Hilal Parlak’ın Kaleminden…
‘Zordur Kadın Olmak’
8 Mart Dünya Kadınlar günü, kadınların değerini hatırlatmak ve önemini vurgulamak için güzel bir fırsattır. Bu anlamlı gün, kadınlara özel bir şekilde onların ne kadar önemli ve unutulmaz olduklarını hissettirir. Kadınlar, bu özel gün vesilesiyle sadece güzelliklerinden dolayı değil aynı zamanda güçlerinden de övgüyle bahsedilir ve takdir edilir.
Bu kutlamaların ardında yatan gerçek anlam, kadınların toplumdaki rollerini, başarılarını, mücadelelerini ve dayanıklılıklarını daha derinlemesine anlamamızı sağlar. Kadınların yaşamının her alanında verdiği değeri ve katkıyı kutlamak, toplumun kadınlara olan minnetini göstermek için önemli bir fırsattır.
Kadınlar Günü, aslında kadın hakları, eşitlik ve toplumsal cinsiyet konularında bilinçlenmeyi teşvik etmek için bir vesile olarak da görülebilir. Bu özel gün, kadınların kazandıkları haklar için savaşan, seslerini duyuran ve gelecek nesiller için umut oluşturan bir sembol haline gelmiştir.
Eğer dünyada gördüğümüz her şey kadının eseri ise, kadınların katkı ve emeği sonsuz bir zenginlik ve değer barındırmaktadır. Mustafa Kemal Atatürk'ün aydınlık vizyonuyla ifade ettiği gibi, ‘kadınlar yerde sürünmek için değil, gökyüzüne yükselmek için doğmuşlardır’. Ancak ne yazık ki günümüzde birçok kadın hala toplumun ve önyargıların baskısı altında ezilmiş, kısıtlanmış ve görmezden gelinmiş hissediyor. Bu durum, kadınların potansiyellerini gerçekleştirmelerinin önünde ciddi engeller oluşturmaktadır ve adaletin tam anlamıyla sağlanmadığı bir dünyada yaşadığımızın acı bir gerçeğini ortaya koymaktadır.
Toplumun genelinde kadınların sahip olduğu gücün ne kadar önemli olduğu vurgulanmasına rağmen, gerçek dünyada bu güç birçok zaman göz ardı edilebilmektedir. En yakın örneklerinden bazıları ise çocuk gelinler ve kadın cinayetleriyle gözler önüne seriliyor. Garip olan ise tüm bu olumsuzlukları hayata geçirenlerin de en sevdikleri varlıkların bir kadın ve bir anne olması… Üzücü ve sorgulayıcı bu düzenin zaman içerisinde değişerek, kadınlarımızın daha özgür ve nefes alabildiği bir dünya temenni ediyorum.
Türkiye'de 1921 yılında ilan edilerek kutlanmaya başlanan Kadınlar Günü; zaman içerisinde yaygınlaşmış olmasına rağmen, kadınların hak mücadelesi hala devam etmektedir. Günümüzde, kadınlar hem ülkemizde hem de tüm dünyada büyük bir coşkuyla kutlanmaktadır. Ancak, asıl önemli olan nokta, kadının toplum hayatındaki rolü, etkisi ve değeridir. Kadınlar sadece bir günde değil, her zaman hakkettikleri saygı ve eşitlikle anılmalıdır. Kadınların toplumdaki yerini ve değerini vurgulamak, cinsiyet eşitliği ve insan hakları kapsamında süregelen bir mücadeledir ve bu konuda farkındalığın artırılması herkes için önemlidir. Kadınların değer görmesi ve hak ettikleri yerlere gelmeleri, toplumun ilerlemesi ve eşitliğin sağlanması için kritik bir adımdır.
Kadınlar, güçlü, cesur ve kararlı varlıklar olarak her alanda var olmalı ve desteklenmelidir. Bu nedenle, Kadınlar Günü, sadece bir kutlama günü olmaktan öte, kadınların her gün bu değerleri yaşamaları için bir hatırlatıcıdır.
Türk kadınları da gösterdikleri kahramanlıklarla, geçmişten günümüze kadar gelen güçlü miraslarıyla güçlerini herkese göstermelidir. Bugün bizi biz eden ailelerimizin temeli sayılan kadınlarımızın günüdür. Erzurumlu Kara Fatmaların, Nene Hatunların günüdür. Kurtuluşu omuzlayan cenneti ayakları altında taşıyan kadınlarımızın günüdür. Gökyüzüne yükselerek, dünyaya ilham ve gücü yaymaya devam etmelidirler. Bu nedenle, Kadınlar Günü'nü sadece bir günle sınırlamak yerine, her anında kadınların değeri, gücü ve katkıları ön planda olmalıdır. 8 Mart Dünya Kadınlar Günümüz kutlu olsun…
Yorumlar
Kalan Karakter: