UNESCO’NUN KÜLTÜREL MİRASI AFYON SOKAKLARINDA
Türkeli Gazetesi olarak bugün Afyonkarahisar’da muhabir Oğuzhan Özdemir ve Kameraman Evren Atçı ile Afyonkarahisar’ın tarihi çarşısı Uzun Çarşı’da Osmanlı’dan gelen tarihi lezzet mesir macununun hikâyesini takip ettik. Somut olmayan kültürel miras; bireylerin, grupların ve toplulukların, kültürel miraslarının bir parçası olarak tanımladıkları temsiller, uygulamalar, bilgiler, anlatımlar, beceriler ve bunlara bağlı araç-gereçler ve kültürel mekânlar anlamına gelmekte. Bu noktada Afyonkarahisar barındırdığı tarihi ve kültürel birikimi ile içerisinde birçok kültürel mirası barındıran bir şehir. Afyonkarahisar sadece kendi kültürel ürünlerini değil Ege Bölge sininde eşsiz lezzetlerine ev sahipliği yapıyor.
“ Macunun Osmanlı’dan gelen bir hikayesi var”
Afyonkarahisar sokaklarında Osmanlı’dan kalma enfes mesir macunun satan Ahmet Baki , “Bu macunu 25 yıldır satıyorum. Mesir Macunun Türk ve Osmanlı kltüründe bir hikayesi var. Osmanlı İmparatorluğu’nda 46 yıl tahtta kalan Kanuni Sultan Süleyman’ın annesi Ayşe Hafsa Sultan, nedeni bilinmeyen bir hastalığa yakalanmıştır. Bunun üzerine Kanuni Sultan Süleyman annesinin hastalığına çare bulması için Sultan Cami Medresesi’nin başhekimi Merkez Efendi’den bir ilaç yapmasını istemiştir. Merkez Efendi 41 çeşit bitki ve baharat karışımından oluşan bir macun hazırlamıştır. Mesir macunu adıyla günümüze kadar gelen bu macunu tüketen Hafsa Sultan kısa sürede sağlığına kavuşmuştur. Dönemde yardımsever oluşu ile bilinen Hafsa Sultan, iyileşmesini sağlayan bu macununun her sene Nevruz haftasında halka dağıtılmasını istemiştir. Sultan Camisi’nde halka mesir macunu dağıtılmaya başlanmıştır. O zamandan bugüne kadar her sene Nevruz haftasında Sultan Camisi etrafında toplanan halka, şenlikler eşliğinde mesir macunu dağıtılmaktadır.” Dedi.
“Afyonkarahisarlılar mesir macununu çok seviyor”
Mesir macununun tarih boyunca Ege Bölgesine özgü bir lezzet olduğunun altını çizen Mesir macunu ustası Ahmet Baki, “Afyonkarahisarlılar, Mesir Macunu'nun tarih boyunca çeşitli hastalıklara karşı şifa kaynağı olarak kullanıldığına inanıyor. Bu eşsiz karışımın içeriğinde bulunan onlarca bitki ve baharat, geleneksel tıp anlayışının bir yansıması olarak kabul ediliyor.” Dedi.
“İçerisine 40 çeşit baharat ekliyoruz”
Mesir macunun eşsiz lezzetinin içerisine konulan bitkilerden geldiğini hatırlatan Baki, “Osmanlı’dan kalan bu lezzetin içerisine Başta çörekotu, olmak üzere kırkbeş civarında bitkinin karışımı ile soframıza geldiğini ifade eden Baki, “Mesir macunun içerisine anason, çivit, çöpçün, hardal tohumu, damla sakızı, dar-ı fülfül, havlıcan, hindistan cevizi, hıyarşembe, hindistan çiçeği, kakule, iksir, karabiber, kalbarda, kebabiye, karanfil, kırım tartar, kişniş, kimyon, ma-i leziz, limon tuzu, portakal kabuğu, meyan balı, revan kökü, safran, rezene, sarı halile, sinameki, şeker, tarçın, şamlı-şaşlı, tarçın çiçeği, tiryak, teke mersini, vanilya, udülkahr, zencefil, yeni bahar, zerde çöp ve zulumba baharatları kullanılır” dedi.>>ÖZEL HABER :EVREN ATCI OGUZHAN ÖZDEMİR
EVREN ATCI