"EMEĞİMİZ YOK SAYILAMAZ, İŞ BIRAKTIK, HAKLARIMIZ İÇİN SAVAŞACAĞIZ!"
Eğitim Gücü Sen Afyonkarahisar İl Temsilcisi İsmail Yapar, eğitim emekçileri ve kamu çalışanlarının maaşlarındaki yetersizlik, artan yaşam maliyetleri ve vergi adaletsizliğine karşı haklarını savunmak için iş bıraktıklarını ve taleplerinin ertelenemeyeceğini belitti.
Eğitim çalışanlarına maaşlarına yapılan yüzde 11,54 oranında yapılan zam oranına iş bırakarak tepki gösterdi.
“BİZLER YALNIZCA GEÇİM DERDİNE DÜŞÜRÜLMÜŞ BİR KESİM DEĞİL, TOPLUMUN VİCDANIYIZ”
Eğitim Gücü Sen Afyonkarahisar İl Başkanı İsmail Yapar, yalnızca maaşları için değil, emeklerinin karşılığı ve insanca bir yaşam haklarını savunacaklarını belirtti. Yapar, “Bugün burada yalnızca maaşlarımız için değil, emeğimizin onuru, alın terimizin karşılığı ve insanca bir yaşam hakkımız için toplandık. Artık susarak kaybetmeye, sessiz kalarak görmezden gelinmeye tahammül edemeyiz! Bu meydan, yalnızca bir çığlığın değil, bir hak arayışının sembolüdür. Bugün Türkiye’nin dört bir yanında eğitim çalışanları ve kamu emekçileri, haksızlıklar karşısında iş bırakmıştır. Çünkü artık bıçak kemiğe dayandı. Raflardaki artan fiyatlar, evleri ısıtamayan faturalar ve memurlar için hayalden öteye geçemeyen yaşam standartları... Tüm bunların karşısında bizler yalnızca geçim derdine düşürülmüş bir kesim değil, toplumun vicdanıyız. ENAG’a göre yıllık enflasyon yüzde 83,40, TÜİK’in açıkladığı rakam ise %44,38. Devletin vergi ve harçlar için yeniden değerleme oranı yüzde 43,93 iken, sözde zam adı altında belirlenen enflasyon farkı ise yüzde 11,54 ile bu oranın çok uzağındadır. Kira artışları yüzde 62, büyükşehirlerde ise kiralar 30.000-35.000 TL bandına ulaşmış durumda. Yoksulluk sınırı ise 68.000 TL’ye yükselmiş bulunuyor. Peki bize reva görülen sözde enflasyon farkı nedir? yüzde11,54.”
“YÜZDE 11,54’LÜK SÖZDE ENFLASYON FARKI, DUYARSIZLIĞIN GÖSTERGESİDİR”
Bugün yeni göreve başlayan bir eğitim çalışanının, yoksulluk sınırının yarısından biraz daha fazla maaş aldığını ifade eden Yapar, “Ancak yüzde 11,54’lük bu sözde enflasyon farkı, zaten geçinmekte zorlanan kamu emekçilerinin alım gücünü artırmamış, aksine daha da düşürmüştür. Bu fark, ne raflardaki fiyat artışlarını ne de kira ve faturalarındaki yükselişi karşılamaktadır. Açıkça görülüyor ki, bu fark eğitim çalışanlarını açlık ve yoksulluk sınırına daha da yaklaştırmaktan başka bir şey değildir. Artık öğretmenler, işyerlerinde yemek bile yiyememekte, günlük temel gıda ihtiyaçlarını karşılamakta zorlanmaktadır. Market raflarındaki en temel ürünler dahi lüks haline gelmiştir. Bir torba un, bir şişe yağ, bir kilo et... Bunlara ulaşmak, sıradan bir maaşla neredeyse imkansız hale gelmiştir. Kiraların 30.000-35.000 TL’ye ulaşmasıyla birlikte, birçok kamu çalışanı evinde yemek bile yapamamaktadır veya bazı günler öğün atlamaktadır. Ayrıca, düşük maaşlar nedeniyle eğitim çalışanları ek iş yapmak zorunda kalmakta, sabah saatlerinden geceye kadar çalışarak aile bütçelerini dengelemeye çalışmaktadır. Bu koşullarda %11,54’lük sözde enflasyon farkı, yetersizliğin ve duyarsızlığın göstergesidir.” diye konuştu.
“BİZİM TALEPLERİMİZ NETTİR VE ERTELENEMEZ”
Son dönemde yaşanan vergi adaletsizliğinin, gelirlerinin büyük bir kısmını geri ödemelerine neden olduğunu belirten Yapar, “Mevcut vergi dilimleri yüzünden, zam aldığımızı sanırken yılın 3. ve 4. ayından itibaren yeni vergi dilimlerine girip, sözde enflasyon farkı adıyla aldığımız maaş artışlarından fazlasını vergi olarak geri ödeyeceğiz. Bu döngü, emekçileri yoksullaştırmakta ve çalışma koşullarını her geçen gün daha da zorlaştırmaktadır. Bu adaletsizliklerin giderilmesi için önerimiz, vergi diliminin %15’te sabitlenmesi ve daha adil bir vergi sisteminin hayata geçirilmesidir. Kamu çalışanlarının ve tüm emekçilerin hak ettiği yaşam standardı ancak bu şekilde sağlanabilir. Bizim taleplerimiz nettir ve ertelenemez. Emeğimizin karşılığı olan refah payı derhal düzenlenmelidir. Kamu çalışanlarına kira yardımı sağlanmalıdır. Maaşlar, yoksulluk sınırını temel alarak yeniden yapılandırılmalıdır. Vergi adaletsizliği ortadan kaldırılmalı ve vergi dilimi %15’te sabitlenmelidir. Buradan sesleniyoruz: Biz artık yok sayılmayı kabul etmiyoruz. Eğitim çalışanları, bu ülkenin temel taşlarıdır. Bizler susarsak, yarınlarımızı sustururlar. Ama susmayacağız! Bugün burada iş bırakarak, emeğimizin ne kadar değerli olduğunu bir kez daha haykırıyoruz. Bu bir başlangıçtır. Haklarımızı alana kadar mücadelemiz sürecektir. Çünkü biz yalnızca kendimiz için değil, bu ülkenin geleceği için buradayız. Unutulmamalıdır ki adalet, bir toplumun vicdanıdır. Biz vicdanın sesiyiz. Emeğin gücüyle, dayanışmanın ışığıyla, insanca bir yaşam için buradayız!” dedi
Yorumlar
Kalan Karakter: