Türkiye’ni bir türlü başa çıkamadığı sorunlardan bir tanesi maalesef sokak hayvanları.
Sokak hayvanları.
Doğru bir yaklaşım mı?
Sanmam.
Çünkü o hayvanları sokaklar doğurmadı.
O hayvanların büyük bir çoğunluğunun sahipleri vardı.
Hanım istedi diye evine kedi köpek alanlar var.
Kocam çok seviyor diye bir süre evde beslenen köpeğe göz yumanlar var.
Ay şekerim çocukları kıramadık bizde kedi köpek edindik.
Sonra?
Çok zor be.
Bakamadık, evde olmuyor.
Tüyü, çişi, sokağa çıkartıp gezdirmek gerekiyor.
Ben kendime bakamıyorum birde onunla mı uğraşayım.
Bıktım vallahi, üzüldüm ama saldım ıssız bir yere kaçtım.
Arkamdan baktı bir süre koştu ama ne yapayım.
Sen, ben, onlar böyle yapa yapa ev hayvanları ‘sahipleri’ tarafından sokağa atılıyor.
Sonrada sokak hayvanları diyoruz.
Evet onlar hayvan ama onlarda bir canlı.
Şöyle düşünün siz sevgilinizden ayrıldınız, karınızdan, kocanızdan ayrıldığınızda nasıl depresyona giriyorsunuz.
Psikologlara gidip bir yığın para verip normalleşmeye çalışıyorsunuz.
Eşe dosta içinizi döküp bunalımdan kurtulmaya çalışıyorsunuz ya.
Unutmayın sokağa attığınız kediler köpeklerinde bir ruhu, psikolojisi var.
Onlarda bunalıma giriyor.
Siz ağlayan kedi köpek gördünüz mü?
Ben gördüm.
Senin benim sokağa attığımız köpeklerden sonra yine sen ben şikayet ediyoruz.
Sokağa çıkamıyorum.
Çocukları okula çarşıya göndermekten korkuyorum.
Sokak hayvanları sürüyle geziyor.
Belediye nerede, valilik nerede?
Barınağa koysan sorun, koymasan başka bir sorun.
Dağa, doğaya, uzak başka köylere topluca bırakıp kaçan belediyeler var.
Açlığa ve ölüme terk edilen bu hayvanlar vahşileşiyor.
Saldırganlaşıyor.
Hani bir söz var, “Aç köpek fırın deler” derler.
Haç hayvanlarda karnını doyurmak için tehlikeli olabilir.
Dünyanın hiçbir yerinde bizim gibi sokak hayvanları yok.
Çünkü hayvan edinmek keyfe keder bir durum değil.
Sıkıldım diye sokağa atmak imkansız.
Her hayvanın bir kimliği var.
O hayvan kime kayıtlıysa sıkıysa sokağa salsın.
Çok ağır yaptırımları var.
Bizde de bir süredir hayvanlara kimlik vermeye çalışıyorlar.
Ama yetmiyor.
Bizdeki cezalar caydırıcı olmadığı için bir türlü uygulanmıyor.
Bu konu sadece belediye ile olacak iş değil.
Bu konu gönüllü birkaç dernekle çözülecek bir olay değil.
Bu konu sokaklarda su kabı koyarak, mama bırakarak yapılacak bir iş değil.
Evet bu konuda bir yetki karmaşası var.
Devlet kurumlarının koordineli çalışması, yerel ve ulusal STK’larla birlikte yapılması lazım.
En önemlisi de bir hevesle sahiplendiğimiz kedi köpekleri hevesimiz gidince sokağa salmamak.
Bu konuya nereden geldik.
Afyonkarahisar Hayvanları Koruma Derneği (AFHAYKO) toplantısına katıldım.
Onların faaliyetleri konuşulurken gönüllü olarak verdikleri mücadeleyi görünce yazma gereği duydum.
Özellikle bir konu çok ilginçti.
Vali Kübra Güran Yiğitbaşı ile geldiği günden beri randevu taleplerinin karşılıksız kalmasına inanamadım.
Benim bildiğim vali hanımı bu güne kadar birçok STK ziyaret etti.
Bazılarına karşı ziyaretlerde bile bulundu.
Ama konu sokak hayvanları derneği olunca görmezden gelmiş olamaz diye düşünüyorum.
Eminim ki bir iletişim kopukluğu yaşanmıştır.
Vali Hanımın böyle bir konuya duyarsız kalacak biri olduğunu sanmıyorum.
Yorumlar
Kalan Karakter: