Afyonkarahisar Sağlık Bilimleri Üniversitesi (AFSÜ) Beyin ve Sinir Cerrahisi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Usame Rakip, 7 Ekim saldırılarının ikinci yıl dönümünde Gazze’de yaşanan insanlık dramına dikkat çekti.
“7 Ekim Sadece Bir Gün Değil, Bir Sürecin Sonucu”
7 Ekim tarihinin sadece bir gün değil, uzun süredir devam eden baskıların sonucu olduğunu ifade eden Doç. Dr. Rakip, ““Bugün hiçbir şey yapamayan biri bile bu zulme karşı ne yapabilir? 7 Ekim’i anlatmadan önce, seminerde bahsettiğim gibi, öncesine bakmalıyız: 7 Ekim’e kadar Gazze’de, Batı Şeria’da, Kudüs’te halklar neler çekti? İnsanlar ne yaşadı, hangi hakları ellerinden alındı, hangi baskılar sürdü? 7 Ekim’in ikinci yıl dönümünde bunu hatırlamak gerekiyor. Resmi rakamlara göre 70 bin; bizim bildiklerimizle 100 binden fazla şehit, 140 binden fazla yaralı ve 400 binden fazla kayıp var. Gazze’de neredeyse hiçbir ziraî toprak, bina, hastane, okul veya ambulans kalmadı. Maalesef insanların çoğu %95’e, hatta %98’e yakın bir kısım izlemekten başka bir şey yapamıyor. Yapmak isteyenler olabilir; imkânları kısıtlı olabilir. Ama bazı düşüncelerden kurtulmamız şart.” diye konuştu.
"'Ben Bir Kişiyim, Ne Yapabilirim?' Anlayışı Değişmeli"
Toplumda yaygın olan “Ben bir kişiyim, ne yapabilirim?” düşüncesinin artık değişmesi gerektiğini ifade eden Doç. Dr. Rakip, “‘Ben bir kişiyim, ne yapabilirim?’ demek yaygın bir düşünce. Evet, tek başına her şeyi değiştiremeyebilirsin; ama yapılabilecek şeyler var. Dua etmek iyidir; ama yeterli değil. Somut eylemler de gerekli. Örneğin, İsrail’i destekleyen ürünleri kullanmayarak tüketim tercihlerini değiştirebilirsin bir kola içmemek, belirli kahvelerden veya fast-food zincirlerinden vazgeçmek yaşamını kurtarmaz ama dayanışmanın bir parçasıdır. Küçük fedakârlıklar toplandığında fark yaratır. Örnek alınabilecek aktivistler var. Farklı ülkelerden, farklı inançlardan ve milliyetlerden insanlar dayanışma için harekete geçti. Etrafınıza bakın: Ne yapıyorlar? Nasıl örgütleniyorlar? Gözlemleyin, öğrenin, ilham alın. Kendinize bir yol haritası çizin. Unutmayın: İsrail yalnızca Filistinlilerin değil, bölgenin ve daha geniş jeopolitik hedefleri olan bir aktörün parçası. ‘Arz-ı mavud’ dediğimiz kavramları iyi okuyun, iyi anlayın ve buna göre stratejinizi belirleyin. Bilgi edinmek, dayanışmayı planlamak ve küçük ama sürekli eylemler yapmak bunlar birleştiğinde anlamlı bir etki yaratır. Yapabildiğiniz kadar yapın; dua edin, öğrenin, paylaşın, tüketim tercihlerinizi gözden geçirin, güvenilir aktivistleri takip edin ve mümkünse örgütlenin. Küçük adımlar bir araya geldiğinde büyük değişimlere dönüşebilir.” dedi >>ÖZEL HABER
Yorumlar
Kalan Karakter: