Suriye’de Baas rejiminin ve yarım asrı aşan Esad yönetiminin sona ermesinin üzerinden bir yıl geçti. Ülkenin dört bir yanında milyonlarca Suriyeli, yıllar süren iç savaşın ve baskı döneminin ardından devrimin yıldönümünü kutlamak için meydanlara akın ediyor. “Özgür Suriye” sloganlarıyla gerçekleşen kutlamalarda halk, zorlu savaş sürecine rağmen geleceğe umutla baktığını dile getiriyor.
Yeni Şam yönetimi, geride kalan bir yılı hem uluslararası alanda normalleşme çabalarıyla hem de ülkenin toparlanması için yoğun bir çalışma temposuyla geçirdi. Ancak SDG ile yaşanan tıkanıklık ve İsrail’in müdahaleleri, Suriye’nin istikrar sürecini zorlayan iki ana başlık olarak öne çıkıyor.
Bir yıl sonra: Savaşın izlerine rağmen umut hâkim
Baas rejiminin çöküşünden sonra Suriye hâlâ altyapı, ekonomi ve toplumsal bütünlük gibi başlıklarda önemli sorunlarla mücadele ediyor. Yine de Suriyeliler, bir yıl içinde atılan adımların ülkede olumlu bir değişim rüzgârı estirdiğini söylüyor. Devlet Başkanı Ahmed Şara liderliğindeki yeni yönetim, hem uluslararası arenada yeniden kabul görmek hem de halkın hayatını doğrudan etkileyen sorunları çözmek için adımlar attı.
Ancak en büyük sıkıntılardan biri, Türkiye’nin terör örgütü PKK'nın Suriye kolu olarak tanımladığı SDG ile yürütülen entegrasyon sürecinin tıkanması. Bir diğer kritik nokta ise İsrail’in zaman zaman artırdığı saldırılar.
Meydanlar dolup taşıyor: “Özgür Suriye” kutlamaları
Şam, Halep, Hama ve Lazkiye başta olmak üzere pek çok kentte Suriyeliler devrimin birinci yılını kutluyor. Bayraklarla sokaklara çıkan binlerce kişi, devrimle özdeşleşen şarkılar söylüyor ve büyük konvoylarla kutlamalara katılıyor.
Genç bir üniversite öğrencisi olan Ahmed Keyali, ülkenin son bir yılda siyasi, ekonomik ve güvenlik alanlarında önemli ilerlemeler kaydettiğini belirterek, “Baskının ve kimlik kontrollerinin hüküm sürdüğü dönemler bitti” diyor.
14 yıl sonra ülkesine geri dönen Zeyn el-Abidin ise “Eskiden fikir beyan etmek bile yasaktı. Bugün özgürce konuşabiliyoruz. Ülkeme dönebilmek bile başlı başına devrimdir” ifadeleriyle umutlu tabloyu özetliyor.
“Herkes ülkesine dönmeli” çağrısı
Kutlamalarda dikkat çeken bir diğer mesaj da göç eden Suriyelilere yönelik “geri dönün” çağrısı. Halepli Alaeddin Kubeysi, “Ülke ancak kendi halkıyla ayağa kalkar” derken, Şamlı Gadir Masifaa ise “Bu değişimin motoru Suriye halkı” diyerek halkın süreci sahiplenmesine vurgu yapıyor.
Masifaa’nın, “Cerablus’tan Şam’a kimlik bile sormadan geçtim. İşte özgürlük bu” sözleri, Esad döneminin baskıcı yapısına bir gönderme niteliğinde.
Yeni yönetim için yoğun diplomasi trafiği
Ahmed Şara’nın devlet başkanlığına atanmasının ardından Şam yönetimi için hareketli bir diplomasi yılı yaşandı. ABD Başkanı Donald Trump’ın yaptırımları kaldırma kararı ve Şara ile iki kez görüşmesi dikkat çekti. Şara, hem Beyaz Saray’a davet edilen hem de BM Genel Kurulu’nda konuşma yapan ilk Suriye lideri oldu.
Uluslararası fonların desteğiyle ülkenin yeniden inşası için çalışmalar hız kazandı. Ayrıca Şam hükümeti, uluslararası DEAŞ karşıtı koalisyona katıldı.
İçerde reform ve yeniden yapılanma adımları
Suriye kamuoyunda en çok tepki gören Sednaya, Mezzeh ve Hatib cezaevleri kalıcı olarak kapatıldı. Ülkenin pek çok bölgesinde seçimler yapıldı. Yeni anayasa süreci başladı ve dört yıl içinde genel seçim yapılacağı açıklandı.
Elektrik alt yapısında yapılan onarım ve bakım çalışmaları sayesinde Halep, Humus ve Şam gibi büyük şehirlerde 15 yıl sonra ilk kez 24 saat kesintisiz elektrik verildi. Birçok kentte ise günlük arz 10 saate kadar yükseldi.
Çözülmesi gereken kritik sorunlar
Her ne kadar pozitif gelişmeler olsa da Suriye’nin önünde çözülmesi gereken önemli sorunlar bulunuyor. Mezhepsel gerilimler, Lazkiye ve Humus'ta yaşanan şiddet olayları, Süveyda’daki çatışmalar toplumsal istikrarın kırılgan olduğunu gösteriyor.
ABD merkezli düşünce kuruluşlarının raporlarında, geçiş sürecinin başarıya ulaşması için hızlı ve kapsamlı reformlara ihtiyaç duyulduğu belirtiliyor.
SDG ve İsrail etkisi devam ediyor
SDG ile entegrasyon sürecinin tıkanması ve İsrail’in saldırıları Şam yönetimi için en zorlu başlıklar olarak öne çıkıyor. SDG, merkezi yönetimle yetki paylaşımı konusunda diretiyor; zaman zaman çatışmalar yaşanıyor.
İsrail ise özellikle ülkenin güneyinde “güvenlik” gerekçesiyle operasyonlarını sürdürüyor. Washington’un da bu müdahalelerden rahatsız olduğu ifade ediliyor.
Yorumlar
Kalan Karakter: