Afyon Kocatepe Üniversitesi (AKÜ) İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İktisat Politikası Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Erdal Demirhan, faiz oranlarındaki düşüşünü ve altın fiyatlarında yaşanan gerilemeyi değerlendirerek, piyasalardaki son duruma ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.
“100 BAZ PUANLIK İNDİRİM SINIRLI ETKİ YARATIR”
Prof. Dr. Erdal Demirhan, faiz indiriminin piyasalarda beklenen ölçüde bir genişleme etkisi yaratmayacağını vurgulayarak, “Faiz oranındaki 100 puanlık düşüş aslında bekleniyordu. Özellikle pasa politikası metnine baktığımızda, dezenflasyon sürecinin yavaşladığına dair bir takım ifadeler var. Aslında şunu söyleyelim; faiz düşüşü ile para politikası metni çok örtüşmüyor. Yani bundan sonraki süreç içerisinde faiz oranlarındaki düşüşün daha az bir oranda gerçekleşeceğine dair bir öngörüde bulunabiliriz. Kasım ayı zaten pas geçiliyor. Aralık ayında da çok düşük çaplı bir faiz düşüşü söz konusu olabilir. Tabii burada şunun altını çizelim: her ne kadar 100 baz puanlık bir düşüş olsa da, bu krediye ulaşım noktasında bir takım kısıtlamalar var ve bu kısıtlamalar dahilinde faiz düşüşünün reel piyasalar üzerinde çok fazla bir etkisi olmayacak.” dedi.
“KREDİ RAHATLAMASI 2026’DA BEKLENİYOR”
Faiz oranlarındaki düşüşe rağmen krediye erişimde beklenen rahatlamanın henüz gerçekleşmediğini belirten Demirhan, “Krediye ulaşımda makroihtiyati tedbirler hala devam ediyor, kredi büyüme sınırları söz konusu. Bundan sonraki süreçte krediye ulaşımla ilgili olarak bir rahatlamanın 2026 yılında söz konusu olacağının altını çizelim. Amiyane tabirle kredi muslukları şu anda açılmış değil. Özellikle de iş insanlarının beklediği, krediye rahat ulaşım imkânı bu sene sonu itibariyle gerçekleşmiş olmayacak. Umutlar önümüzdeki seneye kalıyor. Tabii, faiz oranları her ne kadar düşüş gösterse de hâlâ yüksek kalmaya devam edecek. Diğer taraftan da özellikle krediye ulaşım kısıtlamaları bir miktar daha devam edecek. Bizim arzu ettiğimiz, aslında faiz oranlarındaki bu düşüşle birlikte krediye ulaşımın kolaylaşması, özellikle ihracat yapan firmaların, üretim yapan firmaların ve hane halklarının kredi imkânlarının biraz gevşemesi yönündeydi. Ama görünen o ki, faiz düşüşlerine rağmen bunun en azından kısa dönemde ortaya çıkmayacağına dair bir tablo söz konusu” şeklinde konuştu.
“ALTINDA YÜKSELİŞİN TEMEL NEDENİ DOLARIN ZAYIFLAMASI”
Prof. Dr. Erdal Demirhan, doların zayıflaması ve jeopolitik risklerle birlikte altında yönün hâlâ yukarı olduğunu belirterek, “2025 Ocak ayından itibaren altında çok yüksek artışlar söz konusu oldu. Gelmiş olduğumuz noktada bu artışlar yüzde 54’lere ulaştı. Tabii, altın fiyatının bu kadar artmasının arkasındaki sebepler bir tane değil. Bunlardan birisi jeopolitik riskler, bir diğeri ise gümrük tarifeleri. Biliyorsunuz, bu da çok önemli bir faktör. Ama 2025 yılındaki bu yükselişin arkasındaki temel sebep, doların zayıflaması. Doların zayıflaması da altın fiyatındaki artışı tetikleyen önemli bir unsur. Evet, bir düzeltme söz konusu oldu. Ağustos ayından Ekim ayının 17’sine kadar, özellikle geçen haftaya kadar altın fiyatlarındaki artışa baktığımızda, yüzde 30’ları aşan bir yükselişten bahsediyoruz. Yani bir buçuk ayda yüzde 30-35 arası bir artış. Düzeltmeye baktığımızda ise yüzde 5-6’lık bir gerileme görüyoruz. Bu zaten herhangi bir enstrümanın fiyatındaki aşırı artışların hemen ardından gelen doğal bir düzeltme hareketidir. Bu düzeltmeyi “kâr satışları” olarak da ifade edebiliriz. Acaba bundan sonra altın fiyatları artar mı, artmaz mı şeklinde bir değerlendirme yapacak olursak, şuna bakmamız lazım: Altın fiyatlarını yükselten o biraz önce bahsetmiş olduğumuz etkenler hâlâ mevcut. Bu nedenle altında yön yine yukarıya doğru olacaktır.” ifadelerinde bulundu.
“TÜRK YATIRIMCISI FİZİKİ ALTINDAN VAZGEÇMİYOR”
Prof. Dr. Erdal Demirhan, geleneksel yatırımcının fiziki altından vazgeçmediğini ancak altın fonlarının da önemli bir getiri aracı haline geldiğini söyleyerek, “Geleneksel Türk yatırımcısı fiziki altından şaşmıyor. Diğer taraftan altın fonları da çok önemli bir getiri imkânı sunuyor. Burada biraz finansal okuryazarlık devreye giriyor. Ama genel olarak baktığımızda, altının yukarıya doğru eğiliminden yatırımcılar her halükârda yararlanabilir. Şüphesiz, fiziki altının saklama gibi bazı dezavantajları var. Ancak ‘likit kalayım, altından diğer enstrümanlara özellikle hisse senedi gibi kolay geçiş yapayım’ diyen yatırımcılar için altın fonları önemli bir enstrümandır.” dedi.
Yorumlar
Kalan Karakter: