TÜRKİYE’NİN RİSK PRİMİ 260 PUANIN ALTINA DÜŞTÜ
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek "Bütçe disiplini, rezervlerdeki iyileşme, fon akışındaki artış, bütün bunlar program iyileşiyor. Bütün bunlar canlı organizma gibidir. Sürekli o programın tekrar güçlendirilmesi, iyileşmesi, temellerinin sağlamlaştırılması çok önemli" dedi.
Bakan Şimşek'in konuşmasından satır başları şöyle:
Deprem hariç bütçe açığı sadece %1,6. Temel dengesizlikleri giderme anlamında program çalışıyor. Türkiye'nin risk primi geçen sene Mayıs ayında 700 baz puanın üzerindeydi, bu sene 260'ın altına düştü. Risk priminin düşmesi aslında programın çalıştığını gösteren bir örnek. Türkiye fon akışında bizim öngördüğümüzden çok daha büyük bir artış var. Yerel seçimlerden sonra o kadar ciddi bir fon akışı ve TL lehine bir portföy değişikliği var ki. Merkez Bankası'nda 49 milyar dolarlık bir iyileşme gösterdi.
12 yıl sonra FITCH Türkiye'nin kredi notunu artırdı. Bizim görünümümüz bu şekilde çalışmaya devam ederse pozitif görünümde duruyorlar. Bütçe disiplini, rezervlerdeki iyileşme, fon akışındaki artış, bütün bunlar program iyileşiyor. Bütün bunlar canlı organizma gibidir. Sürekli o programın tekrar güçlendirilmesi, iyileşmesi, temellerinin sağlamlaştırılması çok önemli. Türkiye'nin kendi programı ve sonuç almaya başladık.
"PROGRAMIMIZI SÜREKLİ GÜÇLENDİRECEĞİZ"
Bu sene bütçede harcama disiplini yatırımların daha iyi alanlara yönlendirilmesi, bazı cari harcamaların kesintiye uğratılması. Bütün bunlar dezenflasyona destek veriyor. Önümüzdeki 12 ayda piyasaya sorduğun zaman enflasyon düşüşü görülüyor. 24 aylık perspektifi alırsanız %24 civarına kadar indi. Programı nasıl güçlendireceğiz? Bu sene deprem yaralarını sararken deprem dışındaki harcamaları kontrol altına alıyoruz. Kamudaki tasarruf paketini uygulayacağınız. Yapısal reformları hızlandıracağız. Bütçe disiplini üzerinden ve reformları hızlandırarak verimlilik üzerinden güçlendireceğiz. Biz programı güçlendirmeye başladık .Tasarruf paketini açıklamamız bunun bir ayağı.
"TÜRKİYE'NİN KENDİ PROGRAMI"
Bu program içeride ve dışarıda çok ilgi görüyor. İlk gün devir teslimde çok net bir tutum sergilemiştim. Bundan sonra bizim politikalar kurala dayalı yani öngörülebilir olacak. İkinci olarak uluslararası normlara dayalı olacak. Eğer programınız dışarıda övüldüğü için bunun dışarıya lansetmek doğru bir yaklaşım değil. Özü itibarıyla Türkiye'nin kendi programıdır, dışarıdan övülmesi dışarıdan yapıldığı anlamına gelmiyor.
Dünyada nereye seyahat edersem edeyim mutlaka fırsat bulup Türkiye'nin potansiyelini sık sık anlatırız.
Geçen sene çok büyük bir felaket yaşadık ve önceliği deprem bölgesine verdik. Deprem hariç bütçe açığının milli gelire oranı yüzde 1.6. Bu sene çok büyük ihtimalle bütçe açığını hedeflediğimiz noktanın çok altında olacağına inanıyorum.
Önümüzdeki dönemde önceliğimiz sanayi üslerini bizim alıp limanlara bağlamamız. Çünkü rekabet gücünü artırmak istiyoruz.
"BÜTÇE AÇIĞINI AZALTAN TEDBİRLER ALDIK"
Biz deprem konusunda ne gerekiyorsa yapacağımızı söyledik. Ama deprem dışındaki alanlarda disiplin, harcamaların verimli noktalara aktarılması bizim için olmazsa olmaz.
Geçen sene başlangıç noktası bir dezenflasyon başlangıç noktası için iyi değildir. Şubat'ta deprem oluyor, enkazın temizlenmesi yazı buluyor. İnşaat malzemesi fiyatları, işçilik gibi konular geçen sene muazzam bir artışa geçti. Bu sene öyle bir şey öngörmüyoruz. Geçen sene büyük bir bütçe açığı ile karşı karşıyaydık. Reel sektöre kaynak akışı durmasın, bütün kaynaklar hazineye verilmesin noktasına gelmemek için biz geçen sene tedbirler aldık. Şimdi akaryakıtta ÖTV'yi artırdık. Çünkü deprem yaralarındaki açığı kapatmak için. Bunlar bu sene yaşanmayacak.
Gelir politikalara geçen sen bu döneme göre daha gevşekti. Bu sene daha destekleyecek hale gelecek.
Son 1 yılda enflasyon ciddi bir şekilde bu faktörler yüzünden yükselişe geçti. Bu sene bu faktörler yok. Biz piyasadan döviz alamsak TL 20 liralara kadar düşerdi. Şu anda Türkiye'ye ciddi bir fon akışını var, TL çok cazip. TL'de değer kaybı için bu sene bir sebep yok.
Biz bir takım istisna ve muafiyetler hariç KDV'de bir artış görmüyoruz. Bu sene geçen sene gibi vergi artışı da olmayacak. Bu arada piyasada bir denge oluştu. Beklenti kanalı iyileşiyor. 24 aylıkta beklenti %24'e indi. Bütün bunları bir arada düşünürseniz ahenkli bir şekilde çalışıyor ve bütün bunlar dezenflasyonu destekliyor.
TÜRKELİ HABER MERKEZİ