Bize Gelen Sıkıntılar,  İmtihan Vedilesidir

BİZE  GELEN SIKINTILAR,  İMTİHAN  VEDİLESİDİR.
SABIR -5-
Değerli  okuyucularım! 
Hayat boyu yaşantımıza dikkat  etmeliyiz,  günahlardan ve haramlardan sakınmalıyız. 
Rabbül aleminin,  gerek bizim  kendi  yaşantımıza ve    gerekse toplumsal yaşantımıza koyduğu yasalara, kurallara uymalıyız. Doğaya, tabiata koyduğu kadere,  yasalara uymalıyız. Bu yasalara  emir  ve yasaklara   harfiyyen dikkat  edip uymalıyız,  kanunsuz olmamalıyız. Yaratanın tabiata, doğaya koyduğu yasalara , kanunlara  uyup, her alanda  tedbirli  olmalıyız.
 Sonrada tevekkül  etmeliyiz,  kadere  razı olmalıyız. 
Başımıza gelen sıkıntıların bir  kısmının da sebebi,  kendi  ellerimizle  yaptığımız nedenlere  bağlı değilmi? 
Elbette. 
Ebu Musa el Eşariden (R.a)  rivayet edildiğine göre ...
Rasulullah  (s.a.v.) şöyle buyurdu.
“Kulun başına  gelen herhangi bir eziyet, veya bunun yukarısı, ya da aşağısı,  kulun ancak günahı sebebiyledir. Allah’ın bağışladıkları ise daha çoktur. 
 Şûra Suresi 30. Ayette ise Allah’u Teala,   mealen.  “Başınıza gelen her musibet kendi yapıp ettikleriniz yüzündendir; kaldı ki Allah birçoğunu da bağışlar.” buyurmakta.
Yâ Ali, sana bunu açıklayayım: Dünyada başınıza gelen hastalık, cezâ veya musibet gibi şeyler, kendi yaptıklarınız yüzünden başınıza gelmiştir. Allah da, dünyada iken cezasını çektiğiniz bir şey için ahirette tekrar sizi cezalandırmayacak kadar müsamahakârdır. Dünyada iken sizleri bağışladığı şeyler içinse, bağışladıktan sonra tekrar dönmeyecek kadar yücedir.” (Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 15, s. 185, Hds. 21806.)
Örnek insan Rasulullah (s.a.v) şöyle buyuruyor. 
“Bir kamışın yaralaması, bir damar seğirtmesi, taşa takılma veya ayağının tökezlemesi, ancak kişinin işlediği bir günahtan dolayıdır. Allah’ın affettikleri ise daha çoktur.”  (Hennâd b. es-Serî, Kitâbü’z-Zühd, Çev. Dr. Musa Akpınar-Dr. Faik Akçakoca, İst. 2017, s. 223, Hds.No.  431.)
Ankebut suresi 29/1 ve 2. Ayette, Rabbimiz Allah Teâlâ şöyle buyurur: "Elif Lâm, Mîm.
İnsanlar, (sadece) 'iman ettik diyerek', imtihan edilmeden bırakılacaklarını mı sandılar?
             Ebû Hüreyre’den (ra) rivayet edildiğine göre, Örnek İnsan  Allah Rasulü,  Mümin’ini başına gelen sıkıntının,  geçmiş  günahlara, Keffaret olduğunu  şöyle  anlatır.
  Hz. Peygamber (s.a.v)bu konuda  şöyle demiştir: "Allah, Müslüman’ın vücuduna batan bir dikene varıncaya kadar meşakkat, hastalık, endişe, keder, acı ve kaygı gibi musibetleri, onun günahlarına Keffaret kılar." ( Buhârî, Merdâ, 1; M6566 -Müslim, Birr, 50) 
Örnek insan Hz. Muhammed (s.a.v)  Ebû Hüreyre’den (ra) rivayet edildiğine göre, Rasulullah şöyle diyor : “ Allah hayrını dilediği kimseye, günahlarına keffâret olsun diye  musibet verir. (B.5645 Buhârî, Merdâ, 1)
Unutmayalım ki, peygamberlere çok sıkıntı  çekmiştir. Hadis-i şerifte buyuruluyor ki:
"En şiddetli sıkıntı  bela, peygamberlere, velilere ve benzerlerine gelir..." (Tirmizi, Zühd, 56)
Sabır ile  ilgili Ayetleri  ve Rasulullahın,  söz ve fillerinden, eylemlerden örnekleri çoğaltabiliriz...
Anacak yeterli olduğu kanaatindeyim.
İstersiniz İslamı özüne  benimsemiş ve yaşayarak oluşmuş  bir  atasözümüz ile  bağlasak ne  dersiniz.
ALLAH’ın  bizimle  olması  büyük  bir  müjde değilmi? 
Rabbul Alemin  bakınız  şöyle müjde  veriyor.
Bakara. S. 153 “Ey iman edenler! Sabrederek ve namaz kılarak Allah’tan yardım dileyin. Şüphe yok ki, Allah sabredenlerle beraberdir.” 
Müjdeye  bakınız ; Şüphe yok ki, ‘’Allah sabredenlerle beraberdir.” 
SABRIN  SONU SELAMETTİR ...
Öyle Değimi? 
Siz değerli okuyucularım.