Bugün Muğla’nın Datça ilçesine bağlı Yazı Köyü Tekirburun Mevkii'nde yer alan Knidos, geçmişi M.Ö. 2000’lere kadar uzanan eşsiz bir antik kent. Karyalılardan Dorlar’a, Lidyalılardan Romalılar’a uzanan onlarca medeniyeti ağırlayan bu kent, bir zamanlar sadece Ege’nin değil, tüm Akdeniz’in kültür, bilim ve sanat merkezlerinden biriydi.
Dorların Kurduğu, Bilim İnsanlarının Yükselttiği Kent
Knidos, Dorlar tarafından M.Ö. 1000’lerde kuruldu. İlk yerleşim, bugünkü Datça ilçe merkezinin kuzeydoğusundaki Burgaz mevkiindeydi. Ancak şehir, ticari avantajlar nedeniyle M.Ö. 4. yüzyılda bugünkü konumuna taşındı. Böylece, yarımadanın en uç noktasında, hem askeri hem ticari limanlara sahip eşsiz bir yerleşim kuruldu.
Burası sadece bir ticaret merkezi değildi; bilim, sanat ve mimarlıkta da parlayan bir yıldızdı. Ünlü filozof ve astronom Eudoxus, dünyaca bilinen heykeltıraş Praxiteles, mimar Sostratos (İskenderiye Feneri’nin mimarı) gibi isimler burada yaşadı.
Afrodit’in Evi: Güzelliğin Antik Başkenti
Knidos’un ünü, sadece bilim ve ticaretle sınırlı değildi. Burası aynı zamanda antik çağın en ünlü sanat eserlerinden biri olan Knidos Afroditi’ne de ev sahipliği yapıyordu. Heykeltıraş Praxiteles’in yaptığı bu heykel, çıplak kadın bedenini estetik bir biçimde sergileyen ilk örneklerden biri olarak, döneminin sanat anlayışını değiştirdi. İnsanlar onu görmek için günlerce yolculuk yapardı.
Ne yazık ki bu heykel günümüze ulaşamamıştır, ancak kaidesi hâlâ yerinde duruyor. 8.000 kişilik tiyatro, güneş saati, Demeter Mabedi gibi eserler ise Knidos’un görkemini hissettirmeye yetiyor.
Planlı Şehircilik, Şarap İhracatı ve Dinî Festivaller
Knidos’un mimarisi de büyüleyici. Ünlü şehir plancısı Hippodamos'un ızgara planına göre inşa edilen kentte, birbirini dik kesen geniş caddeler, agora, tapınaklar ve kamu yapıları bulunuyordu. Şehir, dört yılda bir düzenlenen Apollon Karneisos festivalleri ile de adından söz ettirirdi.
Ekonomi tarafında ise Knidos, şarap ihracatıyla öne çıkmıştı. Fenikelilerle olan bağlantıları sayesinde gelişmiş bir denizcilik kültürü vardı. Limanlarında tersaneler kurulmuştu, ticaretin kalbi burada atıyordu.
Tarihin Sessizliğine Bırakılan Kent
Knidos, Bizans döneminde bir süre piskoposluk merkezi olduysa da, deprem ve korsan saldırıları nedeniyle MS 7. yüzyılda terk edildi. Nüfusu binlere kadar düştü. 13. yüzyılda Menteşe Beyliği’ne, ardından Osmanlı’ya bağlandı. Bugünkü adıyla Datça, tarih boyunca birçok kez isim değiştirerek günümüze ulaştı.
Keşfetmek İçin Gitmeniz Gereken Yer
Knidos, bugün sessiz ama heybetli kalıntılarıyla ziyaretçilerini bekliyor. Her bir taşında binlerce yıllık yaşamın izlerini görebilir, Afrodit’in efsanesine kulak verebilir, Strabon’un haklı olup olmadığını kendi gözlerinizle görebilirsiniz.
Yorumlar
Kalan Karakter: