Müdür Aytekin: “Kütüphaneler bir milletin hafızasıdır” dedi. Abdullah Aytekin kütüphane binasının 1971 yılında yapıldığını ancak günümüz nüfusuna karşın kapasitesinin yetersiz kaldığını bu sorunun yapımı devam eden yeni kütüphane binasıyla giderileceğini söyledi.
“AFYONKARAHİSAR’A 100 YIL HİZMET EDECEK”
Yeni kütüphane binasının Afyonkarahisar’a en az 100 yıl rahatlıkla hizmet edeceğinin altını çizen Aytekin: “Bizim kütüphanemiz ilk defa 1473 yılında Gedik Ahmet Paşa tarafından kurulmuş ve değişik yerlerde hizmet vererek bugünkü binasına 1971 yılında taşınmış. 1971’de Afyonkarahisar’ın nüfusu yaklaşık 66 bin civarında. Bugünün nüfusu ise 750 bine yaklaşmış durumda. Dolayısıyla bizim o günlerde kurulan kütüphane artık bu nüfusu taşımıyor. Yani mevcut binamız nüfusumuza hizmet verebilecek kapasitede maalesef değil. Onun içinde yetkililerle görüşerek, istişarelerde bulunarak biz kütüphanemizin yenilenmesine karar verdik. Şuanda sizlerin de bildiği gibi Zafer Meydanı’nda 5 katlı kütüphane binamız, bina olarak bitirildi ve tefrişatına başlanıyor. Orası hizmete geçtiğinde 750 bin nüfuslu ilimize hizmet verecek. En azından bir 100 yıl daha Afyonkarahisar bu manada güzel hizmet alacak.” dedi.
“KÜTÜPHANEMİZDE YAKLAŞIK 100 BİN KİTABIMIZ VAR”
Müdür Aytekin, Gedik Ahmet Paşa Kütüphanesi’nde 100 bine yaklaşan kitap varlığından söz ederek okuyuculara her konuda yardımcı olduklarının altını çizdi. Aytekin: “Kütüphanemizde 99 bin 980 kitap yani yaklaşık olarak 100 bin kitabımız var. Bu 100 bin tane kitabımızın yüzde 99,9’u işlenmiş durumda. İnternet ortamındaki ‘Koha’ sistemimize aktarılmış durumda. İnternetten ekutuphane.gov.tr adresine e-Devlet şifreleriyle bakan kişiler bizim kütüphanemizde hangi kitapların bulunduğunu görebilirler. Örnek veriyorum Necip Fazıl Kısakürek’i arattırdığınızda kitap olarak ne varsa karşınıza çıkar. Bizde yoksa da Türkiye’de hangi illerde varsa karşınıza çıkar ve o şekilde de yardımcı oluruz. Anlayacağınız biz her aşamada okuyucularımıza yardımcı oluyoruz. Kütüphanemiz pandemiden önce 7 gün 24 saat hizmet veriyordu. Şimdi bizim personel sayımız 20’ye düştü. Sabah saat 08.30’da başlayıp, akşam saat 20.00'den sonra çok okuyucu kalmadığı için bitiriyoruz. Pazar günleri de tatil günlerimiz. Kütüphanemizde günlük olarak insan sirkülasyonu yaklaşık 500 kişi civarındadır. Bizim kütüphanelerimiz kitap alışverişi yapmanın yanında etüt merkezi gibi de çalışmaktadır. En az 150 kişi bizim kütüphanemizde her gün bulunmaktadır. Bu insanlar yer kapmak için her sabah saat 08.00’de kütüphanenin önüne gelmektedirler. Personelimizin gündelik olarak kullandıkları çay, kahve gibi içecekleri öğrencilerimiz talep ettiler. Bizim kendi almış olduğumuz çay kazanından öğrencilere günlük belki de 50 kere doldurup boşaltıyoruz. Yani ev ortamı gibi olsun diye öğrencilerimize imkan sağlamaya çalışıyoruz. Bu konuda bizim yeni yapılan kütüphanemiz büyük oranda ihtiyaçlara cevap verebilecek kapasitede.” dedi.
KÜTÜPHANELER BİR MİLLETİN HAFIZASIDIR
Kitap okumanın bireye sunduğu katkılara değinen Aytekin: “Kütüphaneler bir milletin hafızasıdır. Bir şehrin yaşantısıyla, kültürüyle, inancıyla, savaşlarıyla, tarihiyle kısacası her şeyiyle mazisini yansıtan devletin resmi kurumlarıdır. Kütüphaneler bulunmuş oldukları yerin ekonomik, sosyal, kültürel, dini yani her alanda kalkınmasına hizmet sunan katkı sağlayan kuruluşlardır. Kitaplar, insanların ölmeyen ve solmayan gerçek arkadaşlarıdırlar. Kitaplar da arkadaşlar gibi iyi seçilmelidirler. Nasıl iyi bir arkadaş insanı mutlu eder, güzel yere götürürse kitaplarda aynen böyledirler. Yazarın da dediği gibi; ‘Kitaplar ruhun gıdası, aklın cilasıdır.’ Yetişen nesillerini kitaplarla beslemeyen milletler yok olmaya mahkumdurlar. Bu söz benim çok hoşuma gidiyor. Okumak gelişmektir, okumak değişmektir, okumak yücelmektir, okumak sabırlı olmaktır, okumak güler yüzlü tatlı dilli daha hoşgörülü olmaktır. Okuyan insan gerçekten bu saymış olduğum özelliklere haiz olan insandır. Dolayısıyla bizde istiyoruz ki yöremizin insanları okusunlar ve her türlü gelişsinler. Nasıl ki gören ile görmeyen bir değilse, duyan ile duymayan bir değilse, zayıf ile güçlü bir değil ise okuyan ile okumayan da asla bir değildir” şeklinde konuştu.
“BU BENİM EN BÜYÜK BAHTİYARLIĞIM”
Kütüphane sıralarından geçen öğrencilerin ilerde farklı görevlerde karşısına çıktıklarında duyduğu memnuniyeti dile getiren Aytekin, mesleğinin güzel anılarından bahsederek, “Ben uzun yıllardan beri buradayım, 1991 senesinde gelmiştim. Buradaki çalışan öğrencilerimiz, okuyucularımız veya akademik kariyer yapan insanlar benimle çok haşır neşirdiler. Ben çocukları ve gençleri çok severim. Onlara takılırım, onlarla tanışmak isterim, onlarla şakalaşırım. Dolayısıyla onlarda beni gelirler teneffüslerde ziyaret ederler, muhabbet ederler. Benim için en güzel anı o öğrencilerimizin artık büyümüş, görev almış kimisi doktor olmuş, kimisi dişçi olmuş, kimisi mühendis olmuş, kimisi evlenmiş çocukları olmuş, torunlarım olmuş beni tanıdıkları zaman müdür amca diye bu benim en büyük bahtiyarlığımdır. İşte kütüphane böyle bir yer. Kütüphanenin olduğu yerlerin okuyucuları, çocukları hakikaten daha sabırlı, daha hoşgörülü, daha anlayışlı olduklarını bizzat yaşadım ve gördüm. Onun için bunun devamını diliyorum.” sözlerini tamamladı.
>>ÖZEL HABER: HİLAL PARLAK - MUSTAFA KILINÇ - HÜSEYİN ER
Yorumlar
Kalan Karakter: