Tahmaz Eğitim Kurumları Öğrencileri Sadece Sınava Değil, Hayata Hazırlıyor

Tahmaz Eğitim Kurumlarında İngilizce öğretmeni olarak görev yapan Engin Tahmaz, Lise Geçiş Sınavı (LGS) tercih süreciyle ilgili merak edilenleri gazetemize anlattı. Engin Tahmaz; aynı zamanda Tahmaz Eğitim Kurumlarında; 5-6 ve 7. Sınıfta tüm dersler ve 8. Sınıfta da kurumuzda LGS grupları var dedi. 

“Afyon’da Çok Fazla Birinci Var, Üst Dilimlerde Yoğunluk Bekleniyor”

LGS tercih sürecinde stratejik hareket edilmesi gerektiğini ve yüzdelik dilimlerde beklenen yığılmanın, okulların taban puanlarında öne çekilmelere yol açabileceğini dile getiren Tahmaz, “Mesela bu yıl aslında çocuklar büyük oranda beklediklerinin altında sonuçlar elde ettiler. Yani ben şimdiye kadar "beklediğimden daha iyi geldi" ya da "girdiğim deneme sınavları içerisinde bir beklenti oluşur ya, o beklentinin üzerinde bir sonuç aldım" gibi bir durum duymadım. Hep altında konuşuluyor. Ama buna ters bir orantıyla da çok fazla birinci var. Ve üst dilimlerde, yüzdelik dilimlerde de ciddi bir yığılmanın olacağı beklentisi var. Bu tercih sürecini, bu süreci anlayarak değerlendirmekte fayda var. Bu da nedir? İşte yukarıdaki yığılma, ister istemez bizim yüzdelik dilimlerimizde, okulların yüzdelik dilimlerinde bir öne çekmeye sebep olacak gibi görünüyor. Bu noktada da öğrencilerin tercihlerini yaparken bu yönde oluşacak yüzdelik dilimlerinin biraz önünde ilk iki tercihini yapması önemli. Bunlar hayal grubu tercihlerdir. Bir de garantiye almak için birkaç tercihi de geriden, yani kendi yüzdelik diliminin biraz arkasından yaparak, o aralıkta örnek vermek gerekirse %5’lik bir öğrenci %3’lerden başlayıp %7’lere kadar olan aralıkta tercih yaparsa, nitelikli okul çerçevesinde daha sağlıklı bir tercih süreci yürütmüş olur. Öğrenciler bunlara dikkat etmeli.” şeklinde konuştu.

“Eğitim Süreci Bir Bütün Olarak Değerlendirilmeli”

Yerel yerleştirmede en önemli kriter ikametgah, ve okul başarı puanının geldiğini ifade eden Tahmaz, “Şimdi yerel yerleştirmede birinci nokta ikametgah. Kendi yerleşim alanınızdaki, kayıt alanınızdaki okulları tercih edebiliyorsunuz. Bunun dışında da tabii ki en önemli ikinci nokta OBP, yani okul başarı puanı. İşte o noktada okul başarı puanı 90’ın üzerindeyse ya da 95’in üzerindeyse, yine nispeten Afyon’un nitelikli olmasa da gözde okullarına girme şansı var. Ama orayı da kurtaramıyorsak, yani okul puanımız 90’ın altındaysa, bu sefer biraz daha sancılı bir süreç geçiriyor velilerimiz ve öğrencilerimiz. Bu noktada biz de naçizane fikrimizi sunuyoruz; teknik ve Anadolu meslek liselerine yönlenmeleri, biraz daha faydalı olabileceği yönünde bir görüşümüz var. Tabii ki lise giriş sınavı bir şeydir ama her şey değildir. Nitelikli okullara giremedik diye, bu durumu tüm eğitim sürecimizi baltalayacak bir şey olarak görmemek lazım.” dedi.

“Meslek Liselerine Olan Önyargı Kırılıyor”

Eskiden meslek liselerine karşı ciddi bir önyargı olduğunu söyleyen Tahmaz, son yıllarda bu algının değişmeye başladığını ve özel kolej eğitimi de sunabilen meslek liselerine yönelimin arttığını belirtti. Tahmaz, “Eskiye göre, yani son 3-4 yılda, insanların bu konuda biraz daha yöneldiğini söyleyebiliriz. Eskiden çok daha sert bir bakış açısı vardı, ciddi bir ön yargı vardı. Ama artık, son 3-4 yıldır, Rahmiye Sare Palalı gibi özel kolej eğitimi de verebilen okullarımızla birlikte daha olumlu bir eğilim oluştu. Eskiden meslek liselerine karşı bir algı vardı. Evet, bir algı vardı; olumsuzdu. Oradaki öğrenci profili, velileri rahatsız eden bir profildi. Ama şimdi biraz daha onun düzene girdiğini düşünüyorum.”

“Çocuklarımızı Sonuçla Değil, Mücadeleleriyle Değerlendirelim”

Tahmaz, LGS tercihlerinde beklediği sonucu alamayan öğrenciler için sürecin telafi edilebilir olduğunu ifade ederek, “Çalıştığı hâlde beklentisini karşılayamayan, hedefine ulaşamayan çocuklarımız da oldu. Bu noktada, görüşmeler esnasında yaşadığımız olaylardan yola çıkarak söylüyorum, asıl üzülen çoğu zaman veli oluyor. Beklentiye daha çok girdikleri için onların üzüntüsü daha ön plana çıkıyor. Ancak burada önemli olan, çocuğun duygularını anlayabilmek. Çünkü emek veren kişi aslında çocuk. Bu yüzden çocuğumuzun duygularını anlamaya odaklanmakta büyük fayda görüyorum. Zira bu sınavlar telafisi olan sınavlardır. Dediğim gibi, lise giriş sınavı çocuğumuzun başarı, kariyer ve gelecek yolculuğunda önemli bir adım. Ama tek süreç değildir; devamı da olan, telafisi mümkün bir süreçtir.

Çocuklarımızın bu süreçteki üzüntülerini paylaşmak, onları motive etmek, onlara değer vermek çok önemlidir. Bu süreçte çocuklarımızı sonuçla yargılamamalıyız. Belki telafisi zor bazı sonuçlar da olabilir. Evet, çocuk istemediği bir liseye gitmiş olabilir. Bu durumda, ileride lisede kötü gittiğini düşündüğümüzde, aslında daha belirleyici olan şeyin üniversite hayatı olduğunu unutmamalıyız.” şeklinde konuştu.

“Lise, Etrafımızdaki İnsan Profilini Belirleyen Dönemdir”

Lisenin etrafımızdaki insan profilini belirleyen bir dönem olduğunu belirten Tahmaz, “Lisenin önemi şuradan gelir; Lise, etrafımızdaki insan profilini belirleyen bir dönemdir. Nitelikli bir okula gidersek, çevremizdeki öğrenci grubu da aynı oranda hedefleri olan bireylerden oluşur. Akran etkileşimi açısından lise önemlidir. Ama yine de telafisi olmayan, büyük kırgınlıklar yaratmamak gerekir. Çocuklarımızı muhakkak destekleyelim. Onların başaracaklarına olan inancımızı taze tutalım. “Bu süreci birlikte yaşadık, elimizden geleni yaptık. Sonuç nasip değilmiş, olmamış” diyebilmeliyiz. Çünkü süreci başarılı bir şekilde yönetmek, aslında sonucun kendisinden daha değerlidir. Bugün sonuç alamayan çocuklarımız, yarın üniversite sınavında muhakkak hak ettikleri yerlere geleceklerdir. Bunu sadece düşünmüyorum, aynı zamanda biliyorum. Eğitim camiası olarak gözlemliyoruz ki, bu şekilde tökezleyen öğrenciler, üniversitede muhakkak karşılığını buluyor. Bu çocuklar, olumlu anlamda istedikleri yerlere ulaşabiliyorlar.” ifade etti.

LGS’de Stratejik Tercih, Başarının Anahtarı Olabilir

Tercih esnasında öğrencilerin dikkat etmesi gereken iki yerleştirme türü olduğunu dile getiren Tahmaz, “Birincisi, merkezi yerleştirme; bu LGS sınav puanımıza göre yapılır. İkincisi ise yerel yerleştirme; bu da öncelikle ikametgâh, ardından okul başarı puanına (OBP) göre yapılır. Bu noktada, tercih yaparken muhakkak kendi puanımızın ve OBP'mizin bir iki tık üstünden başlayarak ve kendimizi garantiye alacak şekilde biraz alt dilimlerden de tercihler yapmak çok önemlidir. Açıkta kalmamak ve zarar görmemek adına bu strateji tercih sürecinde dikkate alınmalıdır. Bundan sonra LGS’de başarılı olan tüm öğrencilerimizin başarılarının devamını diler, üniversite sınavlarında da aynı performansı göstermelerini temenni ederim. Sonucu istediği gibi olmayan öğrencilerimizin ise morallerini bozmamalarını, bu sınavın telafisi olduğunu hatırlamalarını isterim. İnşallah lise hayatlarında başarılı olup üniversite sınavında da istedikleri yerlere ulaşırlar.” dedi.
>>Özel Haber: Yasin AY - Elif Kelem