Çevre ve iklim ekonomisti Dr. Oğuz Tutal’ın tezini temel alan araştırma, 1968-2018 yılları arasındaki 50 yıllık süreçte, Türkiye için önemli beş tarım bitkisinin iklim değişikliğinden ne şekilde etkilendiğini değerlendiriyor. Bu bitkiler, ekili alanlarının yüzde 80'ine denk gelen buğday, arpa, ayçiçeği, pamuk ve çay. Dr. Tutal’ın araştırmasında şu değerlendirmeler yer alıyor:
Tarım, iklim değişikliğinin en önemli sorumlularından olduğu gibi, etkileri karşısında en kırılgan sektörlerin de başında geliyor. Yağış ve sıcaklık rejimindeki değişiklikler, tarımsal üretimi ciddi şekilde düşürürken, artan hava sıcaklıkları, düzensiz yağışlar, kuraklık, fırtına ve sel gibi hava olaylarının sıklaşması, ürün yetiştirmeyi zorlaştırıyor.
EN BÜYÜK DARBE, GÜNEYDOĞU’DA PAMUK ÜRETİMİNE
Yapılan birçok çalışma, ekstrem sıcaklıkların ve kuraklık riskinin Güneydoğu Anadolu, Akdeniz ve Ege bölgeleri için hayli yüksek, hatta kaçınılmaz olduğunu ortaya koyuyor. Bu nedenle, incelenen beş üründen öncelikle pamuk, ardından ayçiçeği ve buğday için önemli riskler var.
İncelenen beş ürün içerisinde iklim değişikliğine bağlı gözlenen en büyük etki, Güneydoğu’daki pamuk üretiminde oldu; aşırı sıcaklıklar ve kuraklık, verimi düşürdü.
Pamuk, özellikle tekstil sektöründeki kullanımı nedeniyle, Türkiye için oldukça önemli bir ürün. Yalnızca 2021 yılında,864 milyon dolarlık yerel ham pamuğun işlenerek net değerinin üç katı ekonomik ölçek yarattığı hesaplanıyor. Ancak dünyanın en büyük yedinci pamuk üreticisi olmasına karşın Türkiye, net pamuk ithalatçısı konumunda. Bu ithalatın yıllık maliyeti ise yaklaşık 1,5 milyar dolar seviyesinde. Güneydoğu Anadolu’da ve Akdeniz bölgesinde pamuk üretiminin sürdürülebilmesi için sulama sistemlerinin verimli hale getirilmesi ve kuraklığa dirençli tohumların tercih edilmesi büyük önem taşıyor.
İÇ ANADOLU’DA AYÇİÇEĞİNDEN VAZGEÇİLMELİ
İç Anadolu bölgesinin özellikle Konya, Aksaray ve Ankara gibi orta ve güney kesimlerinde, ülkenin en az yağış alan bazı illeri bulunuyor. Tam da bu bölgelerde yüksek su talebi olan ürünler yetiştirilmesi, yer altı suları üzerinde daha da büyük baskı oluşturuyor.
Araştırma sonuçları, özellikle ayçiçeği tarımının İç Anadolu’nun alt kesimlerinde terk edilmesi gerektiğine işaret ediyor. Ilımanlaşan iklim nedeniyle İç Anadolu – Karadeniz geçiş kuşağı ve hatta Van ve Bitlis gibi Doğu Anadolu illerinde ayçiçeği yetiştirilmesi, uygun bir alternatif olarak öne çıkıyor.
BUĞDAYDA TEMEL SORUN
Türkiye’de tarımsal üretimde aslan payı buğdayın; kayıtlı çiftçilerin yüzde 40’ı buğday üretiyor. Ancak tahılların genelinde olduğu gibi buğday üretiminde de temel sorun, kuraklık. Tahminler, 2050 yılında tarımsal kuraklığın yüzde 37, sıcak hava dalgalarının ise yüzde 40 ila yüzde 100 arasında artacağını söylüyor.
Özellikle Akdeniz, Ege ve Güneydoğu bölgelerinde daha görünür bir sorun olan kuraklık, İç Anadolu bölgesinde de sulama ihtiyacının artmasına sebep oluyor. Bu sorun, önümüzdeki yıllarda daha da derinleşecek.
Buğdayla birlikte bir diğer önemli tarım bitkisi de arpa: Türkiye’de ekili tarım yapan her 10 çiftçiden dördü, buğday ya da arpa yetiştiriyor. Ancak iklim değişikliğinin arpa üzerindeki etkisi de bölgeden bölgeye farklılık gösteriyor. Akdeniz, Ege ve Güneydoğu bölgelerinde sıcaklık anomalileri, verimi düşürüyor. Öte yandan Erzurum, Kars ve Ağrı gibi verimin en düşük olduğu illerdeki ılımanlaşma, bu bölgeleri arpa ve buğday tarımı için daha uygun hale getirebilir.
ÇAYDA TEHLİKE DÜZENSİZ VE BOL YAĞIŞLAR
İncelenen diğer bitkilerden farklı olarak oldukça bölgesel bir ürün olan çay, Rize, Artvin, Trabzon gibi Doğu Karadeniz bölgesindeki illerimizde neredeyse tek tarımsal gelir kaynağı durumunda. Çay, yağışla birlikte nem de talep eden bir ürün olduğundan, verimde olumlu bir etkiden söz edilebilir. Öte yandan, artan sıcaklıkların olumsuz etkileri de yok değil: Çok yüksek sıcaklıklar ve nem, bitki zararlılarının hızla yayılmasına yol açıyor. Çay üretiminde asıl tehlike, çok düzensiz ve bol miktarda yağışın toprak yapısını ve bitkiyi etkilemesi.
GIDA ENFLASYONU RİSKİ BÜYÜYOR
“Dr. Oğuz Tutal’ın yorumları şöyle: “İklim değişikliğinin tarımsal açıdan en temel olumsuz etkilerinin gıda güvenliği ve gıda fiyatları üzerinden yansımasını beklerim. Üstelik Türkiye’de tarımın ekonomik, teknik ve sosyal birçok başka sorunu da bulunuyor. Bunlar iklim değişikliğiyle birleştiğinde, kartopu etkisi yarattığı söylenebilir. Türkiye’nin ürettiği temel tarımsal ürünlerde verim artışı uzun yıllardır sağlanamıyor; bu anlamda dünyadaki diğer rakiplerinin oldukça gerisinde seyrediyor. Düşük verimle üretim yapmak, maliyetleri de yukarıya çekiyor. Bu durumda ayçiçeği, pamuk, buğday gibi ürünlerde yurtdışı fiyatlar daha ucuz hale geliyor; bu ucuzluk, yerel üretim yerine ithalatı körüklüyor. Bu durumun düzenli olarak devam etmesi, üreticilerin tarımı terk etmesine yol açıyor.”
ARAŞTIRMADAN 6 TEMEL BULGU
Tarımda Türkiye için en büyük tehlike kuraklık ve aşırı sıcaklar;
En büyük olumsuz etki, Güneydoğu'da pamuk üretiminde gözlendi;
İç Anadolu'nun özellikle alt kesimlerinde ayçiçeği tarımının terk edilmesi gerekiyor. Bu tarım, İç Anadolu-Karadeniz geçiş kuşağına veya Van ve Bitlis gibi Doğu Anadolu illerine kayabilir;
Erzurum, Kars ve Ağrı gibi illerdeki ılımanlaşma, bu bölgeleri arpa ve buğday tarımı için daha uygun hale getirebilir;
Çayda temel tehlike, düzensiz ve bol yağışlar;
İklim değişikliği kaynaklı verim kaybı önemli: Türkiye, uzun süredir ürettiği tarımsal ürünlerde verim artışı sağlayamıyor. Çözüm geliştirilmezse, gıda enflasyonu daha da şiddetlenebilir.
Alınması gereken önlemler
İklim kaynaklı ürün kayıp sigortası mekanizmalarının yaygınlaştırılması ve çiftçilerin girdi maliyetlerini düşürecek teşvik ve desteklerin sağlanması.
Traktör gibi tarımsal ekipmanlarının yenilenmesi
Kuraklık ve yüksek sıcaklıklar karşısında su stresini azaltmak için doğru su kullanım yöntemlerini devreye sokmak. Damla sulama, yağmur suyu toplama gibi verimli ve basit teknikleri, iyi bir planlama ile kısa vadede gerçekleştirmek mümkün.
Veriye dayalı akıllı tarım uygulamalarının hayata geçirilmesi
Çözümlerin, ürünlerin ve bölgelerin ihtiyaçlarına göre bulunması, birçok paydaşla birlikte planlanması üretici ve çiftçilerin kapasitelerinin artırılması.
Yorumlar
Kalan Karakter: