İzmir’in Karaburun ilçesinde, zamanın sessizliğe gömdüğü ama rüzgârın hâlâ fısıltılar taşıdığı bir yer var: Sazak Köyü. Parlak köyü sınırlarında, Karaburun merkezine yaklaşık 20 kilometre uzaklıkta, doğayla tarihin iç içe geçtiği bu eski Rum-Türk köyü, geçmişin izlerini arayanlar için bir açık hava arkeoloji alanı gibi…
Bir Rüzgar Esiyor Ege'den...
Sazak’a vardığınızda sizi ilk karşılayan, Ege Denizi’nden gelen o keskin ama huzur veren rüzgâr oluyor. Ardınızda Karaburun’un taşlı yolları, önünüzde ise Sakız Adası... Okyanus kadar duru bir manzara, rüzgârla savrulan kekik kokuları eşliğinde bir zaman yolculuğuna çıkıyorsunuz.
Birlikte Yaşamanın Sessiz Tanığı
Zamanında 120 haneye ev sahipliği yapmış Sazak. Bunların 100’ü Rum, 20’si Türk ailesine aitmiş. Kilise ve cami kalıntılarının, birbirine birkaç adım uzaklıkta yükselmesi; gayrimüslim ve Müslüman mezarlıklarının aynı toprakları paylaşması, barış içinde bir yaşamın en somut kanıtı. Kültürel bir mozaik değil adeta bir tablo burası: geçmişin renkleriyle boyanmış, hüzünle çerçevelenmiş.
Üzümden Ticaret Limanına...
Sazak, sadece bir yerleşim yeri değil; zamanında üretim ve ticaret merkeziymiş. Razaki üzümü, pekmezi ve özellikle şarabı ile nam salmış. Artık günümüze ulaşamayan iskelesi ise Rumların deniz ticaretinde önemli bir limanıymış. Köyün altına inen taş yolda karşınıza çıkan, Osmanlı mimarisini yansıtan kurumuş bir çeşme ise, geçmişin yankısını bugüne taşıyan başka bir detay…
Mübadeleyle Değişen Kader
1923’teki nüfus mübadelesiyle Rumlar köyü terk etmek zorunda kalmış. Ardından gelen yalnızlık, geride bırakılan evleri önce talana, sonra da unutulmaya terk etmiş. Yağmalanan eşyalar, sökülen kapılar, pencereler, taş taş yok edilen yapılar… Tüm bunlara bir de depremler eklenince, Sazak adeta doğayla baş başa kalmış bir harabeye dönüşmüş.
Köklerinden Kopmayanların Hikayesi
Ama Sazak unutulmadı. Rumların torunları, özellikle yaz aylarında dedelerinin doğup büyüdüğü bu köyü yeniden ziyaret ediyor. Duygusal anılarla dolu bu buluşmalar, adeta geçmişin yaralarını okşayan sessiz vedalar gibi…
Ritmin Kalbinde Yankılanan Sazak
Sanatın da uğramadan geçmediği bir yer burası. İranlı def sanatçısı Sami Hosseini öncülüğündeki Ahura ritim topluluğu, köyde çekilen “Gafil Gezme Şaşkın” klibiyle Sazak’ın ruhunu dünya sahnesine taşıdı. Rüzgârla, taşla, tarihle birleşen ritimlerin yankısı hâlâ kayalarda çınlıyor.
Koruma Altında Bir Miras
Bugün ise yeni bir umut ışığı doğdu: Kültür ve Turizm Bakanlığı İzmir 1 No’lu Kültür Varlıklarını Koruma Kurulu tarafından “Kentsel Sit Alanı” ilan edilen köy için koruma ve restorasyon planları devrede. Amaç; bu eşsiz yerleşimi yalnızca tarih meraklılarına değil, dünya turizmine de kazandırmak.
Ziyaret Notu: Sazak’a Nasıl Gidilir?
Eğer yolunuz Karaburun’a düşerse, Sazak Köyü’nü görmeden dönmeyin. Araçla belirli bir noktaya kadar gidilebiliyor. Ana yolda aracınızı park ettikten sonra sizi 15 dakikalık yürüme mesafesiyle bu saklı tarihin kalbine ulaştıran patikaya adım atıyorsunuz. Her adımda biraz daha geçmişe, biraz daha içe yolculuk...
Yorumlar
Kalan Karakter: