MİRAÇ KANDİLİ
Yayınlanma :
20.03.2020 10:37
Güncelleme
: 20.03.2020 10:37
İsrâ ve Miraç, Sevgili Peygamberimizin (sa) insanlığı İslâm’a davet sürecinin en zor yıllarında bir gece Peygamber Efendimize ikram ettiği bir olaydır. Bu kutlu yolculuk, İsrâ suresinin ilk ayetlerinde şöyle dile getirilmektedir:
“Kendisine ayetlerimizden bir kısmını gösterelim diye kulunu (Muhammed’i) bir gece Mescid-i Haram’dan çevresini bereketlendirdiğimiz Mescid-i Aksa’ya götüren Allah’ın şanı yücedir. Hiç şüphesiz o, hakkıyla işitendir, hakkıyla görendir.” ( İsra,17/1)
Miraç, her şeyden önce yükselme yollarının yegâne sahibinin Yüce Allah olduğunun bilincine varabilmektir. Miraç, bir yükseliştir. Fiziğin metafiziğe, bedenin ruha, ruhun sahibine, kulun Allah’a yükselişidir. Beşerîlikten insanlığa yükseliştir. Müslümanlar bu yükselişi tıpkı Resûl-i Ekrem (sas) gibi ancak O’nun razı olacağı bir hayatı yaşayarak gerçekleştirirler.
Miraç, sadık ve samimi bir iman, ibadet ve taat, ihlas ve takva, güzel huy ve ahlâk, hayır ve hasenat, hak ve hakikat, doğruluk ve dürüstlük, adalet ve sevgi, merhamet ve şefkat, dostluk ve kardeşlik, sabır ve sebat, fedakârlık ve cömertlik, yardımlaşma ve dayanışma gibi fazilet ve erdemler ile yükselmektir.
Miraç, göklere olduğu kadar, insanın kendi semasına yani kalbine ve iç dünyasına doğru da yapması gereken bir yolculuktur. Yeryüzünün iki manevî merkezinde, Mescid-i Haram ve Mescid-i Aksa’da Resûl-i Ekrem’le gerçekleşen bu mübarek yolculuk bugün bizim için manevî merkez olan gönül dünyamızda da gerçekleşmelidir.
Her yıl gelen miraçla önce inancımızı, sonra bağlılığımızı, samimiyetimizi, amellerimizi yenileriz. Riyaya, kibre, samimiyetsizliğe, ikiyüzlülüğe karşı dindarlığımızı gözden geçiririz.
Her yıl gelen miraçla aile bağlarımızı, anne ve babamızla, yavrularımızla ilişkilerimizi, komşularımızla olan bağlarımızı yenileriz.
Miraç, malımızı-mülkümüzü, paramızı-pulumuzu, servetimizi, maddî gücümüzü ruhumuzun yükselişi yolunda gözden geçirmemizi sağlar. Sevgililer Sevgilisiyle, Dostlar Dostuyla aramıza giren engelleri silkeleme imkânı verir bize.
Bilindiği gibi Peygamber Efendimiz (sas), miraçtan üç büyük hediye ile dönmüştür:
Birincisi gözümün nuru, müminlerin miracı dediği namaz; ikincisi Bakara suresinin son iki ayeti; üçüncüsü de istikametini imana çeviren herkesin, sonunda cennete gireceği müjdesidir.
Üç hediye aslında İslâm’ın gayesini sembolize etmektedir. Namaz ile günde beş kez Rabbinin huzurunda durarak bireysel yükselişini yakalayan mümin, miraç müjdesi ayetlerle sorumluluğunun sınırlarını ve ufuklarını görür. Ayrıca resuller arasında bir fark olmadığını, bir fark gözetilmediğini, tevhit elçilerinin ortak misyonunu evrensel ve ideal bir hedef olarak önüne koyar. Toplumsal barışın tarihsel kökeni bu ayetle âdeta abideleşir. Ve mümin, iman istikametinde olduğu sürece cenneti kazanacağını bilir. Böylece imanın evrenselliği, yüceliği, kuşatıcılığı, ebedîliği bir müjde olarak, bir hediye olarak sunulur.
Bu vesileyle Sevgili Peygamberimizin miracından ilham alarak bireyin, toplumun ve topyekûn bütün insanlığın yükselişi üzerinde yeniden düşünmek durumundayız. Modern zamanlarda insanlığın içine düştüğü manevî sorunların üstesinden gelinmesinde, aşağıların aşağısına yuvarlanmış insanlığı Sevgili Peygamberimizin (sas) yüksek değerlere nasıl kavuşturduğunu bilmeye; getirdiği değerlerin insanlığın süflî bir hayattan ulvî bir hayata yükselişi için nasıl bir miraç vazifesi gördüğünü anlamaya ihtiyaç vardır.
Bir Miraç gecesine daha esaret altında bir Kudüs'le girmek. Ve tabi ki İslam alemini hâli pür melâli… Özellikle yakın coğrafyamızdaki Müslüman kardeşlerimizin içinden geçmekte olduğu zorlu süreç, dünyayı kasıp kavuran virüs .Yüce Mevla’dan niyaz ediyorum, yaşadığımız her ânımızın rızasına uygun olmasını. Rabbim her türlü görünür görünmez belalardan hastalıklardan bizleri muhafaza eylesin.
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: