Dr. Öğretim Üyesi Süleyman Gücek: Afyonkarahisar depreminin ardından önemli değerlendirmelerde bulundu
Afyonkarahisar Kocatepe Üniversitesi (AKÜ) Mühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisliği’nden Dr. Öğretim Üyesi Süleyman Gücek, yaşanan son depremlerin ardından önemli açıklamalarda bulundu.
- “Yaklaşık her 4 yılda bir 4.0 - 5.0 arasında depremler yaşanıyor”
- “Yaklaşık her 4 yılda bir 4.0 - 5.0 arasında depremler yaşanıyor”
Afyonkarahisar ve çevresinde 1900 yılından bu yana gözlemlenen verilere dayanarak yapılan analizler neticesinde açıklama yapan Gücek; “Gözlemlenen veriler yaklaşık her 4 yılda bir 4.0 - 5.0 arasında depremler yaşandığını ortaya koyuyor. Bu depremler, ülkemizin geneline oranlandığında oldukça sık meydana geliyor ve bölgede biriken deformasyon enerjisinin bir kısmının periyodik olarak boşaldığı düşünülüyor. Afyon çevresindeki Çobanlar Fay Zonu gibi potansiyel olarak yüksek riskli fayların varlığı, süregelen tehlikenin devam ettiğini gösteriyor. Bu faylar, geçmişte olduğu gibi gelecekte de deprem üretebilirler ve bu nedenle Sismik Tehlike Analizi gibi detaylı çalışmaların yapılması kritik önem taşıyor.” Dedi.
- “Depremlerde yapılan mikro bölgeleme çalışmaları ve sahaya özel analizler, binaların güvenliği açısından kritik bir rol oynuyor”
Mikro bölgeleme çalışmalarının ve sahaya özel analizlerin yapılmasının ve sismik tehlike analizlerinin güçlendirilmesinin büyük önem taşıdığı belirten Gücek; “Son yaşanan depremler, özellikle alüvyon zemin üzerine inşa edilen binalarda büyük etkiler yaratmış, bu durum binaların tasarım değerlerinin gözden geçirilmesi gerektiğini bir kez daha ortaya koymuştur. Mikro bölgeleme çalışmalarının önemi bu noktada daha da belirginleşmektedir; zira her bölgenin zemin koşulları farklılık gösterir ve bu koşullar dikkate alınmadan yapılan inşaatlar büyük risk taşıyabilir. Ülke nüfusumuzun %71’nin, ülke topraklarının ise %66’sının deprem riski altında olduğu bir ortamda daha radikal adımlar atılarak, depreme dayanıklı yeni yerleşim alanlarının oluşturulması için Mikro bölgeleme çalışmalarının yapılması, sismik tehlike analizlerinin yapılması, yerel zemin koşullarının dikkate alınarak sahaya özel analizlerin yapılması, o zemine uygun tasarım parametrelerinin kullanılması, deprem kültürü ve bilincinin oluşturulması, toplanma alanlarının oluşturulması meydana gelebilecek olası yıkıcı depremleri en az hasarla atlatabilmemize olumlu katkı sağlayacaktır.” İfadelerini kullandı. >>Hilal PARLAK
Yorumlar
Kalan Karakter: