Hemşerimiz Gültekin Uysal, Demokrat Partinin 12. Kongresinde kongreye katılan 843 delegeden 705 tane delegenin oyunu olarak üçüncü kez Demokrat Parti genel başkanlığına seçildi.
Demokrat Parti Genel Başkanı Hemşerimiz Gültekin Uysal üçüncü kez genel başkanlığa seçildi. 1080 delegenin olduğu kongreye 843 delege katıldı. Hemşerimiz uysal 705 oyla üçüncü kez genel başkan seçildi. Diğer aday Prof. Dr. Çınar Özen delegeden sadece 138 oy alabildi.
DEMOKRAT PARTİ MİLLETİN TA KENDİSİDİR
Kongrede faaliyet ve genel gider raporlarının okunmasının ardından Uysal, partililerin alkışları ve "Başbakan Uysal" sloganları eşliğinde kürsüye çıktı. Gültekin Uysal, Salında bulunan partililere; Hoş geldiniz millet için kefen giyenlerin dava arkadaşları, hoş geldiniz “yine de milletim” diyerek idam sehpasına çıkan aziz şehitlerin karındaşları, hoş geldiniz Menderes’in, Zorlu’nun, Bayar’ın, Polatkan’ın, Demirel’in, Özal’ın fikirdaşları hoş geldiniz.
Kıymetli Demokratlar, demokrasiye inananlar, Demokrat Parti bir yeminin adıdır. Tek adam sultasına, bir zümrenin baskısına, tek bir fikrin dayatılmasına karşı, milleti millet yapan tüm değerlerle birlikte, milletin egemenliğinin ihdası için bir anttır.Demokrat Parti kararlılıktır, azimdir, şandır. Demokrat Parti, hakkın teslimiyeti, haklının muzafferiyetidir. Demokrat Parti sineyi millettir. Demokrat Parti Milletin ta kendisidir.Demokrat Parti, Türkiye’nin demokratikleşmesi için canını ortaya koymuş bir gelenektir” diyerek sözlerine başladı.
MAKAMI BULUP MABUDU UNUTAN DEĞİLİZ BU YÜZDEN AYAKTAYIZ
Uysal konuşmasında şunları söyledi: Türkiye’nin demokratikleşmesi için canını ortaya koymuş bir gelenektir. Bu dava, ne kutlu bir davadır ki, 71 yıl milletin gönlünden silinmemiş, her türlü kumpasa iftiraya karşı ayakta kalabilmiş, mağduriyetinden nemalanmamış, millet için dua etmiş ve milletin duasına mazhar olmuştur. İşte, “Millet” dediği için, şahsi menfaatlerini çiğneyip, milli olanı baş göz ettiği için, “herkes için adalet, herkes için demokrasi” diyebildiği, ayırmadığı, kimseyi aidiyetine göre kayırmadığı, birlik dediği, dirlik dediği için, ben değil biz dediği için makamı bulup mabudu unutanlardan olmadığı için, bu necip milletin hayır duasını aldığı için 71 yıldır ayakta…
HAYIR DİYORUZ, NEDEN HAYIR DİYORUZ?
Uysal kürsüde yaklaşık bir buçuk saat süren konuşmasında DP olarak 16 Nisanda yapılacak olan referandumda neden hayır diyeceklerini şöyle açıkladı: “Kürşad'ın cesaretini, Ömer'in adaletini, Ali'nin hamiyetini, Alpaslan'ın kabiliyetini, Fatih'in muzafferiyetini, Süleyman'ın ferasetini, Hamid'in dirayetini, Menderes’in vasiyetini ve Mustafa Kemal Atatürk'ün cumhuriyetini istiyoruz. 71 sene evvel Bayar’ın, Menderes’in dediği gibi biz de tarihsel bilincimiz ve demokrasiye olan inancımız gereği bu anayasa değişikliğine, yeni milli şefliğe, yine milli şefliğe hayır diyoruz”
Dün siyasi ve ekonomik rant bağlamında devleti FETÖ’ye teslim eden, bugün de ikame bir takım yapılarla birlikte yürüyerek devletin bağışıklık sisteminin çökmesine sebep olan iktidarın başkanlık teklifine “hayır” diyoruz”
ÇATIŞMA ORTAMINA SÜRÜKLENDİK
Konuşmasında iktidara yönelik eleştirilerde bulunan DP Genel başkanı Uysal; “Kendilerini milat kabul eden, eğitimden sağlığa, dış politikadan teröre her mecrada çuvallayan bir iktidarla muhatabız. İktidara sorarsanız “üst akıl”, bize sorarsanız akılsızlık, akıldan yoksun, mezhepçi ve çıkara dayalı bir dış politika yüzünden çatışma ortamına adım adım sürüklendik. Her sorunun arkasında bir “üst akıl” arayan, “lobi” arayan ancak ne hikmetse hiçbir sorunda mesuliyeti bulunmayan bir iktidarla 14 yıldır idare ediliyoruz. Kendilerini milat kabul eden, eğitimden sağlığa, dış politikadan teröre her mecrada çuvallayan bir iktidarla muhatabız.Gelişmekte olan ülkeler statüsünde geriliyoruz, gelişemiyoruz. Eğitimde, üretimde, demokraside geriye gidiyoruz. İktidarın zaman makinesi ters işliyor.
TEMEL SAĞLIK HİZMETLERİ YÜRÜMÜYOR
Sağlıkta devrim derken birçok ilkeyi hiçe saydıkları gibi sosyal devlet ilkesini de hiçe sayarak sağlığı satıyorlar. Vatandaş habersiz. Tahsilatı eczaneler yaptığı için özel sektörü sorumlu tutan vatandaş bilmiyor. Her muayene ücretli ancak ücreti eczaneler tahsil ediyor. Temel sağlık hizmetleri yürümüyor.İngiltere merkezli bir sağlık araştırmaları dergisinin 188 ülkeyi değerlendirildiği rapora göre Türkiye, 103. sırada yer aldı. Rapora göre çocuk ölümlerinin önüne geçilmesinde ilerleme kaydedilirken, yoksulluğun tetiklediği sağlık sorunlarında gerileme söz konusu. Ancak, aşırı alkol tüketimi, obezite ve eşler arasında şiddet alanlarında yükseliş var.
YILLIK KİŞİ BAŞI SAĞLIK HARCAMASINDA SONDAN DÖRDÜNCÜYÜZ
OECD Avrupa’da Sağlığa Bakış 2016 Raporuna göre yıllık kişi başı sağlık harcamasında sondan dördüncüyüz. Her ferdin sağlığı için yılda 791 Dolar harcıyoruz. AB ortalaması tam 2781 Dolar. Bu bakımdan 2008 krizinin perişan ettiği Yunanistan’ın (1663 Dolar) bile çok gerisinde kaldığımız ortada. Sağlık hizmetinin milli gelirdeki payı bakımından sondan ikinciyiz.. Milli gelirden sağlık hizmeti için %5,2 pay ayırıyoruz. Bizden daha kötü olanı Romanya: %5, krizle boğuştuğu söylenen Yunanistan %8,2. Maalesef Türkiye sağlık alanının yanında eğitimde de sınıfta kalıyor. 2015 yılına dair sonuçların yer aldığı PISA 2016 raporuna göre, ülkemiz 12 yıl önceki sonuçların bile altına gerilemiş halde.70 ülke içinde fende 52'inci, matematikte 49'uncu, okumada 50’inci olduk.
SEÇİLMİŞ REKTÖRLER ATANMIYOR
Her bakanla sistem değiştiren, değişikliği gelişim zanneden bir anlayışın eğitimi getirdi hal ortada. Siyasallaşan her kavram gibi eğitimde de sonuçlar yerlerde. “KHK’ları fırsat bilip rektörlük seçimlerini de aradan çıkaran Cumhurbaşkanı üniversitelerde partizan bir yönetimin teşekkül etmesine aracı oluyor” Ancak memleketimizde gerçekçi veriler de beyanlar da bir işe yaramıyor. KHK’ları fırsat bilip rektörlük seçimlerini de aradan çıkaran Cumhurbaşkanı üniversitelerde partizan bir yönetimin teşekkül etmesine aracı oluyor. "Okuma oranı arttıkça beni afakanlar basıyor. Cahil kesimin ferasetine güveniyorum" diyen bir zat, YÖK denetleme kuruluna atanıyor, seçilmiş rektörler atanmıyor.Eğitemediğimiz gençlerimiz, koruyamadığımız gençlerimiz…
ÇOCUK GELİN GERÇEĞİNDE DURUM OLDUKÇA VAHİM
Son birkaç yıldır giderek artan ahlaksızlık haberleri alıyoruz. Türkiye’de eğitemediğimiz, geleceklerini teminat altına alamadığımız çocuklarımızı korumaktan da aciz hale geldik. “Türkiye’de her dört saatte bir tecavüz veya tecavüze kalkışma suçu işleniyor” Adını anarken ar ettiğimiz bir mesele de ülkemizin kanayan yarası adeta. Üzülerek söylemek durumundayım ki Türkiye’de her dört saatte bir tecavüz veya tecavüze kalkışma suçunun işlendiği, sokaklarda yaşayan yaklaşık 25 bin çocuğun cinsel şiddetle karşı karşıya kaldığı, yılda ortalama 7 bin çocuğun cinsel istismara uğradığı görülüyor. İktidarın yakın zamanda “af” getirmeye gayret ettiği ve tepkiler üzerinde tasarıda değişikliğe gittiği çocuk gelin gerçeğinde de durum oldukça vahim.
ÇOCUKLARIMIZIN GELECEKLERİ ÇALINIYOR
TÜİK’in 2015 verilerine göre 2015’te toplam 602 bin 982 resmi evlilikten 31 bin 337’sinde 16-17 yaşındaki kız çocukları gelin oldu. Bu sayı, toplam evliliklerin yüzde 5,2’sine denk geliyor. Belirtmek gerekir ki Nüfus idaresine bildirilmeyen çocuk evlilikler TÜİK kayıtlarına geçmiyor. Türkiye'de adli tıpa her ay 650 çocuk istismarı vakası geliyor.2014'te açılan dava sayısı 40.266! Acıyarak, üzülerek, kahrederek belirtmek istiyorum ki çocuklarımıza daha iyi bir gelecek bırakamıyoruz. Çocuklarımızın ömrünü çürütüyor, geleceklerini çalıyorlar.
BOSNA HERSEKTEN UN ALIYORUZ
Üretmeden tüketen, kazanmadan harcayan bu anlayış inşaata dayalı bir ekonomi balonu uçuruyor. Üretimdeki halimizi görmek için bir örnek vermek yerinde olacaktır. Bosna Hersek, 51.197 km2'lik, yurtiçi hasılası 32 milyar $ civarında, 5 milyonluk nüfusa sahip bir ülke. Peki Türkiye? Bu verilerle kıyaslayınca 783 bin km2 yüzölçümüne, 79 milyon nüfusa ve 751 milyar $ yurtiçi hasılaya sahip. Bizim için önemli olan yüzölçümü, zira 2016 yılında 32 milyon kg un ithal ettiğimiz ülke Bosna Hersek, Türkiye'nin yüzölçümünün 1/16'sına denk geliyor. Kendimizden 16 kat küçük bir yüzölçümüne sahip ülkeden un ithal etmeye başladıysak varın gerisini siz düşünün.
ERDOĞAN KUTLADI
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Demokrat Parti Genel Başkanlığına üçüncü kez seçilen Gültekin Uysal’ı telgraf göndererek tebrik etti.>>Oktay Yüksel