Prof. Dr.Şahin, Türk Mizah Basınında Sansür Karşıtlığı ve Anlatısını Değerlendirdi
Afyon Kocatepe Üniversitesi (AKÜ) Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölüm Başkanlığı tarafından “Türk Mizah Basınında Sansür Karşıtlığı ve Anlatısı (1960-1990)” konferansı düzenlendi.
Yayınlanma :
31.12.2025 15:33
Güncelleme :
31.12.2025 15:33
Erdal Akar Konferans Salonunda düzenlenen konferansa; Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Ahmet Altıntaş, Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölüm Başkanı Prof. Dr. Gürsoy Şahin, akademik personel ve öğrenciler katıldı.
Konferansın açış konuşmasını yapan Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölüm Başkanı Prof. Dr. Gürsoy Şahin, bugüne kadar farklı başlıklar altında birçok etkinlik düzenlediklerini ve 2025 yılını tamamlarken, diğerlerinden biraz daha farklı bir konferans gerçekleştireceklerini dile getirdi. Şahin, “Osmanlı mizah basınının 1870 yılında yayımlanmaya başlayan Diyojen dergisiyle başladığını hatırlatarak başlamak isterim. Feyza Hocamız, 1960’lı yıllardan 1990’lı yıllara uzanan süreçte Türk mizah basınında sansür karşıtlığını ve bu karşıtlığın nasıl bir anlatı oluşturduğunu bizler için değerlendirecek. 2025 yılını mizahla uğurlayalım diyoruz hocam. Beklentimiz yüksek; umarız 2026 yılına da bu gülümsemeyle gireriz” dedi.
“Mizah, rahat olanları rahatsız eder, rahatsız olanları ise rahatlatır”
“Türk Mizah Basınında Sansür Karşıtlığı ve Anlatısı (1960-1990)” başlıklı sunumu yapan Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Feyza Kurnaz Şahin, mizahın yalnızca gülme eylemiyle sınırlı bir gülmece olmadığını, mizahın temel perspektifinin; rahat olanları rahatsız etmek, rahatsız olanları ise rahatlatmak amacıyla üretilmesi olduğunu belirtti. Şahin, “Bu yönüyle bakıldığında, Türk mizah basını son derece zengin bir birikime sahiptir. Ancak mizahı yalnızca basınla sınırlamak doğru değildir. Sözlü mizah geleneğimiz çok daha eski dönemlere uzanmaktadır. Nasrettin Hoca, bu geleneğin en önemli tipolojilerinden biridir. Bunun yanı sıra Keloğlan anlatıları ve Dede Korkut hikâyelerindeki temalar da sözlü mizahımızın temel örnekleri arasında yer almaktadır” dedi. Yazılı mizahın tarihi hakkında bilgiler veren Şahin, “Osmanlı döneminde bu alanın başlangıcı, Şinasi’nin Şair Evlenmesi adlı eserinin Tercüman-ı Hakikat gazetesinde tefrika edilmesiyle ilişkilendirilmektedir. Bu süreçle birlikte yazılı basında mizah ortaya çıkmaya başlamış, çeşitli dergilerin mizah ekleri yayımlanmış ve dönemin siyasal atmosferi ile toplumsal sorunları mizah yoluyla ifade edilir hâle gelmiştir” diye konuştu.
“Diyojen, sansüre uğrayan ilk mizah dergisi”
Mizah basınında daha profesyonel bir yayın anlayışının 1870 yılında Teodor Kasap tarafından yayımlanan Diyojen dergisiyle gerçekleştiğini belirten Şahin, şunları söyledi:
“Cumhuriyet dönemi mizahı, 3 evre ile değerlendirilebilir”
Cumhuriyet dönemi mizah basınını “Erken Cumhuriyet Dönemi, Çok Partili Siyasi Hayat Devri ve 1960 Darbesi Sonrasında Şekillenen Mizah Dönemi” olarak 3 temel evrede incelenebileceğini ifade eden Şahin, şu bilgileri paylaştı:“Cumhuriyet devri mizah basınına bakıldığında, ilk aşamada II. Meşrutiyet döneminde etkin olan mizah yazarlarının Cumhuriyet döneminde de üretimlerine devam ettikleri görülmektedir. Bu nedenle, yapısal açıdan köklü bir değişimden söz etmek mümkün değildir. Karikatür anlatımına baktığımızda, günümüzde alışık olduğumuz konuşma balonları ve diyaloglara dayalı anlatım biçimi, Türk mizahına esas olarak 1970’li yıllardan sonra girmiştir. Cumhuriyet’in ilk yıllarında ise II. Meşrutiyet dönemine özgü anlatı ve çizim tarzının devam ettiği görülmektedir. 1970’li yıllardan itibaren mizah basınındaki yapının yavaş yavaş değiştiği, konuşma balonlarının yaygınlaştığı ve yazısız karikatürlerin daha fazla tercih edilmeye başlandığı dikkat çekmektedir.”
“1960–1990 dönemi temalarının başında, sınıfsal ayrışma vardır”
1960-1990 Dönemi Mizah Basınının genel karakteristiğini değerlendiren Şahin, “1960–1990 dönemi karikatürleri incelendiğinde, ele alınan temaların başında sınıfsal ayrışmanın geldiği görülmektedir. Karikatürlerde özellikle orta sınıfın gündelik sorunları yoğun biçimde işlenmiştir. Kömür bulamama, kömür taksitlerini ödeme güçlüğü, gecekondulaşma ve köyden kente göç, bu dönemin öne çıkan temaları arasındadır.1960’lı yıllarla birlikte, özellikle Demokrat Parti döneminde şehir nüfusunun hızla artması sonucu köyden kente göç eden yeni tipolojiler ortaya çıkmıştır. ‘Kömürcü Şevket’, ‘Kahveci’ gibi figürler bu sürecin simgesel örnekleridir” şeklinde konuştu.
Karikatürlerde aynı zamanda, köyden kente göçle birlikte ortaya çıkan yeni bir toplumsal ve ahlaki düzen tartışmasının da yer aldığını kaydeden Şahin, “Ne tam anlamıyla şehirli ne de köylü olan, gecekondu bölgelerinde yaşayan ve iki kültür arasında sıkışmış bu yeni tipolojiler, ahlaki çözülme ve uyum sorunları üzerinden temsil edilmiştir. Bunun yanı sıra sınıfsal farklılıklar, siyasal eleştiriler ve gelir dağılımındaki adaletsizlikler de karikatürlerin temel anlatı unsurları arasında yer almıştır. Aile yapısına ilişkin temalar da bu dönemde dikkat çekicidir” diye konuştu. Şahin, sansürün rejimlerden ve iktidarlardan bağımsız bir pratik olarak algılandığını söyleyerek, “II. Abdülhamid döneminde sansür, daha çok bürokratik bir rutin ve memur pratiği şeklinde işlerken; Cumhuriyet döneminde, özellikle televizyon ve sinemanın yaygınlaşmasıyla birlikte, sansürün daha mekanize, daha kurumsallaşmış ve daha yıkıcı bir hâl aldığına dair güçlü bir eleştiri üretilmiştir. Sonuç olarak, Cumhuriyet döneminde sansür, medya alanlarının çoğalmasıyla birlikte daha yaygın ve daha yıkıcı bir biçim kazanmıştır. Ancak tüm bu temsillerden çıkarılabilecek en temel sonuç, mizah basınının sansürü, iktidarlardan bağımsız ve tarihsel olarak kesintisiz bir olgu olarak ele aldığıdır. Bu süreklilik vurgusu, mizah basınının sansür karşıtı anlatısının temelini oluşturmaktadır” dedi.
Konferans, soru cevap bölümün ardından teşekkür belgesi takdimi ile sona erdi.
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: