Afyon Türkeli Gazetesi Köşe Yazarı Ömer Mazi 'ŞAHİN BAKIŞLI KADIN' isimli köşe yazısı kaleme aldı.
Memur olmak ve hele de memur çocuğu olmak zordur.
Tam bir yere alışırsınız, yolunu belini, havasını suyunu, eşini dostunu öğrenirsin bir tayin toparlan başka bir şehre.
Her şey yeniden başlar.
Çocukların okulu, evin yerleşmesi, yeni bir çevre, sıfırdan başlarsın hayata.
Zordur memur olmak.
Çok daha zordur memur çocuğu olmak.
İlkokulun yarısı başka bir şehirde geri kalan diğerinde, ortaokul orda, lise burada.
Bölük pörçük kesintiye uğramış hayatlar yani.
Tam olarak iyi sıkı sağlam bir arkadaşınız olmaz.
Hele birde babanız vali, kaymakamsa işiniz daha zor.
Afyonkarahisar Valisi Doç. Dr. Kübra Güran Yiğitbaşı’da işte böyle bir çocukluk yaşadı.
Babasının kaymamalık görevi nedeniyle biraz orada, biraz burada yaşayarak birçok şehir dolaştı.
Şimdi de kendisinin vali olması nedeniyle aynı alışkın olduğu düzen devam ediyor.
Çocukken zordur bu kadar taşınmak, her şeye yeniden başlamak.
Ama insana bazı tecrübelerde kazandırdığını söylemek lazım.
Hiç hayatı boyunca aynı yerde yaşayan insanla birçok yerde yaşamış, gezmiş, farklı kültürler tecrübeler edinmiş biri aynı olur mu?
Olmaz elbette.
Kübra Anne.
Ne olursanız olun.
Hiç bir şey bir kadının anne olmasından daha kıymetli ve ulvi olabilir mi?
Her evde olduğu gibi Vali Doç Dr. Kübra Güran Yiğitbaşı, sabah daha gün doğmadan kalkıyor.
Çocuklarını kaldırıp onlara kahvaltı yaptırıyor.
Vali hanımın 3 çocuğu var.
Üç çocuğun annesi.
Onlar için hiçbir ünvanın önemi yok.
Onların annesi.
Selin Yiğitbaşı o biraz büyük üniversite öğrencisi yuvadan uçanlardan.
Evde onlarla yaşayan iki çocuğu daha var.
Biri Ceyda Yiğitbaşı, diğeri Kerem Yiğitbaşı.
Her sabah vali hanımında evinde okul telaşı yaşanıyor.
Elbette ben valiyim kalkıp bir de size kahvaltı mı hazırlayacağım denir mi?
Hadi dedi diyelim.
Ceyda ve Kerem demez mi?
Vali olabilirsin ama sen bizim annemizsin.
Önce anne sonra valilik.
Mesela akşam evde sofra kuruldu.
Vali hanım acaba kaç gece kendi evinde çocuklarıyla akşam yemeği yiyor?
Yatmadan önce çocukları Ceyda ve Kerem’e kitap okuyor mudur?
Kitap okuma zamanı kalmasa da mutlaka gece kaçta gelirse gelsin mutlaka çocukların odasına gidip üstlerini örtüp başlarını okşuyordur.
Vali Doç. Dr. Kübra Güran Yiğitbaşı vali de olsa o bir anne.
Üç çocuğun annesi.
Ve bir eş.
Vali hanım ilk zamanlarda biraz mesafeli ve temkinliydi.
Şehri, personeli, sistemi tanıdıkça halkın arasına daha fazla katılmaya başladı.
Her vali’de etrafında pervane olanların süngüleri düştü.
Vali hanıma yanaşamadıkları için sudan çıkmış balığa döndüler.
Vali hanımla basın toplantıları ve açılışlarda karşılaşıyoruz.
Bir kez de ziyaretine gidip görüştük.
Öncelikle ziyarette çok kibar, zarif ve tam bir Hanım Efendi Kübra Güran Yiğitbaşı çıktı karşıma.
Konuştukça ne kadar sıcak ve samimi olduğunu gördüm.
Biraz sohbetten sonra kahvelerimizi içip ayrıldık.
Bazen bir açılışta görüyorum.
Müdür beyler Vali hanıma şirin gözükmek için bir hayli çaba harcıyor.
Yağcılık yağmak için bin bir takla atıyorlar ama Vali hanımın yüzünde en ufak bir değişiklik yok.
Bir şahin gibi bakıyor.
Etrafı süzüp kadınlarla göz göze gelince yüzünde hafif bir tebessüm o kadar.
Kimseyi zoraki bir biçimde gönüllemek gibi bir alışkanlığı yok.
Kendinden emin, kaya gibi sert, şahin bakışlı biri.
Buna rağmen sıcak ve bir o kadarda samimi ve insancıl bir yanı var.
Kime şahin, kime samimi olacağını, ne zaman nasıl tavır alacağını iyi biliyor.
Afyonkarahisar’ın Valisi Doç. Dr. Kübra Yiğitbağı.
Selin, Ceyda ve Kerem’in annesi.
Dışarıda kim olursanız olun.
Evinizin kapısından içeri girdikten sonra çekirdek ailenizin bir ferdisiniz.
Mesela Kerem, “Anne bana bir bardak su” derken ya benim annem vali ayıp mı ederim acaba diye düşünür mü?
Sanmam.
Doç Dr. Kübra Güran Yiğitbaşı onun annesi.
İnsanın annesi ne olursa olsun, onun için sadece anne başka bir şey değil.
“Anne bana bir bardak su”