Afyon Türkeli Gazetesi köşe yazarı Ömer Mazi, 'CHP’DE YENİ BİR DÖNEM BAŞLIYOR MU?' isimli köşe yazısı kaleme aldı.
Milletvekilliği ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin kaybedilmesinden bu yana siyasette en çok tartışılan parti CHP oldu.
CHP kendi içinde de ciddi bir biçimde tartışma yaratıp değişim ve yenlikten bahsedenler ön plana çıktı.
Bayrağı İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu açtı sonrası çorap söküğü gibi geldi.
Zom görüşmeleri, kavgalı kongreler, yenilikçiler eskiciler karşı karşıya gelmeye başladı.
Evet değişim zamanıydı.
Ama nasıl?
İşte asıl mesele oydu.
100 yıllık CHP nasıl değişecek?
CHP zaten bir kez değişti.
Benim çocukluğumda ve gençliğimde CHP’ye Halk Partisi derlerdi.
Halk, emekçi, işçi, çiftçi, köylü daha çok CHP’ye oy verirdi.
Sonra değişmeye başladı.
CHP halktan, işçiden, köylüden kopmaya başladı.
CHP şehirlilerin, burjuva özentisi bir kitlenin partisi olmaya başladı.
Durum böyle olunca CHP kendi kitlesel kalelerini başka partilere kaptırmaya başladı.
Bu gün hala bu ülkenin %10’undan fazlası okuma yazma bilmiyor.
Hala bu ülkenin yarıdan fazlası sürü psikolojisiyle hareket ediyor.
Bu ülkenin hala çok büyük bir kesimi din, bayrak, vatan dedin mi? sorgusuz sualsiz itaat ediyor.
Bu ülkenin insanlarının hala büyük bir kısmı masallara inanıyor.
İyi bir masala %100 gerçekten daha fazla inanıyor.
O bakımdan CHP’nin değişim, yenilik söylemleri büyük bir merakla bekleniyor.
Değişim sadece genel başkanın, genel merkezdeki yönetici kadrolarının koltuk değiştirmesiyle olmaz.
Değişim sadece Merkez İlçe ve İl Başkanlarının değişmesiyle olmaz.
Değişim olacaksa topyekun bir değişim şart.
Keskin ve net.
CHP kendini formatlayıp dünya standartlarında parti tüzükleri nasılsa ona göre bir yapılanma yapmalı.
Diğer partilere örnek olacak.
Nasıl 100 yıl önce Türkiye’nin ilk partisi olarak kurulmuş bir siyasi yapılanmaysa bu günde 2. Yüzyılına başladığımız ülkemizde yine bir öncülük yapıp, modern çağdaş bir yapılanmaya gitmek zorunda.
Yeniden salon partisi formatından çıkıp yüzünü halka dönmek zorunda.
Aksi takdirde değişim sadece sözde sloganda kalan bir şey olur.
Kemal Kılıçdaroğlu gidip Özgür Özel gelmiş bir anlamı yok.
Kayıtsız şartsız tüm yurtta belediye başkanı ve milletvekili adayları ön seçimle belirlensin.
Delege baronlarının istediğin il başkanı, istediğini merkez ilçe başkanı seçtirdiği ve uzaktan kumandalı başkanlar olmamalı.
Partileri yaşlı ve emekliler kahvesi görünümümden kurtarıp gençlerin geldiği bir yere dönüşsün.
CHP içinde birçok öğretmen var.
Neden bu öğretmenler parti salonlarında çocuklara ve gençlere tamamlayıcı kurslar düzenlemiyor.
Hani eğitime çok önem veriyorlar.
Kendileri de eğitimli, aydın, çağdaş ve elitler ya.
Neden en azından partili kişilerin çocuklarına eğitim verip onların sınavlara daha iyi hazırlanmasını sağlamıyorlar.
Hep eleştiriyorlar ya.
Gördüğüm ve bildiğim CHP’lilerin birçoğu gazeteyi partide okuyorlar.
Kitap alıp okuduklarını bile sanmıyorum.
CHP’ye çöreklenmiş bir ihtiyarlar takımı var.
Bedava çay içip vakit geçiriyorlar.
Ne kendilerine nede çevrelerine bir katkıları yok.
Onun için evet değişim şart.
Ama nasıl?
Kendilerini elit olmayan elit gibi görünenlerle olmaz.
CHP çok uzun zamandır kadınları ve gençleri unutmuş durumda.
Emekli ve yaşlılar partisi haline geldi.
Kendini yenileyemiyor.
Bir an evvel yönünü kadınlar ve gençler dönmek zorunda.
Aksi takdirde değişim olmaz.
Kemal gider Özgür gelir.
Tüzük değişikliği kaç dönemdir konuşuluyor ama bir türlü değişmiyor.
Özgür Özel’in ilk işi bu olmalı.
Ama o’da yerel seçimlerden sonraya topu attı.
Sonra rafa kalkarsa hiç şaşmam.
3 dönem kuralı mutlaka gelmeli.
3 dönem olsa da yinede her ilde yapılan ön seçime vekillerde hatta genel başkanda katılmalı.
CHP 100 yıllık cumhuriyetle yaşıt bir parti.
100 yılda 38. Genel kurul ve 8. Genel başkan.
Ben 30 yıllık gazeteciliğim ve 53 yaşımda aklım ereli ve siyasetle ilgileneli ilk defa bir seçimle genel başkan değiştiğini gördüm.
Üstelik sabaha karşı biten bir oylama sonunda.
Bu durum CHP tabanının gerçekten değişim istediğini gösteriyor.
Bakalım Özgür Özel bu değişimi ne kadar sağlayacak?
Bu arada oylama sonucunu beklemeden salondan ayrılan Kemal Kılçdaroğlu’da büyük ayıp etti.
Sonuna kadar kalıp kazananın elini kaldırıp, “CHP’nin yeni genel başkanı hayırlı olsun” dese gerçekten şık ve demokratik olurdu.
Kaybedeceğini anlayınca kaçarcasına gitmesi hanesine kara bir leke oldu bunu da söylemek lazım.
TÜRKELİ HABER MERKEZİ