PAHA BİÇİLEMEZ ESERLER BU KOLEKSİYONDA
Afyonkarahisar’da dedeleri tarafından ilk mermer faaliyetini başlatan aile olarak bilinen İbrahim Alimoğlu, kültür ve sanat alanında kente kattığı büyük değerlerin yanında fabrikasındaki antika koleksiyonları ile de adından sıkça söz ettiriyor. Alimoğlu, koleksiyonlarının kapısını Türkeli Gazetesi'ne açtı
Afyonkarahisar’ın tanınmış iş adamlarından kültür ve sanat aşığı İbrahim Alimoğlu son 20 yıldır topladığı koleksiyonlarını haber merkezimiz ekiplerine tanıttı. Paha biçilemez eserlerin yer aldığı koleksiyonların içerisinde, müzik aletlerinden, silah koleksiyonlarına, köstekli saatlerden kelebek fosillerine ve hatta timsah iskeletlerine kadar bu koleksiyon hazinesinin içerisinde ne ararsanız var.
Alimoğlu MERMER Fabrikası’nın yönetim ofisinden girildiğinde tarihe yolculuk yapan misafirlere İbrahim Alimoğlu, eserlerini tek tek hiç sıkılmadan büyük bir keyifle anlatıyor. Sadece Türk ve Osmanlı eserlerinin yer almadığı koleksiyonların içeresinde dünyanın çeşitli ülkelerinden de birçok tarihi antik eserleri görmek mümkün.
HER ŞEY ENDONEZYA’DAKİ DENİZALTI TÜNELİNDE BAŞLADI
Yaklaşık bir saat boyunca yalnızca yarısını tanıyabilen haber merkezi ekiplerimiz yine İbrahim Alimoğlu’nun tarih kokan ofisinde bu koleksiyonların serüvenini dinledi. Hayatının son 20 yılından da bu tür antika eserlere merak sardığını belirten Alimoğlu, bu büyük tutkuya nasıl başladığını şöyle özetledi:
“Ben 50 sene mermer doğdum, mermer yaşadım, mermer yaşamaya devam ederken mermerin nimetlerinden faydalanmak üzere dünyanın her yerine mermer fuarlarına gittim geldim. Bu arada en son Endonezya seyahatimde orada denizin altına girmek nasip oldu. Orada bir tünel yapmışlar iki adanın arasında, çok etkilendim. Aşağıda orada kaptan köşkünü kesip gelip burada eşle, dostla yemek yemeyi düşündüm. Bir tane mimar arkadaşımız dedi ki buna gerek yok, kaptan köşklerini hurdaya kesmek için getirdikleri için içini söküyorlar, ben sana burayı kaptan köşkü yapayım. O düşünceyle biz aşağıda 1,5 ton su olan deniz akvaryumu kurduk. Yani bölgede hiç olmayan gerçekten çok özel bir akvaryum. İçinde kaya mercanlarının yemediği balıklar, balıkların yemediği kaya mercanları vardı. Bu balık, deniz eşyalarını toplarken evimizdeki etnografik eşyaları da toplamışız farkına varmadan. Bunların içinde 100 kadar müzik aleti olmuş.”
“ÜNİVERSİTEDE 500 PARÇA MÜZİK KOLEKSİYONUM VAR”
Afyon Kocatepe Üniversitesi’nden 50 parça müzik aletleri koleksiyonunu olduğunu aktaran Alimoğlu, “Bu müzik aletlerini üniversiteden Konservatuar Müdürümüz Uğur hocam bunları üniversiteye koyalım, öğrenciler faydalansın dediği zaman müzik aletlerini üniversiteye koyduk. Orada internetten bu aletler paylaşılınca bir Alman vatandaş müzikolog bizi duymuş ve elindeki 300 müzik aletini de bize verdi. Şimdi üniversitede 500 parça müzik aletleri koleksiyonu oldu. Benim özel koleksiyonumdur, orada emanet duruyor şimdilik” dedi.
“AFYONKARAHİSAR BİZİM, HEPİMİZİN”
20 yıldır Afyonkarahisar’da sosyal ve kültürel alanlara destek verdiğini kaydeden Alimoğlu, “Anlamda Bu arada evdeki etnografik eşyaları da fabrikada toplamışız, fabrikada birikmiş. İrfan Balkanlıoğlu Valimiz Afyon’a geldiği zaman bu eşyaların burada olmayacağını, Çeşmeli konağa koyalım dedi, Çeşmeli Konak’ta biz bunları sergiledik. Bu arada iyi bir çalışkan hanımefendi bizi Afyondaki sosyal etkinliklere yönlendirdi. Orada fiziksel gelişimden, halk eğitim gibi bütün çalışmalara bizi yönlendirdi. Bu arada üniversiteyle de birlikte çalışmaya başlayınca Çeşmeli Konak bize yeterli olmadı. Çeşmeli Konak müze olarak devam etti, üniversiteyle de halk müziği, sanat müziği, tasavvuf müziği koraları kurduk. Bunun içinde üniversitemize ait bir yerde AKSAM faaliyetleri başladı. Yani 50 seneden sonra 20 sene Afyon’daki sosyal, kültürel etkinliklere gücümüzün yettiği kadar maddi, manevi destek oluyoruz. Afyonkarahisar bizim, hepimizin. Kültür sanat her şeyden önemli” diye konuştu.
“BİR NAYLON LEĞENE ANTİKA EŞYALARI VERİYORLAR”
Artık nereye gitse gözünün bir koleksiyonel eşya aradığını ifade eden Alimoğlu, “Ben 50 sene boyunca dağ, taş gezdim gördüm. 50 seneden sonra artık bir yere girdiğim zaman benim koleksiyona ne yarar, burada ne var? Onları parayla olsun, hediye olsun alıyoruz. Çünkü evimizde de kullanılmayan eşyaları hanımlar bir tane naylon leğen için evdeki çok değerli antikalarını paylaşıyorlar. Ben çoğu zaman istasyon caddesinde ve çarşıda hurdacıların topladığı ev eşyalarından bile burada eşyalar vardır. Bizim çevremiz, akraba çok. Bizim çocuklar bunun kıymetini bilmez diye verdikleri eşyalar vardır. Böyle böyle burası zenginleşti” dedi.
“HACI PAŞA HAMAMINI YIKTIK, KÜLTÜR MERKEZİ YAPACAĞIZ”
Afyonkarahisar’a bir kültür merkezi kazandırma hazırlığında olduklarının da müjdesini veren Alimoğlu, “İnşallah dedemizin yaptığı Hacı Paşa hamamını yıktık. Orada bir kültür merkezi yapıp, hiçbir ticari beklenti olmadan; üniversitedeki müzik aletlerini, buradaki eşyaları orada Afyon’a bir kültür merkezi kazandırmak, çünkü o bölge tamamen kültüre, sanata yönelecek inşallah. Benim tek derdim, yetkilerden isteğim AFYON merkezde güzel bir salon olsun, salonda misafirlerimize tiyatro oynatabilelim, gelen profesörlerimize konserde verebilelim. Yani oteller bizim tiyatro alanlarımız, konser alanlarımız olmasın. Afyon’a güzel bir salon layıktır diye düşünüyorum” diye konuştu.
>>ÖZEL HABER: HAYATİ KANAT - YASİN AY - OĞUZHAN ÖZDEMİR
YASİN AY