İl olarak geçmiş tarihimize baktığınız zaman, birçok kültürün ve bunların bırakıtlarının bizleri sevindiren bir şekilde karşımıza çıktığını görmekteyiz.
Diğer bir bakışla ele alındığında Truzim açısından yöremiz adına önemli verilerdir.
Ama önce yerleşik düzen kurmak için o kabilenin, yaşam kitlesinin ülkenin veya oluşumun rahat yaşaması yönünde orman, sulak ve otlak olan arazilere ihtiyaç vardır.
Bu nedenle de; suyu/deresi/ormanı ve gölü bol olan bu güzel coğrafyada da, Hatti’lerin, Etiler’in, Frig’lerin, Makedon’ların, Pers’lerin, Romalı’ların, Bizanslı’ların izlerine, yaşamlarına ve de bırakıtlarına rastlamaktayız!
Hatta Asur ticaret kolonilerine bile rastlamak mümkündür.
Her ne kadar bunların hepsi de yerleşik düzen kurmamış olsalar da, yine de tarihi verilerine ve de mutlu yaşamlarına rastlamak mümkündür.
***
1071 yılından bu tarafa Selçuklu Sultanı Alpaslan tarafından da “şanlı Türk yurdu” olarak kullanmaktayız!
Demek istediğim şu ki; bu kadar çok kültürlerin yurt tuttuğu bu yöre, o tarihlerde toprağından bereket fışkıran bu güzel coğrafya olmasına karşın, şimdilerde de, her ne ise derelerinin ve göllerinin kuruduğunu üzüntüyle izlemekteyiz.
O tarihlerden bu tarafa neler yaşandı ki bu coğrafyada bulunan dereler/çaylar ve de göller kurumaya yüz tutmuş hatta kuruyanlara bile rastlamak mümkün olmuştur!
Ama ne çare ki bilinçsiz ve gereksiz yaptırımlar nedeniyle bu günkü, yani kurumaya yüz tutmuş bir yapıya gelmeleri de oldukça düşündürücü olmuştur.
“Orman varsa hayat var, su varsa canlı yaşam var” bilge sözünü de unutmamamız gerekir.
Yanan ormanlar; bilinçsiz yapılan sulama göletleri, doğaya, doğa kanununa yapılan en büyük ihanettir!
Egoistçe kendisini düşünüp, siyaseten var olma adına uygulanan yanlış politikalar; gelecek neslimizi düşünmeyerek yapılan siyasi beklentiler, makul bir yaptırım olarak asla kabul edilemez!
Yazık!
Bu duruma yönelik, siyasilerin politik bir bakış olarak söyledikleri; “A-B- C projelerimiz var” denmiş olsa da, bunların havada kalan bir söylem olduğu artık açıkça görülmektedir.
Ne yazık ki bu günler, eğer önlem alıcı projeler ve programlar yapılamadığı takdirde, bizleri, hepimizi ülke olarak çok zor bir duruma düşürecektir!
Yani işimiz şu anda “Yüce Allah’a” kalmıştır!
Yağış bol olursa iyi, ama olmazsa vay halimize!
Tanrım; bizleri, hepimizi ve ülkemizi zor duruma düşürmesin inşallah.
***
Sonuç: Ormanlarımıza, akarlarımıza ve de göllerimize sahip çıkıp akılcı projelerle bu sorunu çözmemiz şart olmuştur.
Ülke insanları olarak da beklentimiz budur.
Gülen yüzleriniz solmasın inşallah, değerli okurlarımız.
Sevgi/saygı bizden.
AKARLARIMIZ VE GÖLLERİMİZ KURUYOR!
Yayınlanma :
24.09.2021 03:00
Güncelleme
: 24.09.2021 03:00
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Yorumlar
Kalan Karakter: