Leblebicioğlu’na 52 yıllık hizmet plaketi
Gazetemiz köşe yazarı Galip Leblebicioğlu Türkiye Diyanet Vakfındaki 52 yıllık hizmetini, düzenlenen törende kendisine sunulan plaketle noktaladı.
Gazetemiz köşe yazarlarından Galip Leblebicioğlu, Diyanet Vakfı tarafından camii imam ve müezzinlerinin bulunduğu bir toplantıda 52 yıllık hizmeti nedeniyle Müftü Şükrü Kabukçu tarafından plaketle onurlandırıldı.
Konuşmasına bir şiirle başladı
Vakıf yönetimine veda eden Leblebicioğlu burada bir konuşma yaptı. Leblebicioğlu sözlerine bir dörtlükle başladı: “Sevgili gönül dostlarım istemem ne iltifat ne plaket, dilerim Rabbimden af afiyet.”
Leblebicioğlu, “Sayın hocalarım ilk dini eğitimimi ilkokul müdürlerin Hikmet Çerçel ve Şefik Görkay hocamdan aldım. Tatilde Yeni Handa Ot Pazarı Camii imamı Ahmet Doğrusoy ile Kuran’a başladım. İş hayatıma başladığımda dini konularla ilgilendim. 1964 yılında Müftü Fehmi Bayraşa’dan Ot Pazarı Camisi’nde açılan müezzinlik kadrosu için sesi güzel bir hafızın tayinini istedim. Fehmi Hocam ‘bu tür işlere karışma veballi’ dedi” diye konuştu.
Halkımız güven duydu ve eksikleri tamamladı
“Müftü Celal Yıldırım ile tanıştım” diyen Leblebicioğlu konuşmasında, “Türbede bir eski odada bir tahta masa dört ahşap sandalye ile görev yapıyordu. Bir İzmirli dostum ‘Celal hocaya yardımcı olun’ tavsiyesiyle yakın dost oldum. Önce Yoncaaltı Cami yanına, sonra bu müftülük yapıldı. Başaramayız diyordum fakat Celal Hoca ben kürsüye çıkar derdimizi anlatırım. Hepsi hallolur dedi. Kimsenin ayağına gidip para istemedi. Halkımız güven duydu, eksik olan ne varsa tamamlandı. Türbe yanında İmam Hatip talebelerini yetiştirme yatılı kursu açıldı. Müftülük yanındaki bina bir hanımın bağışıyla yarı fiyatına alındı. Celal Hoca, Allah bir, Kur’an bir, elçisi Hazreti Muhammed derdi. Ayrılığın dine fayda vermeyeceğini anlatırdı” ifadelerine yer verdi.
“Hoş geldin ziyaretine gittim şaşırdım”
Leblebicioğlu konuşmasında diğer müftülerin de çabalarıyla camilerde Kur’an kurslarının açıldığını söyleyerek şöyle dedi: “Allah onlardan razı olsun. Haydar Hatipoğlu’ndan 6 ay kurs gördüm. Okuma icazeti aldım. Şehrimize birkaç yıl önce atanan müftü yardımcısına hoş geldine gittiğimde ‘Siz beni tanımadınız, ilk görevi sizin sayenizde aldım. Akosman Camii’nde Ramazan’da teravih kıldırdım’ dedi. Duacı oldu.”
“Hayatı boşa harcamışız, keşke birkaç talebe yetiştirebilseydik”
Leblebicioğlu konuşmasında tavsiyelerde de bulunarak sözlerini, “Bunları anlatmamda sebep, siz değerli hocalarımıza büyük görev düşüyor. Okuyun, öğretin, okutun. Manevi kazanç bunda. Geçenlerde karşılaştığım emekli bir imam ‘Galipciğim hayatı boşa harcamışız. Birkaç talebe yetiştirseymişsim’ dedi. İçim cız etti. Hoca namaz dışında ticaret yapıyordu. Allah’tan bir nimet bekliyorsak hizmet gerekir. Önce kendimize, ailemize, sonra topluma, devlete, millete yararlı olmaya çalışmalıyız. Önümüzde yapılacak büyük işler var. İl Müftülüğü yapılacak. Müftümüzün Ankara’dan tecrübeleri var. Bunu değerlendirmeli hep birlikte elimizden geleni yapmalıyız diyorum. Ezan öncesi halkımızın ibadete koşmasını sağlayalım. Sevabımızı çoğaltalım. İnşirah suresinde buyuruluyor: Bir iş bittiğinde başka işe koyulmak var ve sadece Mevla’ya yönelmek var. Vav sadece 1 hece. Huzur bulursun Rabbine yönelince. Para kesemiz gün gelir boşalır. Hakça çalışırsak sevap kesemiz çoğalır” ifadeleri ile noktaladı. >>>Oktay Yüksel
Yorumlar
Kalan Karakter: