Psikolog Cansu Candoğan, ilişkilerde manipülasyon ve benlik duygusu üzerine önemli açıklama ve tavsiyelerde bulundu.
Özel röportajımızda konuşan Psikolog Cansu Candoğan, gerçek sevginin iki bireyin birbirinin benlik sınırlarına saygı gösterdiği, güven, şefkat ve sorumluluk içeren bir bağ olduğunu ifade etti.
Psikolojide gerçek sevginin, “karşı tarafı değiştirtme çabası olmayan, kişinin kendi değerini koruduğu ilişkisel bağ” olarak tanımlandığını belirten Candoğan, gerçek sevginin sahiplenme değil, güvende hissettirme olduğunu vurguladı.
Bir ilişkinin kontrol ya da kısıtlama değil özgürlük alanı yaratan bir bağ olması gerektiğini söyleyen psikolog Cansu Candoğan, fedakârlığın baskı yaratmaması gerektiğini, karşılıklı dengeyi korumanın gerçek fedakârlığın temelini oluşturduğunu dile getirdi.
“Gerçek sevgi, sen olduğun için varım değil; ben olduğum için de varım diyebildiğimiz bir ilişki modelidir.” diyen Candoğan, ilişkilerde fedakârlık boyutunun da tek taraflı değil karşılıklı olması gerektiğini vurguladı.

İdeal fedakârlığın, bireyin kendi özsaygısını zedelemeden verdiği çaba olduğunu söyleyen Cansu Candoğan, “Fedakârlık kendini tüketmek, kendi ihtiyaç ve isteklerini geri plana atmak, yük taşımak değildir.” dedi.
“Fedakârlığı sağlıksız yapan, dengesiz ve tek taraflı çabadan ortaya çıkar. Eğer bir ilişkide veren taraf hep sizseniz, alan hep karşı taraf ise bu fedakârlık değil bir sömürüdür.” ifadelerini kullanan Candoğan, sağlıklı fedakârlığın “Bunu yaparken kendimden vazgeçiyor muyum?” sorusuyla ölçülebileceğini belirtti.
“Manipülasyon Belirsizlik ve Suçluluk Yaratır”
Duygusal manipülasyonun, bireyin davranışlarını, kararlarını ve duygularını kontrol etme amacıyla suçluluk, kaygı ve belirsizlik yaratmaya yönelik bir yöntem olduğunu belirten Psikolog Candoğan, sevgi ve manipülasyon arasındaki temel farkları şu sözlerle özetledi:
“Sevgi empati kurar, manipülasyon baskı. Sevgi kişinin özgürlüğünü büyütür, manipülasyon özgürlüğü kısıtlar. Sevgi iyileştirir, manipülasyon tüketir. Sevgi netlik verir, manipülasyon kafa karıştırır. Sevgi ‘yanındayım’ der, manipülasyon ‘bensiz yapamazsın’ der.”
Cansu Candoğan, manipülatör kişilerin çoğunlukla suçluluk yükleme, gerçeklik çarpıtma, değer düşürme, gel-gitli davranışlar, belirsizlik yaratma, kıyas, tehdit ve aşırı fedakârlık gibi davranışlarla kendilerini gösterdiğini söyledi.
Manipülasyonun en belirgin göstergesinin, ilişki içinde kişinin kendini yetersiz, suçlu, hatalı ve eksik hissetmeye başlaması olduğunu belirten Candoğan, şu düşüncelerin genellikle sağlıksız bir ilişkiye işaret ettiğini ifade etti:
“Ben yanlış bir şey söylüyorum galiba… Hep ben mi suçluyum? Beni umursamıyor ama terk etmekten de korkuyorum. Sinirlenmesin diye kendimi değiştiriyorum. Kırılmasın diye gerçek duygularımı saklıyorum. Onun davranışlarını hak ediyor olabilir miyim?”
Bu düşüncelerin ortak noktasının benlik değerinin aşınması olduğunu söyleyen psikolog, kişinin özsaygısını kaybettiğinde ilişkinin sağlıklı olmaktan çıktığını belirtti.
“Bir İnsan Değişir mi? Evet, Ama Doğru Koşullarda…”
“İnsan değişir mi, yoksa bu süreç ilişkiler için yıpratıcı mıdır?” sorusuna da cevap veren Candoğan, psikolojide bu konunun çok tartışıldığını belirtti.
Bir insanın değişiminin ancak kendi içsel motivasyonu ile mümkün olabileceğini ifade eden Cansu Candoğan, “Karşısındaki kişiyi kaybetmemek için yapılan değişim geçicidir. ‘Kendimi iyileştirmek istiyorum’ cümlesini kurabilen birinin değişimi kalıcıdır.” dedi.
Davranışlarının farkında olan, terapiye açık ve bunun için sorumluluk alan bir birey için değişimin mümkün olduğunu vurgulayan Candoğan, manipülasyon, öfke, kıskançlık ve değersizleştirme gibi davranışların sürekli tekrar etmesi durumunda ise bu ilişkinin iki tarafa da fayda sağlamayacağını, yalnızca yıpratıcı bir döngüye dönüşeceğini ifade etti.
Psikolog Cansu Candoğan, Değişim için emek, farkındalık, sorumluluk ve tutarlılık gerektiğinin altını çizdi.
ÖZEL HABER- İREM GÜRBÜZ
Yorumlar
Kalan Karakter: