “Gemisini yürüten kaptan” misali gidip dururuz, bakalım nereye kadar diye de soruyorlar?
***
İnsan hakları evrensel beyannamesini ülke olarak benimsemiş ve altına da imza koymuşuz!
İnsanlarımızın insan gibi yaşaması için bunun tanıdığı/yaşattığı 4 ana unsuruna da insanlığa yakışır düşüncesiyle, yaşam ilkesi olarak okey vermişiz!
Ki bunlar insan yaşamının omurgasını teşkil eden maddelerdir.
Başta sağlık…
Sonra eğitim…
Sonra adalet ve her ferdin hukuk önündeki eşitlik hakları!
Sonrası da; insan gibi yaşamak için “ ekonomik özgürlük”!
Hepsini de yaşayıp görüyoruz.
Bunlar da neredeyse su alıp batmak üzereler.
Adeta yok olmak üzere, diyorlar!
Ne diyelim ki?
Sen bu milleti, bu insanları ve bu devleti beterinden koru yarabbi mi diyelim?
Zaten diyoruz.
Dualarımız hep böyle, insanlarımız ve devletimiz için tabii ki!
Ama ekonomik anlamda bu millet hiç de iyi durumda değil.
Hele/hele bazı yiyecek/içeceklerin, % 40’ ları, %50’ lileri bulan fiyat artışları var!
Ya şimdiki uygulanacak olan vergi cetvelleri?
Hayret değil mi?
Sanki “ vurun abalıya” diyorlar!
İşte onun için diyoruz ya, “ Gemisini yürüten kaptan” diye!
“Bir eli yağda, bir eli de bal’da” diye!
Ama bu millet artık ne diyor biliyor musunuz?
Artık bu geminin kaptanının değişim zamanı geldi diyorlar!
Tabii ki takdir seçmenimizindir.
***
Bir gülümseme insani açıdan kalbi yumuşatırmış!
Dilerim sizin kalbiniz hep yumuşak olsun sevgili okurlar.
Selam/saygı bizden.