OP. DR. ASİLTÜRK TÜRKELİ’YE KONUŞTU
Özel fuar hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Op. Dr. mehmet asiltürk Gazetemiz Türkeli’ye özel açıklamalarda bulundu.
DOĞUŞTAN KALÇA ÇIKIĞI NEDİR?
Asiltürk, kısmi diz protezinden, doğuştan kalça çıkığı ve erken tanısından, çarpık ayağa kadar Ortopedi ve Travmatoloji alanında önemli konulara açıklık getirdi.
Op. Dr. Mehmet Asiltürk: “Tedavi sürecinde biz kireçlenme varlığında protez yapıyoruz. Bundan dolayı kısmi diz protezi dediğimiz zaman da ortada bir kireçlenmenin mutlaka olması lazım”dedi.
KISMİ DİZ PROTEZİ HANGİ HASTALAR İÇİN UYGULANIR?
Özel Fuar Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Op. Dr. Mehmet Asiltürk: “Protez dediğimiz durumlar zaten hastada bir kireçlenme varlığını gösterir. Biz kireçlenme varlığında protez yapıyoruz. Bundan dolayı kısmi diz protezi dediğimiz zaman da ortada bir kireçlenmenin olması lazım. Şimdi diz protezleri genel olarak normalde ikiye ayrılıyor. Yarım protezler yani kısmi dediğimiz protezler ve tam protezler. Normalde hastaların %90'ını uygulanan protez listesi tam protezdir. Bu da evre 4. evre, 4. evre kireçlenme seviyesine gelmiştir ve ondan sonra tam protez uygulanır. Bizim dizimizde aslında diz tek eklem gibi düşünün, ama biz üçe böleriz dizi, üç kompartman haline böleriz. İç taraf, dış taraf ve ön taraf. Bundan dolayı bunlardan hangileri kireçlenmiş, hangileri ne derecede kireçlenmiş ona bakarız. Eğer ki bu kompartmanların üçü de kireçlenmişse o zaman tam diz protezi yapılır. Tabi bu hastaların sosyoekonomik düzeyi ile de ilgili, hastanın ne zaman doktora başvurduğuyla da ilgili, tabi toplumda genelde son radde gelindiği için ve hasta ameliyattan kaçtığı için bundan dolayı genelde tam diz protezi en sık yapılan protez hale geliyor”dedi.
DOĞUŞTAN KALÇA ÇIKIĞI NEDİR?
Op. Dr. Mehmet Asiltürk: “Doğuştan kalça çıkığı, tedavisi çok kolay, tanısı çok kolay ama erken tanı koyulmadığı takdirde tedavisi çok zor, insanı sakat bırakan bir durum. Sakat bırakır, direkt özürlük ölçütünde yeri vardır yani”dedi.
PEKİ, BUNUN BİR SÜRESİ VAR MI?
Asiltürk: “Durum tespitini ne kadar erken yakalarsan o kadar iyidir. Zaten bu durumdan dolayı Türkiye'de Sağlık Bakanlığı tarafından bu tarama kapsamına sokulmuştur. Yani her doğan çocuk aile sağlık merkezi tarafından bildirildiği takdirde bildiriliyor ve her ilk iki ay, üç ay arasında ultrason yapılıyor. Her çocuğa kesintisiz, sağlıklı olsun olmasın hepsine bakılıyor. Ultrasonda bir şüphe görüldüyse o zaman kontrol bavına geliyor. Her türlü ultrason yapıldıktan sonra onu ortopedi doktoruna gösteriyor. Hasta ilk bize geliyor 2,5 aylık. Prematürse 3 ay istiyoruz. Hastanın biraz büyümesi lazım o ultrasonda görülebilmesi için. Hasta 2 aylıkken buraya geliyor. Bizim belli muayenelerimiz var. O muayeneyi yapıyoruz. O muayeneyi yaptığımız zaman işte aile öyküsü var mı yok mu bunları sorguluyoruz, muayenesinde kısalığı var mı, bacağa inen kavislerde bir asimetri var mı, bir kalçasından ses geliyor mu içine giriyor mu çıkıyor mu onların belli testleri var. Bunları yaptıktan sonra şüphelensek de şüphelenmesek de ultrasona gönderiyoruz”dedi.
ÇARPIK AYAK NEDİR?
Özel Fuar Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Op. Dr. Mehmet Asiltürk: “Çarpık ayak, Pesekine Varus diye geçer literatürde ismi. Pesekine Varus da zaten çocuk doğar doğamaz görülür. Yani doğum yaptıran kadın doğum uzmanı ya da çocuğu kontrol eden pediatri uzmanı bunu görür ve doğrudan bize yönlendirir. Yönlendirdiği an çocuk iki saatlik de olsa tedavi o an başlar, ikinci saatte başlar. Biz hemen ikinci saatte çocuğu alçıya alırız. Tabi onun belli bir muayeneleri var yani eğer ki bizim bağlara yönelik bir problemse evet alçıyla başlarız. Tabi kemiksel bir problem varsa onu araştırmak lazım ama ben genel olarak konuşuyorum %99'unda bağlara bağlı olur bu problem ve hemen tedaviye başlanır. Toplamda ilk hafta alçı alırız, her hafta alçısını değiştiririz. Onun her hafta alınacak bir pozisyonu var. Yani ilk başta adduktusu düzeltiriz, biraz teknik isimler ama her hafta alçıyı değiştiririz ve her hafta farklı bir alçı yaparız. Eğer ki çocuğun deformitesi çok ileriyse genelde dördüncü ya da beşinci alçıdan sonra yani bir aylık falan olunca ayağın arkasındaki aşil tendonunu keseriz. Çünkü aşil tendon o ayağın normal pozisyona gelmesini engeller. Kapalı bir yöntem. Bir saniyelik çırplatmak gibi bir şey. Daha sonra tekrar alçı alırız. Bir üç hafta daha tutarız. Toplamda 8-9 haftalık bir tedavi süreci var. Hasta bu şekilde tedavi olursa genelde %80'i bu yöntemde iyileşir”dedi.>>ÖZEL HABER: YASİN AY – MUSTAFA KILINÇ
YASİN AY