Tarih boyunca Türk atı, üstünlüğünü sürat ve dayanıklılıktaki yetenekleriyle ortaya koymuştur, tarihin her döneminde çok sayıda at yetiştirmiş, ihraç etmiş ve bu sayede ekonomik ve siyasi ilişkilerini geliştirmişlerdir. Asırlık ata sporumuz rahvan binicilik de ilk kez, M.S. 745’te yazılmış olan Orhun Abideleri’nin Bilge Kağan anısına dikilen Şine – Usu Yazıtın güney cephesinde “Yorga Yarış” adıyla geçmektedir. Günümüzde de atçılık Türk Dünyası coğrafyasında ve Türkiye’de önemli bir gelenek olarak sürdürülegelmektedir. Afyonkarahisar’ın Ataköy mahallesinde geçmişten bugüne binlerce yıllık geçmişe sahip olan rahvan atlar, geleneğin devam etmesi için yetiştirilirken, mahallede her yaştan atçı ile karşılaşmak mümkün. Türklerde asırlardır sürdürülen atlı çift sürme geleneği tarım ve ulaşım aletlerine geçiş süreciyle unutulmaya yüz tutan rahvan at geleneği, ulusal ve uluslararası yarışlarla yaşatılmaya çalışılıyor. Günümüzde farklı yürüyüşü ve binicisini yormadan kilometrelerce yol kat etme özelliği ile at binicilerinin kalbinde yer alan rahvan atları yetiştiriciliği devam ediyor. Genellikle rahvan atlarının binicisiyle buluştuğu mahalle sakinleri At binmenin yüzyıllardan beri Türk kültüründen gelen bir gelenek olduğunu ifade ederek Atlara özel bir ilgi gösteriyor. Atların düğün nişan, ölüm gibi özel günlerde törenlere katıldığını ifade eden mahalle sakinleri “at bizim can dostumuz, sırdaşımız, Kaşkarlı Mahmut’un dediği gibi at Türk’ün kanadıdır.” diyor.>>ÖZEL HABER
Yorumlar
Kalan Karakter: