EYY BENİM GÜZEL ÜLKEMİN VATANSEVER İNSANLARI!
Mart ayında yine bir seçime gidiyoruz…
Yine lehte ve aleyhte sevmediğimiz sözler ve bakışlar/duruşlar sergiliyoruz…
Vee yine birbirimize olur/olmaz sözler ve tasvip edilmeyen kırıcı deyişler kullanıyoruz!
Ne adına?
Oy alma, erk edinme ve sözde devlet yönetme adına.
Vay be?
Peki, bu bize, bu ulusa, bu yüce Türk milletine bu yapılanlar/söylenenler yakışıyor mu?
Hiç zannetmiyorum, hiç de yakışmıyor!
İnsanların birbirlerine karşı sevgi/saygı ve birlik/ beraberlik içersinde olması gerekirken, tam tersi ayrıcalıklı/itici/yıkıcı yapılara itiyor, itiliyoruz!
Eyvah ki eyvah!
Ayıp oluyor bayanlar/beyler!
Yakışmıyor sayın siyasiler!
Bu duruşun, bu söylemin içersinde atalardan gelen, ne feyiz alacağımız, ne de olmalı dediğimiz etik değerler ve inanışlar/ saygınlıklar var…
Savrulup gidiyoruz!
Ama nereye kadar?
***
Geçmişimize bakalım!
Atalarımızdan gelen, dillerimizden ve bakışlarımızdan eksik etmemeye çalıştığımız etik değerlerimize bakalım…
Balkım ki bu günlere nasıl ve ne şekilde gelmişiz onu görelim?
Eğer göremiyorsak, eğer çıkarlar ve umarlar adına bunu terk edip bize yabancı gelen söylemler yapıyorsak…
Diyeceğim şu ki bir kez daha yazıklar olsun.
Biz, bu ulus, bu yüce Türk Milleti; onurumuz/ şerefimiz/namusumuz ve bekamız adına çıplak yatmayı şiar edinmiş erkli insanlarız.
Ne mutlu Türküm diyene!
Ama ülkemde yaşayan; dini/dili/rengi ve kültürü ne olursa olsun o canlar da benim vatandaşımdır, onlar da benim kardeşimdir, onlar da benim namusumdur!
Onları da böyle bakar ve severim!
Bir başkasının bakış açısı ve söylemleri de bizi, bizleri asla ilgilendirmez!
Kem söz sahibine aittir.
***
15. Türk devleti olan Osmanlı imparatorluğu kurulurken, bakın bilge insan olan Şeyh Edep Ali, Osman Gazi’ye o tarihte ne demiş, ne nasihat ve vasiyet etmiş, onu bir anımsayalım?
Lütfen okuyun ve okutun.
EY OĞUL!
Ey oğul, artık beysin!
Bundan sonra öfke bize, uysallık sana.
Gücenirlik bize, gönül almak sana.
Suçlamak bize, katlanmak sana.
Acizlik bize, hoş görmek sana.
Anlaşmazlıklar bize, bağışlamak sana…
Ey oğul, sabretmesini bil, vaktinden önce çiçek açmaz.
Şunu da unutma; insanı yaşat ki devlet yaşasın.
Ey oğul, işin ağır, İşin çetin, gücün kula bağlı!
Allah yardımcın olsun…
Güçlüsün, kuvvetlisin, akıllısın, kelamlısın!
Ama; bunları nerede, nasıl kullanacağını bilmezsen sabah rüzgarında savrulur gidersin.
Öfken ve nefsin bir olup aklını yener.
Daima sabırlı, sebatlı ve iradene sahip olasın!
Dünya, senin gözlerinin gördüğü gibi değildir.
Bütün bilinmeyenler, feth edilmeyenler, görünmeyenler, ancak sen faziletli ve ahlaklı olursan gün ışığına çıkacaktır.
Ey oğul!
Ananı, atanı say!
Bereket büyüklerle beraberdir.
İnancını kaybedersen, yeşilken çöllere dönersin.
Açık sözlü ol!
Her sözü üstüne alma!
Gördüğünü görme, bildiğini bilme!
Sevildiğin yere sık gidip gelme!
Ey oğul! Üç kişiye acı:
Cahil arasındaki âlime, zenginken fakir düşene ve hatırlı iken hatırını kaybedene!
Ey oğul! Unutma ki yüksekte yer tutanlar, aşağıdakiler kadar emniyette değildir.
Haklıysan mücadeleden korkma!
***
Demiş!
Ya şimdi?
Alan alsın, bakan baksın!
İşte durum bu!
Yorumlar
Kalan Karakter: