Kan Bağışı Hayat Kurtaran Bir Sorumluluk - Dr. Serkan Şen Yanıtladı
Atatürk Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu Tıbbi Laboratuvar Teknikleri Programından Dr. Öğr. Üyesi Serkan Şen, Dünya Kan Bağışçıları Günü dolayısıyla kan bağışı ile ilgili sorularımızı cevaplandırdı.
Yayınlanma :
14.06.2025 11:34
Güncelleme :
14.06.2025 11:34


Kan bağışı neden gereklidir, bağışlanan kanlar ne amaçla kullanılmaktadır ve gerekli kan bulunamadığı takdirde kana ihtiyacı olan hastalar hangi problemlerle karşılaşır anlatır mısınız?
Kan bağışı, sağlık sisteminin en hayati bileşenlerinden biridir. Çünkü kan, laboratuvar ortamında üretilemeyen tek tedavi aracı olup, sadece gönüllü bağışçılardan temin edilebilir. Her gün ülkemizde binlerce kişi; ameliyatlar, doğumlar, kazalar, kan hastalıkları ve kanser tedavileri gibi nedenlerle kana ihtiyaç duymaktadır. Özellikle talasemi, lösemi gibi hastalıklarda düzenli kan transfüzyonu hayati önem taşır.
Bağışlanan kanlar; doğrudan tam kan olarak kullanılabildiği gibi, eritrosit, plazma ve trombosit gibi bileşenlerine ayrılarak da birçok hastalıkta kullanılır. Örneğin, ağır kan kaybı yaşayan bir hasta eritrosit süspansiyonuna ihtiyaç duyarken, bağışıklık yetmezliği olan bir hastada plazma desteği gerekebilir. Lösemi gibi kemik iliği hastalıklarında ise trombosit desteği yaşamsaldır.
Eğer zamanında yeterli kan bağışı yapılmazsa, kana ihtiyacı olan hastalar için ciddi riskler doğar. Acil durumlarda uygun grupta kan bulunamazsa, tedavi gecikir, ameliyatlar ertelenir ve bu durum yaşam kaybına kadar varabilir. Ne yazık ki bazen bir hayat, yalnızca bir ünite kan bulunamadığı için kaybedilebilir. Bu yüzden kan bağışı, sadece bir iyilik değil; telafisi mümkün olmayan durumların önüne geçen bir yaşam sorumluluğudur. Düzenli ve gönüllü bağışçılar sayesinde sağlık sistemi nefes alır, hayatlar kurtulur.
Kimler kan bağışı yapabilir?
Genel olarak 18 ile 65 yaş arasındaki, en az 50 kg ağırlığında olan ve bulaşıcı hastalık taşımayan sağlıklı bireyler kan bağışında bulunabilir. Bağış öncesinde yapılan kısa sağlık taramaları sayesinde kişinin kan vermeye uygun olup olmadığı belirlenir. Kan bağışı yapacak kişinin tansiyonunun, hemoglobin düzeyinin ve genel sağlık durumunun uygun olması beklenir. Ayrıca son dönemde herhangi bir cerrahi operasyon geçirmemiş, enfeksiyon yaşamamış veya belirli ilaçları kullanmamış kişiler tercih edilir. Kadınlar yılda en fazla 3, erkekler ise 4 kez kan bağışında bulunabilir. Tüm bu kriterler bağışçı adaylarında istemeden bir ihtiyaç sahibine fayda yerine zarar verebilir miyim kaygısına neden olabilir fakat her bağış noktasında bir hekim bağışçının genel sağlık durumunu ve bağış kriterlerini sağlayıp sağlayamadığını kontrol eder ve uygun olmayan birinden kan bağışı alınması söz konusu olmaz. Bu sebeple kan bağışı sadece hastalara umut olmakla kalmaz, aynı zamanda bağışçı için de düzenli sağlık takibi yapılmasına olanak tanır.
Kan bağışlayan kişi bu durumdan fayda görür mü hocam?
Kan vermek belirli aralıklarla sağlık durumunun kontrol edilmesini sağlar. Kan bağışı öncesi yapılan muayeneler sayesinde tansiyon, hemoglobin düzeyi ve genel sağlık durumu hakkında bilgi sahibi olunur. Düzenli kan bağışı, bazı çalışmalara göre kalp-damar hastalıkları riskini azaltabilir; özellikle demir düzeyinin dengeye gelmesine yardımcı olarak oksidatif stresin düşürülmesinde rol oynayabilir. Ayrıca psikolojik olarak da bağışçıya olumlu etkiler sağlar. Yardım etmenin, hayat kurtarmanın verdiği manevi tatmin, kişinin kendini topluma faydalı hissetmesini sağlar. Bu da ruh sağlığı açısından önemli bir kazanımdır.
Ülkemizde kan bağışı almaya yetkili kurum neresidir?

Güvenli Kan Temini Projesi öncesinde Türkiye’de pek çok hastane kendi bünyesinde kan temin etmeye çalışıyordu. Bu sistemde, hasta yakınları çoğu zaman kendi olanaklarıyla kan bulmak zorundaydı. Bu da hem zaman kaybına hem de güvenlik açısından riskli sonuçlara yol açabiliyordu. Bağışların düzensiz ve ihtiyaca göre toplanması, kanın test edilmeden kullanılması gibi durumlar yaşanabiliyordu.
2005 yılında Türk Kızılay’ı koordinasyonunda başlatılan Güvenli Kan Temini Projesi, bu dağınık yapıyı ortadan kaldırmayı hedefledi. Proje ile birlikte, kan bağışları gönüllü, karşılıksız ve düzenli hale getirildi; alınan her kan örneği modern laboratuvarlarda bulaşıcı hastalıklar açısından test edilip güvenli hale getirildikten sonra hastanelere ulaştırılmaya başlandı.
Bu sistem pek çok avantajı da beraberinde getirdi.
Kan temini merkezi hale geldi ve ihtiyaca göre yönlendirilebilir oldu.
Hasta yakınlarının kan bulma yükü ortadan kalktı.
Kanlar test edilerek güvenli hale getirildi, bulaşıcı hastalık riski azaldı.
Ulusal stok yönetimi sayesinde acil durumlar için (deprem, salgın hastalık, savaş vs) hazırlıklı bir altyapı kuruldu.
Kök hücre bağışçılığı nedir ve kan bağışçılığından farklı mıdır?
Kök hücre bağışçılığı, özellikle lösemi ve bazı kan hastalıklarıyla mücadele eden hastalar için yaşam kurtarıcı bir yöntemdir. Kök hücreler, vücutta kan hücrelerini üreten özel hücrelerdir ve uygun vericiden alınarak hastaya nakledilir. Kan bağışıyla benzer yönleri olsa da, kök hücre bağışçılığı farklı bir süreçtir. Bağışçıdan kan bağışında olduğu gibi 450 ml değil sadece yaklaşık 5 ml kadar bir örnek alınarak Türkök sistemine gönüllü bağışçı olarak kayıt olunur. Gelecekte bir gün bir ihtiyaç sahibi ile doku grubu uyumu sağlanırsa bağışçı ile iletişime geçilir ve kök hücreler genellikle özel bir ilaçla vücutta artırıldıktan sonra aferez yöntemiyle koldan alınır. Bu işlem ağrısız ve güvenlidir. Kısacası, kan bağışçılığı daha sık ve kolay yapılabilirken, kök hücre bağışçılığı daha özel durumlar için ve eşleşme sağlandığında yapılan, hayati öneme sahip bir bağış türüdür. Ülkemizde Türkök Sistemi üzerinden bulunan ilikler ile hastalığı tedavi edilen çok sayıda lösemili çocuk ve yetişkin bulunmaktadır. Bu başarının devamı ancak ve ancak kök hücre bağışçılığının devamı ile mümkün olacaktır.

Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: