Geçmişin Bugüne Yansımaları: Antikacılık
Her bir parçasında faklı yaşamlardan izler barından ve bir sürü hikayeye ev sahipliği yapan dükkanında Antika geleneğini yaşatan Şahin İşlek, antikalara olan tutkusunu ve mesleğin püf noktalarını Türkeli Gazetesi mikrofonlarına anlattı.
Afyonkarahisar’ın merkezinde bulunan Uzun Çarşı içerisinde küçük bir antika dükkanına giriyoruz. Tarih kokan bu eserler içinde birbirinden ilginç birçok eşyaya tanıklık ederken, güler yüzü ve sıcakkanlılığıyla 76 yaşındaki dükkan sahibi Şahin İşlek, kısa bir hasbihalin ardından antika hakkında bildiklerini anlatmaya başlıyor.
Birbirinden eşsiz parçaların bulunduğu Antika dükkanı tarihin izlerini yansıtıyor. Aralarında en çok ilgi gören eserlerden bir tanesi ise, hiç kuşkusuz yaklaşık 200 yıllık tarihiyle afrodit heykeli..
SELÇUKLU’DAN GÜNÜMÜZE
Mesleğine olan tutkusunun yanı sıra, tarihe olan ilgisiyle dikkat çeken İşlek, kendi soyunun tarihi geçmişiyle ilgili de önemli bilgilere sahip. Araştırmaya ve tarihe olan merakı ile bilinen Antika ustası; “Ben soyumu ve Çepni olduğumu biliyorum. Afyonkarahisar Sandıklı ilçesi yakınlarında Çepni köyü vardır, yaklaşık 300- 400 sene önceki köyümüz orası. Oğuz’un Çepni köyüdür, hakiki Çepni beyliği. Osmanlı'da Çepni beyliği diye beylik vardır biz o beylikteniz, bende o beyliklerden Çepni boyu Döğenciler soyundan Şahin İşlek. Selçuklu’dan 20 sene öncesi Anadolu’daki boyuz. Selçuklu 1071'de bizden 20 sene sonra savaşa girdi. Oğuz Kağan'da 24 boy vardır. 24 boydan 21. boy Çepni boyudur, biz 21. boyuz.” İfadelerini kullandı.
“ANTİKA SERÜVENİ İLK SATTIĞI HALI İLE BAŞLADI”
Asıl mesleği 1960 yılında başladığı sanayicilik olan Şahin İşlek, tam 30 yıl boyunca Türkiye-Almanya da torna ustalığı yapmış, 1990 yılının sonlarına doğru Antika eserlerin kendisi için bir tutkuya dönüşmesiyle sektöre giriş yapan İşlek; “El emeği göz nuru ve sanat değeri fazla olan bir iş. Ben bu işe sevdiğim, tutkunu olduğum için başladım. Hepsinin sanat değeri var hepsinde bir el emeği göz nuru var, bundan dolayı bu işe girdim. Aslında her şey bir kilimle başladı. O zamanlar aldım fakat gerçek değerini bilmiyordum. Bir gün bir halıcı geldi ve fiyat sordu, tabii olması gereken rakamı kendisi biliyordu. O günden sonra ben bu işi yaparım dedim. Ağır ağır kitaplarını okudum bu işin koleksiyonlarına baktım. Bilenlerden bilgi aldım, öğrendim kendimi iyi yetiştirdim. Buraya sevende, merak edende gelir. Bu ulusal bir iş sonuçta ben her eşyanın en güzelini almaya çalışırım, kendim getirmiyorum bana satıcılar getirir. Baya ciddi ve riskli bir iş, yaş 76 oldu hala işimi yapmaya devam ediyorum. Bu iş sanat, bunların hepsi Türkiye’den geliyor. Gelen müşterilerimiz şaşırıyor. Geçenlerde bir müşteri bendeki radyoyu incelerken ‘ben hayatımda böyle bir radyo görmedim’ dedi, buna radyocu da dahil. Elimizdeki antika 1800'lü yıllardan 200 yıllık mesela. Örneğin eski zamanın sefer tası, yemek götürülen bir tas üstünde de işlenmiş olarak kime yapıldıysa onun adı ve tarihi var. Müşteriler ve antika meraklılarının ilgisini çeken çok fazla şey var. Vatandaşları her zaman dükkanımıza bekleriz başımızın üstünde yerleri var.” dedi.
“DEVLET HER ZAMAN 18 YAŞINDADIR”
Antikacılığın ne kadar değerli bir meslek olduğuna değinen İşlek, yaptıkları işin büyük dikkat ve tecrübe gerektirdiğini vurguladı. Getirilen eserlerin nereye ve hangi döneme ait olduğunun, devlete ait hazine malı olup olmadığının bilirkişiler tarafından incelenmesi gerektiğinin altını çizen Antika Ustası, bilinçli alıcı ve satıcının önemine değindi. ‘Yapılan kazılar esnasında bulunan veya vatandaşın danışmak istediği eserlere eksperlik yaptığınız oldu mu?’ sorusuna İşlek; “Tabii her zaman gelir. Bazen emniyet bile sorar, takıldıkları veya bilmedikleri bir şey olduğu zaman bize sorabiliyorlar. Geçmişte ilgilendiğimiz oldu, şimdilerde gitmiyoruz ama eskiden gittik. Bizler tarihi eserlerle ilgili eksper görevi görüyoruz. Gayri resmi yollarla tarafımıza gelen eserlerin ticari anlamda kullanılamayacağını ve bu eserlerin koruma amaçlı Devlet kurumlarına teslim edilmesi gerektiğini kişilere aktarıyoruz. Bu kişiler eserlerini devlete teslim edecek, devlet bu eserleri inceleyip müzelerde sergileyecek. Devletin denetim mekanizması her daim yüksektir, çünkü Devlet her zaman 18 yaşında.” İfadelerini kullandı.>>ÖZEL HABER: HİLAL PARLAK
HİLAL PARLAK