Olgun, söz konusu maden projesinin etkilediği alanın büyüklüğüne vurgu yaparak şu ifadeleri kullandı:
“Afyonkarahisar Taşoluk’ta planlanan maden faaliyeti, bölgenin tarımını, arıcılığını ve gıda zincirini yok edecek büyüklükte bir tehdittir. 696 hektarlık bir sahadan söz ediyoruz, küçük bir alan değil. Afyonkarahisar’ın üretim kalbidir.”
Taşoluk’un arıcılık açısından stratejik öneme sahip olduğunu belirten Olgun, “Taşoluk Afyon’un arıcılık üssüdür. Sinanpaşa’daki arıcılık kotasının yüzde 83’ü, Afyon genel üretiminin yüzde 25’i bu bölgeden karşılanıyor.” dedi.
“Arı kolonileri çökecek, polen işleme tesisi kapanacak”
Madenin faaliyete başlaması hâlinde oluşacak sonuçların geri dönülmez olduğuna dikkat çeken Olgun, bölgedeki ekonomik ekosistemin tamamen çökeceğini dile getirdi:
“Bu bölgede yalnızca arıcılık faaliyeti değil, bölgenin ekonomik omurgası olan büyük bir polen işleme tesisi bulunmaktadır. Bu tesis sadece Afyonkarahisar’a değil çevre illere de ürün işleyen, bölgenin katma değer merkezidir.”
Maden sahasının çalışmaya başlamasıyla ortaya çıkacak etkileri ise şu sözlerle anlattı:
“Yoğun toz, titreşim, kimyasal parçacıklar ve ağır kamyon trafiği nedeniyle arı kolonileri çökecek, bal ve polen üretimi duracak, bölgenin polen işleme tesisi kapanmak zorunda kalacak. Binlerce aile geçim kaynağını kaybedecek ve tüm tarımsal zincir domino taşı gibi yıkılacaktır.”
“Bu mesele çevre değil, yaşam hakkı meselesidir”
Olgun, projenin aynı zamanda doğrudan mülkiyet hakkını ihlal ettiğini ifade ederek şunları kaydetti:
“Üstelik bu bölgede tarla, bahçe vasıflı şahsi mülkiyete konu alanlar vardır. Bu mesele çevre meselesi değil, mülkiyet hakkı, geçim hakkı ve yaşam hakkı meselesidir.”
Şirketin açıklamasında yalnızca 6,43 hektarlık orman alanı için izin alındığının belirtildiğini hatırlatan Olgun, hükümete yönelttiği sorularla sürecin şeffaf olmadığını vurguladı:
“Tarım Bakanlığı bu proje için ‘uygundur’ görüşü verdi mi? Verildiyse hangi bilimsel rapora, hangi etki analizine dayanarak verildi? Yapmadıysanız neden sessiz kaldınız? Karar alınırken üreticinin, arıcının, çiftçinin görüşü alındı mı? Bu konuda devreye giren siyasiler var mıdır?”
“Taşoluk’ta görev terk edilmiştir”
Açıklamasında yetkililerin anayasal sorumluluklarını hatırlatan Olgun, şu ifadeleri kullandı:
“Tarımı, arıcılığı, üreticiyi, toprağı ve gıda güvenliğini korumak sizin anayasal ve kamusal göreviniz değil midir? Taşoluk’ta bu görev yerine getirilmemiştir. Bu kararın adı ihmal değil, görev terkidir.”
Olgun, bölge halkının yanında olduklarını da vurguladı:
“Taşoluk’ta toprağına sahip çıkan halk yalnız değildir. Bu mesele sadece çevre meselesi değil, geçim hakkı, mülkiyet hakkı ve yaşam hakkıdır.”
Yorumlar
Kalan Karakter: