EVLAT
Yayınlanma :
16.01.2020 14:20
Güncelleme
: 16.01.2020 14:20
Evlat sevgisi fıtridir ve anlatmakta bazen kelimeler yetersiz kalır. Sevgi, evladın gözlerinde, küçük ellerinde ve tatlı dillerinde hayat bulur. Hayatın karmaşası içinde, sığınılacak bir liman olur evlat. Tüm yorgunluğunuzu ve günün stresini o sizin üzerinizden alıverir. Öyle bir söz söyler, öyle bir hareket yapar ki bir anda her şeyi unutursun, sana bakar da gülüverir ya ! kalbinde bir ışık yanar sanki ve tebessüm edersin. Basarsın bağrına yavrum dersin, kuzum dersin ve mutlu olursun.
O’nun masum yüzünde Yaradan’ın kudretini görürsün, uykulardan vazgeçersin,yeter ki o iyi olsun der gerektiğinde canından vazgeçersin. Hele evladıyla imtihan olmak ! Allah’ım ne zordur. Babasız büyüyene yetim derler , annesizliğin acısını çekene de öksüz. Evlat acısı yaşayana bir söz diyememişler herhalde. Acaba kelimeler kifayetsiz kalmış, yetmemiş ya da anlatılamamış mı? Ama bir işin zorluğunu ifade için de “evlat acısı gibi koydu derler “ . Rabbim kimseye evlat acısı yaşatmasın.
O hata yapınca, çocuktur doğası gereği yapacak tabi dersin, hasta olunca öpersin senin hastalığın bana geçsin dersin. Çok kızdırırsa senin çocuklarında sana yapsın dersin...susarsın. Mutluluğu sana pederpey yaşatır. Doğar, göbek bağını düşürür, dişi çıkar,emekler, yürür,okula gider, evlenir, çoçuğu olur ve daha nicesi hep mutlu olursun. Evlat sevgisi, ne ebeveynin sevgisine ne de sevdiğininkine benzer. Kor eder insanı, yanarsın, yandıkça tutuşursun, tutuştukça yanarsın.
Bazen üzer seni evlatların, bazen kırar. Ben bunu hak etmedim dersin içinden. Ama kaç yaşında olursa olsun senin küçük bebeğindir, dayanamazsın affedersin. İstersin ki iyi arkadaşları olsun, dersleri iyi olsun, vatan bayrak namus gibi değerleri olsun, dinine hizmet eden olsun, işi gücü rast gelenlerden olsun.
Her babanın kızı onun bir tanesidir mesela, Peygamberin kızı Hz. Fatımada onun bir tanesiydi.O tam anlamı ile Cebrailin vahiy getirdiği ev de doğan ve neredeyse vahyin her gelişini müşahade edendi. O vahiyle birlikte, vahyi yaşayarak büyümüştü. Hz. Peygamber kızı Fatıma’yı o kadar özel bir sevgi ile seviyordu ki Müslümanlardan da Fatıma’yı sevmelerini istiyor ve bu sevgiyi kendine duyulacak sevgi ile özdeşleştiriyordu. Hz.Resûlullah’a, en çok kimi sevdiğini sorduklarında; ” Fâtıma’yı” derdi. “Fâtıma bendendir, onu seven beni sever, onu kızdıran, beni kızdırmıştır.”, “O, benim kızımdır; vücudumdan bir parçadır; onu inciten beni incitmiştir.” (Müslim, Fedâilü’s-sahâbe, 94) buyurmuşlardı. Rabbimiz kitabında kendi sevgisini resulünün sevgisine bağlıyordu. Resulü de Fatıma’nın sevgisine bağlıyordu. Allah Rasûlü ciğerparesi Fâtıma’ya, Fâtıma da babasına çok düşkündü. Onun üzülmesine dayanamazdı hiç. Bu yüzden Mekke’de geçen zorlu yıllarda, en zor zamanlarında bir anne şefkatiyle yanında olmuştu. Babası (s.a.s.) de onu “ümmü ebîhâ” (babasının annesi) diye sever, “Fâtıma benden bir parçadır. Ona eziyet veren şey bana da eziyet verir.” derdi.
Efendimiz yavrusu için: “O, benim kızımdır; vücudumdan bir parçadır.”deyip nasılda özetlemiş evlat sevgisini. Evet onlar bizim evlatlarımız onlar bizim parçalarımız. Sadece bu dünya da değil Ahirette de mutlu olmaları için dua ediyor ve Rabbime kulak veriyorum:
“Ey Rabbimiz! Eşlerimizi ve çocuklarımızı bize göz aydınlığı kıl ve bizi Allah’a karşı gelmekten sakınanlara önder eyle”(Furkan, 25/ 74)
“Rabbim! Beni tek başıma (evlatsız) bırakma, gerçi (vermesen de) sen, varislerin en hayırlısısın.” (Enbiya, 21/89)
“Ey Rabbim! Beni ve neslimden (gelenleri) de namazı gereği gibi kılanlardan eyle. Ey Rabbimiz! Duamı kabul buyur.” (İbrahim , 14/40)
“Ey Rabbim! Bana iyilerden (salih evlat) lütfet!” (Saffat, 37/100)
“Ya Rabbi! Bana kendi katından çok temiz bir nesil (çocuk) bahşet. Muhakkak ki sen duayı hakkıyla işitensin.” (Ali İmran, 3/38.)
“Mal ve oğullar, dünya hayatının süsüdür. Bakî kalacak olan iyi ameller ise, Rabbinin katında, sevabca da hayırlıdır, ümid yönünden de daha hayırlıdır.” (Kehf, 18/46)
“ Ey İnananlar! Mallarınız ve çocuklarınız sizi Allah'ı anmaktan alıkoymasın. Kim bunu yaparsa işte onlar ziyana uğrayanlardır.” (Münâfikûn, 63/9)
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: