Cephanelik davasının ilk duruşması dün yapıldı
5 Eylül 2012’de ilimizdeki askeri kışlada meydana gelen ve 25 askerin şehit olduğu mühimmat deposu patlamasıyla ilgili askeri mahkemede görülen dava, askeri mahkemelerin kapatılması sonrası dün ilimiz 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmeye başlandı.
Eskişehir Hava Kuvvetleri Komutanlığı Askeri Mahkemesinde görülen ancak KHK ile askeri mahkemelerin kapatılmasının ardından Afyonkarahisar 1. Ağır Ceza Mahkemesine geçen Mühimmat Depo patlaması davasının ilk duruşması yapıldı.
32 şehit yakını katıldı
32 şehit yakınının katıldığı duruşmada şehit yakınlarının avukatları, üç sanığın bulunduğu duruşmada, davadan vareste tutulan tutuksuz sanıklar Ali Duran, Tuncay Aydın, Veysel Özbay katılmazken, şehit yakınları ve avukatları hazır bulundu. Afyonkarahisar Baro Başkanı Turgay Şahin de duruşmaya gözlemci olarak katıldı. Müşteki sıfatı ile davacı olan şehit yakınları tek tek isimleri okunarak duruşma salonuna alındı. Duruşmayı CHP Afyonkarahisar Milletvekili Burcu Köksal da takip etti.
Sanıkların FETÖ bağlantıları yok
Şehit yakınları sanıklardan şikayetçi olduklarını ve daha önce verdikleri ifadeyi yenilediklerini belirterek, olayla Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'nın (FETÖ/PDY) bağlantısının olup olmadığının araştırılmasını istedi. Mahkeme heyetinin söz verdiği, şehit er Tolga Taştan'ın babası Ali Taştan, sabahın erken saatinden beri duruşma salonu önünde beklediklerini belirterek, "Biz 5 yıldır bu davanın sonuçlanmasını bekliyoruz. Her davaya katılıyoruz. Ama sanıklar hiçbir zaman katılmıyor. Biz sanıkların da buraya gelerek duruşmalara katılmasını isterdik." dedi. Şehit er Onur Fikret Dülger'in babası Zekai Fırat Dülger ise konuşmasında, "Sanıkların tutuklanmasını talep ediyorum. Biz evlatlarımızı kaybettik. Ayrıca olayın FETÖ ile bağlantısının araştırılmasını talep ediyorum." ifadelerini kullandı.
Avukat yeniden keşif yapılmasını talep etti
Müşteki avukatlarından Mustafa Sait Aksu da salonda bulunan şehit yakınlarının yüzünde 5 yıl önceki hüznün aynısının olduğunu dile getirerek, şöyle devam etti: "Askeri mahkeme döneminde delilerin yeterince toplanmadığını düşünüyorum. Askeri mahkeme bizim birçok talebimizi dikkate almadan reddetti. Keşif için giden heyet turistik gezi yaparcasına nasıl gittiyse öyle geri geldi. Yeniden keşif yapılmasını, sanıkların tutuklanmasını ve vareste hükmünün geri bırakılmasını talep ediyorum."
“Milli irade burada da keşke tecelli edebilmiş olsaydı”
Mahkeme sonrası şehit ailesi avukatlarından Mustafa Sait Aksu, ilk duruşmada elde edilen sonuçların kendileri için hayal kırıklığı olduğunu kaydetti. Askeri mahkemende sivil mahkemeye devredilen dosyada olayın aydınlatılması noktasında beklentilerinin çok büyük olduğunu ifade eden Aksu şunları söyledi: “ Ailelerimiz erken saatten beri adliyede hazır beklediler 1,5 saat gecikme ile duruşmamız başladı. Devam etmekte olan bir yargı süreci olduğu için çok derinlemesine yorum yapmamızda kanunen yasak. Ancak sadece şunu belirteyim, dava askeri mahkemeden sivil mahkemeye devredildikten sonra bizim sivil mahkememizden beklentilerimiz çok büyüktü. Özellikle gerçeğin aydınlatılması, orada malumunuz 25 şehidimiz var ve bu şehitlerimizin şahadetlerinin gerçek sebeplerinin ortaya çıkarılması, askeri mahkemede gördüğümüz, yaşadığımız ve hepimizi vicdanen rahatsız eden bir takım şeylerin sonlanması için ama şuan için elde ettiğimiz sonuçlar bizler açısında bir hayal kırıklığı oldu. Çünkü tüm taleplerimiz reddedildi ve askeri mahkemenin kaldığı noktadan devam etmeyi takdir etti sayın mahkeme, elbette mahkemenin taktiridir. Kanunen de itiraz yolları olacaktır, bizde bu yollara gideceğiz. Ancak gönül isterdi ki o askeri mahkemeleri kaldırıp sivil mahkemelere bu işi devreden milli irade burada da keşke tecelli edebilmiş olsaydı. Keşke isteklerimiz kabul edilseydi.”
“Tiyatroya kurban gittik”
Şehit babası Ali Uluer ise bir tiyatroya kurban edildiklerini öne sürerek, “Askeri mahkemede devam eden tiyatro maalesef geldik buradaki sivil mahkemede de aynı şekilde, aynı talimatlar ile devam etmiştir. Şöyle düşünün başkanın solunda oturan hakimin uyuduğu bir bölüm var orada şehit aileleri de bunu gördü. Bunların vermiş olduğu karardan ne bekleyebiliriz. Biz dediğim gibi bir tiyatroya kurban edildik, gidiyoruz ve verilen kararlar ortadadır. Bunu kabul etmiyoruz ve hepsine karşıyız” diye konuştu.
“Bunu mu hak ediyoruz biz? Yazıklar olsun”
Bir başka şehit babası Haydar Düger ise salondan azarlanarak çıkarıldıklarını iddia ederek, “Şehit anne ve babasına ‘çıkartın bunları’ diye bağırmalarına hiçbir hakları yok. Çünkü biz evlatlarımızı verdik burada, parça parça oldu bizim yavrularımız. 20 kilometre öteden topladılar yavrularımızın parçalarını. Bunu mu hak ediyoruz biz? Yazıklar olsun” dedi.
“Savcıdan şikayetçiyim”
Kendilerinin salondan bir savcının “defolun çıkın” söylemi ile çıkarıldığını iddia eden şehit babası
Ali Taştan’da duruma tepki gösterdi. Taştan, “Biz hiçbir mahkemeden terslenerek çıkmadık. Bizler bir bedel ödedik, bedel öderken savcılarımız, hakimlerimiz, milletvekilimizin söylediği gibi Cumhurbaşkanımızın, Başbakanımızın, muhalefet partilerimiz eğer yerlerinde bir görev yapabiliyorlarsa bizim çocuklarımız ve bundan sonra gelecek şehit ve gazilerimizin sayesinde yerlerine gelmişlerdir. Ama bir savcımızın beni gerçekten bugün ilk defa 6 senedir hiçbir savcının, hakimimizin, polisimizin, askerimizin bugüne kadar bize rest çekmediğini bugün savcımızın şehit ailelerine ‘defolun çıkın’ gibi bir kelimesi beni üzmüştür. Ben bu savcım hakkında şikayetçiyim. Şehit anne ve babalarının hiçbir suçları olmadan bizlere bağırması beni acıtmıştır. Ama bakın arkadaşlar 5 yıl geçti biz askeri mahkemede bunların, bu zorlukların hiç birini görmedik. Tamam ufak tefek hatalarımız olmuştur ama sivil mahkemede bu işin çözüleceğini görmüştüm ama maalesef hepimizin başı sağolsun” şeklinde konuştu.
Mahkeme heyeti, diğer avukatlara da söz verilmesinin ardından davayı 6 Mart 2018'e erteledi.
>>>Oktay Yüksel
Yorumlar
Kalan Karakter: