Prof. Dr. Osman Sağdıç, gıda zehirlenmelerinin kimyasal, biyolojik veya mikroorganizma kaynaklı toksinlerden kaynaklandığını belirtti.
Özellikle sıcak havalarda mikroorganizmaların çoğalması için uygun ortam oluştuğunu vurgulayan Sağdıç, toplu yemek organizasyonlarında yapılan hataların riski artırdığını söyledi.
En büyük risklerden birinin soğuk zincir gerektiren etli ürünlerin uzun süre açıkta kalması olduğunu belirten Sağdıç, çiğ veya az pişmiş et, yumurta, süt ürünleri, deniz ürünleri, salatalar ve şarküteri ürünlerinin zehirlenmelere yol açabileceğini ifade etti.
Balık ve Midyeye Dikkat
Midye ve iyi muhafaza edilmemiş balıkların bakteri ve toksin biriktirme ihtimalinin yüksek olduğunu kaydeden Sağdıç şöyle konuştu:
“Bayat balıkta biriken histamin ısıya dayanıklıdır; pişirmeyle yok edilemez. Bu nedenle ciddi zehirlenmelere yol açabilir.”
Sağdıç, gıda zehirlenmesinin temelinde hijyen eksikliğinin, yanlış pişirme yöntemlerinin ve uygun olmayan saklama koşullarının yattığını söyledi.
Kızartma Yağının Defalarca Kullanılması Tehlikeli
Prof. Dr. Sağdıç, sokak lezzetlerinde sık karşılaşılan en tehlikeli uygulamalardan birinin de aynı kızartma yağının tekrar tekrar kullanılması olduğunu vurguladı.
Yağın sürekli yüksek sıcaklığa maruz kalmasının yapısını bozduğunu belirten Sağdıç:
“Bu durum akrilamid gibi kanserojen maddelerin oluşmasına yol açabiliyor.” dedi.
Marul, domates, maydanoz gibi çiğ sebzelerin iyi yıkanmadığında pestisit kalıntılarını ve toprak kaynaklı bakterileri taşıyabileceğini söyleyen Sağdıç, tüketicilere bilmedikleri, güvenmedikleri sokak satıcılarından uzak durmaları uyarısında bulundu.
Belirtiler Başlarsa Ne Yapmalı?
Gıda zehirlenmelerinde en yaygın belirtilerin bulantı, kusma, ishal, karın ağrısı ve kramplar olduğunu aktaran Sağdıç, şu tavsiyelerde bulundu:
Dinlenmek bağışıklık sistemini güçlendirir.
Sıvı kaybının önüne geçmek için bol su tüketilmelidir.
Son 48 saat içinde tüketilen gıdalar hatırlanmalı ve not edilmelidir.
Zehirlenme kaynağı biliniyorsa ALO 174 Gıda Hattı’na ihbarda bulunulmalıdır.
Ateş, şiddetli kusma, koyu renkli idrar, aşırı halsizlik gibi belirtilerde acilen doktora başvurulmalıdır.
“Yetersiz Pişirme En Büyük Tehlike”
Doç. Dr. Ertan Ermiş ise gıda kaynaklı zehirlenmelerin en yaygın nedenlerinin bakteriyel enfeksiyonlar, mikrobiyal toksinler ve kimyasal kirlenmeler olduğunu söyledi.
Et ve tavuğun yeterince pişirilmemesinin ciddi risk oluşturduğunu belirten Ermiş, çapraz bulaşmanın önüne geçilmesi gerektiğini vurguladı:
“Çiğ et ile pişmiş gıdaların aynı ekipmanla hazırlanması bakterilerin yiyeceklere bulaşmasına neden olabilir.”
Ayrıca çok sayıda gıdanın kısa sürede hazırlandığı açık büfe ve hızlı servis restoranlarında bu hatalara daha sık rastlandığını ifade etti.
Kötü Koku ve Renk Değişimi Tehlike İşaretidir
Doç. Dr. Ermiş, bozulmuş gıdanın anlaşılması için tüketicilere şu önerilerde bulundu:
Gıdada kötü veya farklı koku varsa tüketilmemeli.
Renk değişikliği, lekeler ve şüpheli doku bozulmayı gösterir.
Et, süt ürünleri ve deniz ürünlerinde en ufak koku değişimi bile zehirlenme belirtisi olabilir.
“Kusmaya Zorlamak Zararlı Olabilir”
Gıda zehirlenmesi sonrası yapılan en büyük yanlışlardan birinin kişinin kendini kusturmaya çalışması olduğunu söyleyen Ermiş:
“Zorla kusmak özellikle asidik madde zehirlenmelerinde daha büyük hasara yol açabilir.” dedi.
Doğru yaklaşımın en kısa sürede bir sağlık kuruluşuna başvurmak olduğunu belirten Ermiş, son 2–3 gün içinde tüketilen yiyeceklerin detaylı şekilde doktora aktarılmasının tedavi sürecini hızlandırdığını söyledi.
Yorumlar
Kalan Karakter: