Takva, sadece haramlardan kaçınmakla kalmaz, aynı zamanda kişinin her an Allah'ın huzurunda olduğunun bilincinde olarak yaşaması, hatta bazı helalleri bile harama düşme korkusuyla terk etmesiyle zirveye ulaşır.
Takvanın Kapsamı ve Anlamı
Takva kelimesi Arapça "Vikaye" kökünden türemiş olup, kendini korumak, kendi duygu, davranış ve düşüncelerinin farkında ve bilincinde olmak gibi anlamlara gelir. Aynı zamanda bir şeyi muhafaza etmek, ıslah edip düzene koymak gibi geniş bir yelpazeyi kapsar. Kur'an'da "Muttakîn" sıfatı, her an Allah ile birlikte olduğunun bilincinde olan ve kendilik bilincine sahip kişilere verilir.
Takvanın ilk ve en temel adımı haramlardan uzak durmaktır. Bunu, mekruhlardan (hoş görülmeyen fiil ve sözler) sakınma takip eder. Mekruhları terk etmek de takvanın bir göstergesidir. Daha sonra şüpheli durumlar devreye girer. Hakkında kesin bir hüküm bulunmayan işlerde, haram olma ihtimalini göz önünde bulundurarak o fiilleri terk etmek takvaya uygun bir davranıştır. Son olarak, mübah ve helal olan şeylerden yeteri kadar istifade edip israftan kaçınmak da takvanın bir parçasıdır.
Peygamber Efendimiz (asm), bir hadisinde "Helal belli, haram da bellidir. Fakat bu ikisinin arasında şüpheli şeyler vardır" buyurarak şüpheli durumlardan sakınmanın önemini vurgulamıştır. Şüpheli, haramın en yakın komşusudur ve bu alana giren kişinin haram sahasına düşme ihtimali yüksektir. Şüpheliden sakınmak, haramla arasına bir tampon bölge oluşturmak gibidir.
Takva ve Ahiret Hayatı
Kur'an-ı Kerim'de takva, müminleri cehennem ateşinden koruyan bir kalkan olarak ele alınır. "Yakıtı insanlar ve taşlar olan ve hakikati inkar edenler için hazırlanan o dehşetli ateşten kendinizi koruyun" ayeti, bu konuda önemli bir uyarıdır. Bazı alimlere göre ayette geçen taşlar, putlardır. Bu ayet, müminleri hem cehennemin dehşetinden hem de putlarla aynı akıbete maruz kalma zilletinden sakınmaya davet eder.
Takva ve salih amel, ruh ve kalbin gelişimi için iki temel esastır. Salih ameller manevi kazançlar sağlarken, takva bu kazançları korur ve zararlardan uzak durmayı sağlar. Zarar yollarını kapatmayan bir insan, kazandığından çok daha fazlasını kaybedebilir ve bu durum manevi iflasa yol açabilir.
Peygamber Efendimiz (asm), "Ümmetimden müflis o kişidir ki; kıyamet günü namaz, oruç ve zekat gibi ameller ile gelir. Buna karşılık ona buna sövmüş, iftira etmiş, kiminin malını yemiş, kiminin kanını dökmüş ve kimini de dövmüştür. Ahirette bu iyilikleri hak sahiplerine dağıtılır. İyilikleri yetmeyip bittiği zaman da hak sahiplerinin günahlarından bir kısmı alınıp kendisine yüklenir ve cehenneme atılır" hadisiyle manevi iflasın ciddiyetine dikkat çekmiştir.
Takvanın Mertebeleri
Takvanın üç temel mertebesi bulunur:
Şirkten takva: İman ederek şirkten korunmaktır. Bu sayede kişi ebedi cehennemde kalmaktan kurtulur.
Masiyetten takva: Büyük günahları işlemekten ve küçük günahlarda ısrar etmekten sakınmaktır. Takvanın en yaygın anlamı budur.
Masivadan takva: Kalbi, Allah'tan alıkoyan her şeyden uzak tutmaktır. Bu, takvanın en ileri ve zirve mertebesidir.
Takva, kişinin hem bu dünyada huzurlu bir yaşam sürmesi hem de ahiret için hazırlık yapması açısından hayati bir öneme sahiptir.
Yorumlar
Kalan Karakter: