Afyon Kocatepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Talat Koçak, Cumhuriyet’in 102. yılı dolayısıyla Afyon Türkeli Gazetesi okurlarına üç soruda Cumhuriyet’i anlatarak, genç Cumhuriyet’in karşılaştığı zorluklardan bugünkü kazanımlarına kadar uzanan süreci değerlendirdi.
Cumhuriyet’in İlk Yılları Büyük Zorluklarla Geçti
Dr. Koçak, bugün 102. yaşını kutladığımız Cumhuriyet’in ilk yıllarda karşılaştığı zorlukları ve genç Cumhuriyet’in hangi mücadeleleri verdiğini anlattı. Koçak, “Cumhuriyet’in ilk yılları sıkıntılı geçti. Yıkıcı bir savaştan çıkan bir toplum vardı. Şehit ve gazi sayımız bir hayli fazlaydı. Anadolu’nun birçok yerinde sakat kalmış insanımız bir hayli fazlaydı. Ancak en temel sıkıntı yetişmiş insanlarımızı savaşta kaybetmemizdi. Eğitimli kadrolarımızı maalesef Dünya Savaşı’nda kaybettik. Mehmet Akif’in tabiriyle ‘Biz Çanakkale Savaşı’nda bir ulemayı gömdük.’ Pek çok lise o dönemde mezun verememiştir. Galatasaray Lisesi, İstanbul Lisesi gibi liseler o dönemde epey şehit vermiştir. Lise deyip geçiyoruz ama 16-17 yaşındaki çocukları kaybettik. Pek çok subay kaybımız oldu. Tıbbiyeli kayıplarımız oldu. Bu anlamda insan kaybımızı telafi edip, insan kalitemizi yeniden yükseltmek adına işler yapıldı. Onuncu Yıl Marşı’nda ‘On yılda on beş milyon genç yarattık her yaştan’ denmesinin sebebi de budur. Yeni kadrolar, yeni eğitim sistemiyle okumuş gençler… Cumhuriyet’in ilk yıllarındaki en temel sorunlardan birisi buydu” dedi.
Cumhuriyet Darbeler ve İsyanlarla Sınandı
Cumhuriyet’in kuruluşundan bu yana karşılaştığı zorlukları değerlendirerek, isyanlardan darbelere kadar yaşanan süreçlerin Cumhuriyet’i daha da güçlendirdiğini söyledi. Koçak, “Cumhuriyet’in kuruluşundan sonra isyanlar meselesi bizi epey zorlayıp yıpratmıştır. İsyan deyip geçiyoruz. Birkaç gün sürüp geçti gibi geliyor ama belirli bir grup bir yeri ele geçiriyor ve devlet otoritesini sıfırlıyor. Sıkıntılı bir durum. Devletin gücünü göstermek açısından dışarıya karşı da sıkıntılı bir durum. Yine darbeler de sınamıştır. Özellikle ’60 darbesi… Ülkenin seçilmiş başbakanı ve bakanları idam edilmiştir. Bunu yapanlar da ‘cumhuriyet adına’ yaptıklarını iddia etmişlerdir. Keza ’80 darbesi ve 28 Şubat’ı da bunun için katabiliriz. Bu yapılan zorbalıklar da cumhuriyet adına yapıldığı bahanesiyle yapıldı. 15 Temmuz Darbe Girişimi’ni de eklemlendirmemiz lazım buraya. Bu tip badireler atlatıldı ama şu kapıdan çıkıp sorsak, ‘Biz cumhuriyetten vazgeçtik, saltanatı getireceğiz’ desek, bize meczup gözüyle bakarlar. Bu anlamda da cumhuriyet rejimi halkın tamamında destek bulmuş ve iman meselesi haline gelmiştir.” ifadelerinde bulundu.
Cumhuriyet Güven ve İstikrarla Yoluna Devam Ediyor
Dr. Koçak, Cumhuriyet’in temellerine, verdiği sınavlara ve bugünkü gücüne bakarak Türkiye Cumhuriyeti’ni nasıl bir geleceğin beklediğini de değerlendirdi. Koçak, “Cumhuriyet güven içinde yaşanan bir rejim olarak kabul edilmiştir. Bizim 200 yıla yakın bir demokrasi tecrübemiz var. Vurulduk, sıkıntılar yaşadık ama demokratik cumhuriyeti oluşturduk. Bu anlamda ben gayet umutluyum. Cumhuriyet fikri bütün halkta yer bulmuştur. Türk aydınları da bu meseleyi tartışmamakta. Aslında üst segmente de geçtik ‘demokratik cumhuriyet’ anlamında… Herkes hakkını arayabiliyor. Her ne kadar eleştirilse de mahkemeler doğru kararlar veriyor. Cumhuriyet bu anlamda iyi bir yere geldi. Görsel anlamda da sanat anlamında da spor anlamında da belirli başarılara ulaştık, belirli başarıların gediklisi de olduk. Herkes gençlikten dert yanıyor ama ben gençlikten ümitliyim. Çok iyi bilim adamları da çıkıyor Türkiye’den. Sanayi anlamında güzel işler yapan aileler de şirketler de dünya çapında mücadeleler veriyorlar. Türkiye Cumhuriyeti Devleti güven ve istikrarla yoluna devam ediyor. Dünyaya örnek olarak da yoluna devam edecektir diye düşünüyorum” dedi >>Özel Haber: Şeyda Yeşilçay
Yorumlar
Kalan Karakter: