CHP Afyonkarahisar Merkez İlçe Başkan Adayı Av. Umut Kılıç, “2015 yılından beri Afyonkarahisar’da serbest Avukatlık yapıyorum. CHP’de uzun yıllar çalışmalarımız oldu. Evliyim ve 1 çocuk babasıyım. 2014 yılında Afyonkarahisar’a yerleştim. O tarihten bugüne kadar hem mesleğimizi icra ediyoruz hem de siyasetle uğraşıyoruz. 1 yıldan beri de Afyonkarahisar Barosu’nda Yönetim Kurulu Üyeliği yapmaktayım.” dedi.
“CHP, Türkiye’nin Birinci Partisi Oldu”
Kılıç, Türkiye’nin tarihi bir dönemeçten geçtiğini belirterek şu ifadeleri kullandı: “Türkiye Cumhuriyeti büyük bir geçiş sürecinde. Bir yıl önce yapılan yerel seçimlerde CHP uzun yıllar sonra Türkiye’nin birinci partisi konumuna geldi. Yerel seçimlerde alınan bu başarının genel seçimlerde ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde de devam ettirilmesi gerekiyor. Çünkü Türkiye Cumhuriyeti tarihsel bir kırılma süreci yaşıyor. Özellikle bu başarıda değişimin çok büyük bir payı oldu. Özgür Özel ve Ekrem İmamoğlu’nun başlattığı değişim, devamında ön seçim süreci, vatandaşlarımızın partiye olan inancının artması, ön seçimde 15 buçuk milyon insanın adayımız olan Ekrem İmamoğlu için oy kullanması bize toplumun, kitlelerin CHP’yi bir umut, bir çıkış kapısı olarak gördüğünü gösteriyor. Anketlerde de görüyoruz ki şuanda yüzde 40’ların üzerinde CHP’nin bir oyu var. Bu tarihsel kırılım sürecinde, CHP’nin iktidara giden yolunda, en büyük dirayeti gösterecek olan da örgütlerimizdir. Kongre sürecinde de hem Cumhurbaşkanlığı seçimini hem de devamında yerel seçimleri götürecek olan örgütler bu kongrede belirlenen örgütler olacak. Bu anlamda bu kongre seçimleri çok önemli. Biz de partinin bu tarihsel zaferinde payımız olması adına ve Türkiye Cumhuriyeti’nin adeta ikinci kurtuluş döneminde emeğimizi, katkımızı sunmak adına ekibimizle birlikte aday olduk.”
“Güçlü Örgütler Yaratmamız Gerekiyor”
CHP Afyonkarahisar Merkez İlçe Başkan Adayı Umut Kılıç, parti örgütlerinin güçlendirilmesi gerektiğini vurgulayarak şunları söyledi: “Eksiklikler her arkadaşımızda olabilir, bunlar tolere edilebilecek eksikliklerdir. Biz daha çok bugüne kadar mevcut başkanlarımızın ya da daha önceki başkanlarımızın ve örgütlerimizin emeklerinin üzerine ne koyabiliriz onu değerlendiriyoruz. Güçlü örgütler yaratılması gerekiyor. Az önce bahsettiğim gibi çok çetin ve dirayetli bir sürece giriliyor. Dimdik duracak yöneticilerden oluşan bir örgütlenme modeli gerekiyor. Biz var olanı daha da büyütmeyi vadediyoruz. Mevcut üye sayımız eskiye göre arttı. Biz bunu daha da ileriye taşımayı hedefliyoruz. Belde örgütlerimiz açıldı, belde örgütü olmayan beldelerimiz çok az miktarda. Biz bu belde örgütlerini daha da aktif hale getirmek istiyoruz. Belirli çalışmalar yapıldı sandıklarda. Biz hiçbir CHP’li müşahidin ve sandık görevlisinin bulunmadığı bir örgütlenme yaratıp her sandıkta bir CHP’linin hem müşahit hem sandık görevlisi olarak bulunmasını ve oylarımıza sahip çıkmak adına daha fazla vatandaşımızın desteğini partimize çekmek istiyoruz. Yani var olanı büyütmek istiyoruz.”
“En Büyük Projemiz; Halkı Mücadeleye Dahil Etmek”
Kılıç, özellikle kırsal bölgelerde yapılacak çalışmalara dikkat çekti: “En büyük projemiz yani bunu genel siyaset anlamında da söylemek lazım, partimizdeki bu değişimi, örgütlere, partinin en kılcal damarlarına kadar yaymak. Bu süreç 2 yıl önce başladı ve bize büyük bir başarı getirdi. Bunu biz daha ileriye taşımak istiyoruz. Afyonkarahisar’da topluma bakıldığı zaman çok büyük sorunlar var. Hem ekonomik anlamda, hem hukuksuzluk anlamında Türkiye genelinde olduğu gibi. Vatandaşlarımızı dinleyeceğiz. Özellikle son 2-3 yıldaki ekonomi programı daha çok çiftçi kesimini, köylü ve tarımdan geçinen vatandaşlarımızı çok etkiledi. Afyonkarahisar’da da bu nüfus oldukça fazla. Bu anlamda kırsalda büyük çalışmalar yapacağız. Vatandaşlarımızı partimize katacağız. Onları birer parti neferi haline de getireceğiz. Ben buna inanıyorum çünkü biz şunu gördük; özellikle Ekrem İmamoğlu’na özgürlük ve erken seçim talepli Afyon’un farklı yerlerinde kurduğumuz hem köylerde hem merkezlerde stantlarımızda toplumda farklı yerlerdeki insanlarımız akın akın imza vermeye geldiler. Farklı partileri mensup olan insanlarda aynı şekilde. Toplumda Türkiye genelinde en son kırsal nüfusun daha yoğun olduğu Aksaray gibi, Bayburt gibi, Yozgat gibi yerlerde mitinglere ne kadar yoğun katılım olduğunu gördük. Aslında Anadolu halkı ayağa kalkmaya hazır. Ancak buna örgütlerin öncülük etmesi gerekiyor. Bizim en büyük projemiz ayağa kalkmaya başlamış olan Anadolu halkının elinden tutup onu mücadeleye sürüklemek. Mücadele onun mücadelesi, bizler de bunu örgütlemek istiyoruz.”
“CHP, Afyonkarahisar’ın Birinci Partisi Olacak”
Kılıç, Afyonkarahisar siyasetinde CHP’nin hedefini şöyle özetledi: “Yerel seçimlerde Belediye Başkanlığında Afyonkarahisar’da büyük bir başarı elde edildi. Belediye Başkanımız şuandaki anket verilerine göre başarılı görünüyor. Burada Afyonkarahisar siyasetinde genel seçimler çok önemli. Bu seçimlerdeki parti oyları yerel seçimlere göre değişkenlik gösterebiliyor. Yerel seçimlerde gösterilen başarıyı genel seçimlerde de alabilmemiz adına örgütler çok önemli. Afyon siyasetinde, elbette biz merkez belediyeyi aldık ama beldelerde bir tane bile belediyemiz yok Afyonkarahisar merkezde. Onun dışında ilçelerde, beldelerde çok az sayıda belediyemiz var. Bizim bunların sayısını artırmamız lazım. Aslında Afyonkarahisar siyasetinde CHP’nin birinci konuma genel olarak tüm vatandaşlarımız anlamında, Cumhurbaşkanı adayımızın burada yapılan ilk seçimde birinci sırada olması, CHP’nin genel seçimde birinci parti olması için hiçbir engel yok. Buradaki tek engel belki bizim çalışmamız olabilir. Ama biz bu anlamda emek vereceğiz. Gerçekten özverili, disiplinli bir çalışma ortaya konulduğu zaman ben şuna inanıyorum ki; çok yakın zamanda CHP Afyonkarahisar’ın birinci partisi olacak. Tartışmasız bir şekilde, açık ara bir şekilde nasıl ki Afyonkarahisar’da belediye alındıysa, bütün Afyonkarahisar’da da CHP birinci parti olacaktır.”
“Bu İktidardan Hep Birlikte Kurtulacağız”
Türkiye’nin içinde bulunduğu ekonomik ve siyasi sorunlara da değinen Kılıç, çözümün Atatürk ilkelerinde olduğunu vurguladı: “Partililer her daim CHP’yi sahiplendiler. Cefakarlık gösterdiler, vefakarlık gösterdiler büyük fedakarlıklar yaptılar ve partiyi gerçekten çok zor dönemlerden bugünlere kadar getirdiler. CHP devleti kuran parti, Cumhuriyeti kuran parti. Buna rağmen 80 darbesinden sonra kapatıldı, kadrolarına siyasi yasaklar getirildi. Ama CHP yeniden küllerinden doğdu. Önce Ana Muhalefet partisi konumuna yükseldi. Ardından Türkiye’nin birinci partisi oldu. Bu aslında geniş bir süreçtir, bugüne kadar gelen tarihsel bir süreçtir. Şuanda CHP yıllar sonra iktidarı almaya bir adımı kalmış olan bir partidir. Bunda değişimin önemi büyüktür. Değişimi sağlayan kadrolarımıza sahip çıkalım. Özellikle şuanda tutuklu bulunan Cumhurbaşkanı adayımız Ekrem İmamoğlu’na ve Genel Başkanımız, oldukça mesai harcayan Genel Merkezimiz, milletvekillerimiz, parti meclisimiz, Türkiye genelindeki örgütlerimiz hepsine sahip çıkalım. Kongreler aslında bizim bayram havasında geçen süreçlerimizdir. Kongrelere büyük katılımlar gösterelim. Partimize sahip çıktığımız gibi oyumuza ve sandıklarımıza da sahip çıkalım, irademizi ortaya koyalım. Türkiye Cumhuriyeti’nin çıkışı CHP ile olacaktır. Atatürk’ün ilkeleri ve devrimleriyle olacaktır. Bugün baktığımızda Türkiye Cumhuriyeti’ndeki en büyük sorun açlık, yoksulluk, sefalet, enflasyondur. Bunların en büyük çözümü; bazı şeyleri yeniden keşfetmeye gerek yok, Atatürk ilkelerindedir, Devletçilik ilkesindedir. Bizim bugün devletin elinde kalan hiçbir işletme yok. Devletin elindeki bütün milli servetler tek tek elden çıkarılıyor. Bugün o süreç maalesef devam ediyor. Bunu tersine çevirebilecek yine Atatürk ilkeleridir, Devletçilik ilkesidir. Özellikle 2017’de yapılan referandumdan sonra Türkiye Cumhuriyeti’nin başına tek adam rejimi geldi ve adeta şuanda saray rejimiyle yönetiliyor. İstediğini tutukluyor, istediğini içeri atıyor. Seçilmiş belediye başkanlarına kayyum atıyor. Aylarca iddianame ortada olmadan insanlar tutuklanıyorlar, neden yargılandıklarını bile bilmiyorlar. Böyle bir sürece girdik. Adalete güven algısı ortadan kalktı. Cumhuriyetin temeline dinamit döşeyecek bazı hareketler yapılıyor. Özellikle sadece tek bir kişiye yetkinin verilmesiyle birlikte Cumhuriyet’in hedef olarak gösterildiği bir süreç yaşıyoruz. Burada Cumhuriyetçilik ilkesiyle bunun üstesinden geliriz. Mustafa Kemal Atatürk, Türkiye Cumhuriyeti’ni kurarken aslında bu toplumu düşünmüş. Milletin iradesinin tek bir kişiye ait olmasını değil, tamamen millete ait olmasını vurgulamış ve bunun için bizlere miraslar bırakmış. Ayrıca diğer bir ilkemiz Laiklik ilkesi. Şuanda baktığımızda birçok tarikat holdingleşmiş durumda. Türkiye’nin farklı kaynaklarına resmen çökmüş durumda. Toplumun artı değerine, artı ürününe el koymuş durumda. Burada da Laiklik ilkesi ön planda. Laiklik; Türkiye Cumhuriyeti’nin bütün yurttaşlarını aslında birbirine bağlayan, hiçbir din, inanış ayrımı gözetmeksizin onları yan yana getiren ve toplumu aslında bir millet haline getiren kavramdır. Bizim dediğimiz gibi yeniden bazı şeyleri keşfetmeye gerek yok. Atatürk ilkeleri ve devrimleri ışığında, CHP’nin özellikle son birkaç senede gelişen değişim süreci ve sol ilkeleri ön plana çıkarmakta olan, emekten yana siyaset yapmakta, emeğin yüceliğinden yana siyaset yapmak anlamında tavır ortaya konulması gereken bir dönem. Bunu da başaracak olan CHP’dir. CHP yıllar sonra kendi ilkeleriyle iktidara gelecek. Topluma burada çok büyük bir görev düşüyor; toplumun partinin arkasında kenetlendiğini görüyoruz ve bunu devam ettirmelerini istiyoruz. Aydınlık çok yakındır, bu iktidardan hep birlikte kurtulacağız.” >>Özel Haber: Yasin Ay-Hüseyin ER
Yorumlar
Kalan Karakter: