Afyonkarahisar Sanat Okulu Kurucu Müdürü Ayşegül Peynircioğlu, çocukların gelişiminde sanat ve dansın rolünü, yeteneklerin nasıl şekillendiğini ve ailelerin çocuklarını sanata yönlendirirken nelere dikkat etmesi gerektiğini Afyonkarahisar Türkeli Gazetesine anlattı.
“SANAT VE DANS, ÇOCUKLARIN KALBİNİ VE ZİHNİNİ AYNI ANDA BESLER”
Peynircioğlu, sanat ve dansın yalnızca estetik duyguları geliştirmediğini, aynı zamanda çocukların duygusal, sosyal ve bilişsel gelişiminde büyük bir rol oynadığını vurguladı.
Peynircioğlu: “Duygusal gelişim açısından sanatın önemli bir ifade alanı olduğunu belirterek, “Dans ederken duygusunu hareketle anlatmayı, resim yaparken içindekileri dışa vurmayı öğrenirler. Dedi.
Sosyal gelişimde ise sanatın çocukları iş birliğine ve iletişime teşvik ettiğini belirten Peynircioğlu: “Paylaşmayı, birlikte çalışmayı ve başkalarıyla sağlıklı iletişim kurmayı öğrenme konusunda da Sanat çok güçlü bir anahtardır.” ifadelerini kullandı.

Peynircioğlu, bilişsel gelişime etkilerinin de güçlü olduğunu belirterek, Koreografiyi aklında tutmak, ritme göre hareket etmek, yeni fikirler üretmek… Tüm bunlar çocukların zihinsel süreçlerini güçlendirir.” dedi.
Ayşegül Peynircioğlu, çocukların sanata yönelmesi için ideal yaş aralığını da anlattı:
“Çocuklar 2-3 yaşından itibaren ritme, renklere, seslere ve hareketlere doğal ilgi duyar. Bu yaş, keşfetme dönemidir.” 3-6 yaş aralığının çocukların hayal gücünün en yoğun olduğu dönem olduğunu belirten Peynircioğlu, “Bu dönemde resim yapmak, dans etmek, müzik dinlemek, drama etkinlikleri özgüveni artırır, ifade becerilerini güçlendirmesini sağlar.” Cümlelerine yer verdi.

Ayşegül Peynircioğlu, 7 yaş ve sonrasını ise düzenli sanat eğitimi için en uygun dönem olarak tanımlayarak, “Bu yaş grubu kuralları, teknikleri ve grup çalışmalarını daha iyi kavraması sebebiyle daha uygun bir dönem olarak görüyoruz. ” dedi.
“YETENEK BİR TOHUM GİBİDİR; DOĞRU ORTAM OLMADAN YEŞERMEZ”
Yeteneklerin doğuştan mı geldiği yoksa sonradan mı geliştiği sorusunu da yanıtlayan Peynircioğlu, bu konuda şu benzetmeyi yaptı:
“Yetenek bir tohum gibidir. Doğuştan gelir ama filizlenmesi için ilgi, doğru yönlendirme ve düzenli eğitim gerekir.”
Peynircioğlu “Doğal ritim, çizim yeteneği veya sahne duruşu olan çocukların bulunduğunu, ancak her yeteneğin eğitimle büyüdüğünü ifade ederek, Yetenekler doğuştan gelir, ama uygun ortam ve eğitim ile geliştirilirse parlar.”dedi.

“SANAT, ÇOCUKLARIN DÜNYASINA AÇILAN EN ZARİF KAPIDIR”
Peynircioğlu, özellikle çocuklarını sanata yönlendirmek isteyen ancak nereden başlayacağını bilmeyen ailelere de önemli tavsiyeler verdi: “Her çocuk farklı bir ritme, farklı bir renge sahiptir. Veliler önce çocuklarını zorlamadan gözlemlemeli. Hangi etkinlikte mutlu olduklarını görsünler ki çocuklar doğru ışıkla parlasın.”

Kimisinin ritimle parladığını, kimisinin kalemi eline alınca kendi dünyasını kâğıda döktüğünü belirten Peynircioğlu, sanat eğitiminin meslek edinme amacı taşımak zorunda olmadığının da üstünü çizdi. >>Özel Haber: İrem Gürbüz
Yorumlar
Kalan Karakter: