İnsanı yaratan, hayat veren ve yaşaması için nimetler veren Allah’tır. Allah her insanın bu hayattaki ömür çizgisini de tayin etmiştir. Ömür denilen hayat çizgisi, Allah’ın insana bir emanetidir. Emanete ihanet günahtır ve bir Müslümana asla yakışmaz. Onun için ömür doğru, güzel, ve istikamet üzere yaşanmalıdır. Çünkü İlahi mahkemede ömrün nerede, nasıl ve hangi yolda yaşanıp tüketildiği sorulacaktır. Bir hadis-i şerifte şöyle haber verilmektedir : “Hiçbir kul, kıyamet gününde, ömrünü nerede tükettiğinden, ilmiyle ne gibi işler yaptığından, malını nereden kazanıp nerede harcadığından, vücudunu nerede yıprattığından sorulmadıkça bulunduğu yerden kıpırdayamaz. ” (Tirmizî, Kıyamet 1 )
İnsanın hayatı boyunca yaptığı işleri, amelleri ve söylediği sözleri; iyi ve kötü diye nitelendirilir. İyiden taraf olanlar sevap, kötüden yana irade kullananlar da günah işlemiş olurlar. İnsanın iradesini iyi veya kötü yönde kullanma, özgürlüğü vardır. O nedenle de yaptığından sorumlu tutulmuştur. Zerre kadar hayır işleyen de şer işleyen de karşılığını görecektir (Zilzal,99/7-8). Dünya ekme yeri, ahiret ise hasat yeridir. (Kasas, 28/77)
Din, insanın hem dünyada ve hem de ahirette mutlu olmasını amaçlamıştır. Bunun için takip edilecek yolu çizmiş ve yolculuk kurallarını da koymuştur. Bu amaçla; emirler vermiş, yasaklar koymuş, günahı-sevabı, helalı-haramı, faydalıyı-zararlıyı, hayrı-şerri, hidayeti-dalaleti, rahmani ve şeytani olanı, tasnif ve tadat edip bildirmiştir. Emirlere uyup yasaklardan sakınan, sevap olanı alıp günah olanı öteleyen ve faydalıyı benimseyip zararlıyı reddeden anlayışla ömrünü yaşayanlar, dünya ve ahiret saadetine kavuşurlar. İşte bunlar hayatı güzel yaşamayı başaran insanlardır.
Son günlerde Watsapp ile ilgili gelişmeler çok konuşuldu. Özel bilgilerimizin kullanılması çokça tartışıldı. Mahremiyet elbette çok önemli. Ama diğer taraftan da biz iyi biliyoruz ki yapıp ettiklerimiz, yani hayatımız ilahi kamera tarafından kayıt altına alınmaktadır. Her birimizin yaptığı her işi, her ameli, her hareketi ve söylediği her sözü; yazılı, sözlü ve görüntülü olarak “Kiramen Kâtibin” melekleri tarafından kaydedilmektedir. (Kaf,50/ 17-18) Mahşerde kurulacak olan İlahi mahkemede itirazı olanlara, bu kayıtlarla cevap verilecek, "Oku kitabını! Bugün hesap sorucu olarak sana nefsin yeter" denilecektir” denilecektir (İsra,17/14). Onun için Müslüman kişi Allah’ın her zaman, her yerde ve her durumda hazır ve nazır olduğunu, kendisini görüp gözetlediğini asla unutmamalıdır. Bu bilinçle kişi, her zaman Allah’ı görüyormuş gibi davranmalıdır, her ne kadar kendisi Allah’ı görmese de Allah kendisini görüp gözetmektedir. O halde Müslümanın vazifesi, meleklere kötü görüntü vermemeye, azami gayret göstermektir. Biz buna ihsan derecesi diyoruz. Nitekim Peygamberimiz Cibril hadisi olarak bilinen bir hadislerinde ihsan derecesini ifade ederken şöyle buyurmuşlardır : ““İhsan, Allah’a onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor”.” (Buhârî, Îmân 37)
Ömrümüzü bereketli kılmak için elbette her insan Kur’an ve Sünnet çizgisine taliptir. Başka seçeneğimiz zaten olamaz. Bu itibarla ömrümü güzel yaşamak ve anlamlı kılmak istiyorum o halde nasıl bir yol tutayım ki? Sorusunun cevabını Rabbimizin kelamından öğreneceğiz. Bu konuda bize ışık tutan kerim kitabımızın birçok ayetleri var. Bir fert veya toplum ömrünü bereketli kılmak ve istikamet üzere olmak istiyor ise, dünyasını ve ahiretini imar etmek istiyor ise İsra suresi 23-40 ayetlerinde topluca ifade edilen şu ahlaki değerleri bir kez daha okumaya ve düşünmeye davet ediyorum. Ben bir gazete yazısı çerçevesinde sizler için ana başlıklarını şöyle özetliyeyim:
- Önce Allah’a inanmak: İman etmenin mahiyeti ve sorumluluğu çok önemli.
- Ondan başkasına asla ibadet etmemek: kulluk ve boyun eğmek sadece Allah’adır.
- Anaya-babaya iyi davranmak: Ömrümüzün bereketi için iki aziz insana karşı çok dikkatli olmamız gerekir. Onlar için nasıl dua edeceğimizi bile Rabbimiz bize ne güzel öğretiyor değil mi? “ "Rabbim!, Tıpkı beni küçükken koruyup yetiştirdikleri gibi sen de onlara acı."( İsra,17/24)
- Günahlara tövbe etmek: Günahlardan tövbe bir kulun ömrünü bereketlendiren en güzel ahlaki değerlerdendir.
- Akrabaya, yoksula ve yolda kalmış yolcuya haklarını vermek: Toplumsal huzur ve ağız tadımız için bu dayanışma aynı zamanda ömrümüzü bereketli kılan temel değerlerdendir.
- Saçıp savurmamak israfçı olmamak: Fert ve toplum için en hayati konulardandır.
- Eli sıkı olup cimrilikte yapmamak: Aynı şekilde hem nefsimiz hem de gerektiğinde ihtiyaç sahipleri için üzerimize düşeni yapmaz isek ömrümüzün bereketini kaçırırız.
- Yoksulluk korkusuyla çocuklarınızı öldürmemek: Çocuklarımız bize emanettir. Onları hem madden hem manen öldürmemeliyiz ki ömrümüz bereketlensin.
- Zinaya yaklaşmamak: Zina, toplumun temeline dinamit koymaktır. Neslin sağlıklı devamını temin etmek bereketin ta kendisidir.
- Allah'ın, öldürülmesini haram kıldığı cana kıymamak: Her can azizdir. Her Müslüman diğer insanları yaşatmak ve bir başkasına ulaşmak için gayret gösterir.
- Yetimin hakkını yememek: Yetimler ümmete emanettir. Onlarla ilgilenmek ümmetin hayatına bereket katar.
- Ticarette düzgün olmak: Alış-verişteki dikkatimiz soframızın ve ömrümüzün bereket kaynağıdır.
- Dedikodu, gıybet yalancılıktan uzak durmak: Hucurat Suresi özelinde değerlendirirsek daha da anlamlı olur. Bahsi geçen ahlaki değerler aile, komşu ve toplum için bereketi arayacağımız yerlerdir. Bize uymayan hasletlerden uzak durmak, bize yakışan hasletlerle hemhal olmaktır.
Yaşadığımız hayatı güzelleştirmek için ömrün günlerini de güzel yaşamak gerekir. Günlerin güzel yaşanması için istikamet üzere günahlardan uzak durmak gayreti ile yaşanması icap eder. Günün günahsız yaşanması için de mümin yatağından kalkıp yeni güne başladığında; “ Ben bu günümü günahsız yaşayacağım” diye niyet etmelidir. Veya Hz. Ömer’e izafe edilen “ bugün Allah için ne yaptın ?” sorusunu günün sonunda kendimize sormak gerek. Elbette cevabı bizim için önemli. Gün boyu günahlardan, günah işlenen mekanlardan ve günaha teşvik edecek insanlardan uzak durmalı ve günahlara bulaşılmamalıdır. Rabbim günahlardan uzak, istikamet üzere bir ömrü, bizlere nasip eylesin.
Kalemine sağlık Ahmet Hocam.