Üç ayların güzelliği, dün gece idrak ettiğimiz Regaip Gecesi, beklenilen diğer kandiller, ve gelecek kutlu misafir Ramazan Ayı…Müthiş bir heyecan ve farkındalık. Kazasız kavuşmayı diliyorum Mevla’dan…
Kıymetli okurlarım bugün sizinle paylaşacağım yazı öğrencilik yıllarımda, Diyanet Dergisinde yayınlanan , okuduğumda çok beğendiğim hemen makası elime alıp kestiğim bir yazı .(Ayşe Nur Menekşe’ye ait). İçersinde bulunduğumuz şu üç ayların ve hayatımızın sonuna kadar her anımızın dua ile geçmesi temennisiyle.
"Nurumuzu tamamla ve bizi bağışla..”
Rabbim, Seninle nasıl söyleşeceğimizi bilemiyoruz. Ellerimizi ümitle açıyoruz. Dilimiz söyleyeceği kelâmı şaşırıyor. Kalbimizi Sana yöneltiyoruz. Kendimizi Sana teslim ediyoruz. Düşlerimizi de, yüreğimizi de, bizi de bizden daha iyi bildiğini biliyoruz. Bizim için ne dilediysen hayır umuyoruz. Biliyoruz ki Sen bizim için hayırlı olanı bilensin. Bizim için hayrı var edensin.
Biz karanlıklardayız. Çöl ortasındayız. Katından bir rahmet bekliyoruz. Güneşinden içimize aydınlıklar diliyoruz.
Hz. Musa gibi yalvarıyoruz Sana. "Bize indireceğin her hayra muhtacız."
Hz. Eyüp gibi sesleniyoruz. "Rabbim Sen merhametli ve şefkatlisin."
Hz. İbrahim gibi yöneliyoruz Sana... "Nurumuzu tamamla ve bizi bağışla..."
İbrahim’i yakmadığın ateşlere bizleri salma... Bizi bırakma. Bırakırsan nefsimizin karanlıklarına hapsoluruz. Bırakırsan nefsimizin kurulu tuzaklarında mahvoluruz. Sen bize yetiyorsun. Senin merhametinin gazabının önünde olduğunu biliyoruz. Biz her işimizi Sana bırakıyoruz. Haksızlıkları affetmemizi emrettiğinden beri kalplerimizi karartmaman için, içimizdeki kirleri arındırman için yalvarıyoruz Sana...
Hz. Muhammed gibi yalvarıyoruz Sana... "Katından bizi destekleyecek bir kuvvet ver."
Rabbim, içimize düşen ateşler ekinsiz bir vadiye döndürdü bizi... Gökyüzündeki yıldızların şahit olsun, affını ve merhametini diliyoruz. Yaptığımız hatalardan pişman ve Sana muhtacız. Üzerimize gelen belâları, üstümüze yürüyen, gecelerimizi çalan günahlarımızı Sen affetmezsen, kim affeder? Rahmetine ümitle koştuğumuz zamanlarda bizi Senden ayrı bırakma! Hz. Muhammed "kavmimi bağışla, çünkü onlar bilmiyorlar." Diyordu. Biz de bilmiyoruz nasıl yalvaracağımızı... Seninle nasıl söyleşeceğimizi... Sana yürüdüğümüzde koştuğunu söylüyorsun. Secdede bize en yakın oluyorsun. Alnımızı secdenin serinliğinden ayırma! Bizi miraca çıkarmanı, rahmetinle içimizin yangınlarını söndürmeni diliyoruz. Yusuf gibi kurtar bizi dünyanın kuyularından...
"Dualarınız olmasa ne ehemmiyetiniz var" diyorsun. "Dua edin icabet edeyim" buyuruyorsun.
Yarabbi, kalbimizin hüznünü biliyorsun. Şeytanları sevindirme! Bizi yalandan, talandan koru ve kurtar. Senden başkasını bu kalbe sokmaman için yalvarıyoruz Sana...
Hz. Yunus gibi, Hz. Yusuf gibi, Hz. İbrahim gibi, Hz. Muhammed gibi yalvarıyoruz Sana... Annelerimize, babalarımıza hayırlı evlâtlar olabilmeyi diliyoruz Senden. Ve hayırlı evlâtlara erişebilmeyi... Senden ümidimizi hiç kesmedik. Dostlarınla dost olabilmeyi, düşmanlarından uzak durabilmeyi diliyoruz. Dertler dilimize ve bedenimize dokunduğunda biliyoruz ki, Şâfî isminle imdadımıza yetişeceksin. Kalbimizi sevginden mahrum bırakma! Ve bizleri başkalarına havale etme!
Hz. İsmail’in tevekkülü ile, Hz. Hatice’nin sadakatiyle, Hz. Ayşe’nin iffetiyle, Hz. Eyüp’ün sabrıyla kuşat bizi... Rahmetinden rahmet gönder. Ve bizlere ne verirsen rahmetinden ver. Affına ve cömertliğine sığınıyoruz. Ellerimizi bırakma, amin...