Pusula Eğitim Kurumları Rehberlik Öğretmeni Sena Kapan, Liselere Geçiş Sistemi (LGS) kapsamında yürütülen tercih sürecine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
“Öğrencilerimizin Her Zaman Yanındayız”
Pusula Eğitim Kurumları olarak öğrencilere ücretsiz tercih danışmanlığı hizmeti sunduklarını belirten Kapan, “Pusula Eğitim Kurumlarında rehberlik öğretmeni olarak, beşinci yılımı tamamlamak üzereyim. Ortaokul grubunda görev alıyor, öğrencilerimizin eğitim yolculuklarına rehberlik etmeye çalışıyorum. LGS süreci, öğrencilerin akademik hayatında oldukça önemli ve belirleyici bir dönem. Bu sürecin sağlıklı ve bilinçli şekilde yürütülmesi, onların geleceğini olumlu yönde etkiliyor. Bizler, Pusula Eğitim Kurumları olarak bu bilinçle hareket ediyor ve öğrencilerimize ücretsiz tercih danışmanlığı hizmeti sunuyoruz. Çünkü sadece sınav sürecinde değil, sınav sonrası tercih döneminde de hem öğrencilerimizin hem de ailelerinin yanında olmak istiyoruz. Tercih döneminde öğrencileri yalnızca aldıkları puanlara göre değil, ilgi ve yeteneklerine göre de yönlendirmeyi hedefliyoruz. Çünkü doğru tercihler, öğrencilerin hayatlarını şekillendiren en önemli adımlardan biri. LGS hazırlık süreci kadar, tercih sürecinin de titizlikle yürütülmesi gerektiğine inanıyoruz. Tercih sürecinde öncelikle öğrencilerin isteklerini ve ilgi alanlarını göz önünde bulunduruyoruz. Ardından LGS puanı ve okul başarı puanı (OBP) gibi akademik kriterleri dikkate alıyoruz.” ifadelerinde bulundu.
“Aynı Okul Türünden En Fazla 3 Tercih Yapılabilir”
LGS'de iki temel yerleştirme sistemi olduğunu dile getiren Kapan, “Tercihler yapılırken ayrıca öğrencinin şehir dışı isteği, ailevi veya ekonomik koşullar gibi sosyal faktörleri de değerlendiriyoruz. LGS tercih sürecinde karşımıza iki farklı yerleştirme sistemi çıkıyor: Merkezi Yerleştirme: Sınav puanıyla öğrenci alan nitelikli okulları kapsar. Yerel Yerleştirme: Öğrencinin ikamet adresine göre, OBP puanı dikkate alınarak yapılan yerleştirmedir. Öğrenciler, merkezi yerleştirmedeki tercihine yerleşemezse sistem otomatik olarak yerel yerleştirmeye yönlendiriyor. Yerel yerleştirmede ise 5 tercih hakkı sunuluyor. Burada bazı kurallar geçerli: İlk 3 tercih mutlaka öğrencinin kayıt alanındaki okullardan yapılmalıdır. Aynı okul türünden en fazla 3 tercih yapılabilir. Bu kriterlere dikkat edilmeden yapılan tercihlerin sonuçsuz kalma ihtimali vardır. Bu nedenle tercih döneminde uzman desteği almak büyük önem taşıyor. Eğer bir öğrenci hem merkezi hem de yerel yerleştirmeyle herhangi bir okula yerleşemezse, 4 Ağustos'ta sonuçlar açıklandıktan sonra ek yerleştirme süreci başlıyor. Bu süreçte öğrenciler yeniden başvuru yapabiliyorlar. Ayrıca, hiçbir yerleştirme türünden faydalanamayan öğrenciler için devlet destekli ücretsiz kolejler de bir seçenek. Bu okullar, özel meslek liseleri gibi algılansa da aslında devletin sunduğu desteklerle çalışan kurumlardır. Afyonkarahisar’da da Rahmiye Sare Palalı gibi bu tür okullar bulunmaktadır ve velilerden hiçbir ücret talep edilmemektedir. Tercih süreci, detaylı ve dikkat gerektiren bir süreçtir. Biz rehber öğretmenler olarak öğrencilerimizin doğru ve bilinçli tercihler yapmalarını sağlamak için tüm gayretimizle çalışıyoruz.”
“Meslek Lisesi Seçimi Kimi Öğrenciler İçin Doğru Bir Tercih Olabilir”
Öğrencilerin ilgi ve yeteneklerine göre Meslek Lisesilerinde uygun bölümlere yönlendirilmesinin büyük önem taşıdığını söyleyen Kapan, “Eğer bir öğrenci herhangi bir okula yerleşemezse, meslek lisesi seçeneği bazı öğrenciler için doğru bir tercih olabilir. Ancak burada önemli olan öğrencinin ilgi, yetenek ve hedeflerinin doğru analiz edilmesidir. Özellikle ileride yapmak istediği meslekle uyumlu bir tercih, öğrencinin eğitim sürecine bakış açısını da olumlu yönde etkileyebilir. Örneğin, motorlu araçlara ilgi duyan bir öğrencinin otomotiv ya da otomasyon gibi bölümlere yönlendirilmesi, hem mesleki gelişimini destekleyecek hem de kendisine bir yol haritası çizmesine katkı sağlayacaktır. İlgi ve yetenekleriyle örtüşen bir alanda eğitim almak, öğrencinin motivasyonunu artıracağı gibi, geleceğe dair planlarını da daha somut hale getirecektir. Ancak mesleki alanlarla ilgili yeterli bilgiye sahip olmayan, deneyim kazanmamış ya da henüz bu alanları tanımamış öğrenciler için Anadolu lisesi gibi daha genel bir eğitim sunan okullar daha uygun olabilir. Çünkü her öğrenci farklıdır ve tercihlerin de bu bireysel farklılıklar doğrultusunda yapılması gerekir. Biz rehber öğretmenlerin burada en önemli görevi, öğrenciyi mümkün olan en iyi şekilde tanımaktır. İlgi alanlarını, aile yapısını, akademik yönelimlerini ve mesleki hedeflerini doğru analiz edebilirsek, çok daha sağlıklı bir yönlendirme yapabiliriz. Öğrencinin potansiyelini keşfedip, buna uygun bir yol haritası oluşturmak, hem öğrenci hem de ailesi için en verimli sonucu doğuracaktır.” diye konuştu.
“Başarı Tesadüf Değil, Planlı Bir Sürecin Sonucudur”
Başarının tesadüf değil, planlı bir sürecin sonucu olduğunu söyleyen Kapan, “Pusula Eğitim Kurumları olarak bizler, öğrencilerimize 5. sınıftan itibaren yani ortaokulun ilk basamağından başlayarak rehberlik hizmeti sunuyoruz. Ailelerin beklentilerine baktığımızda, sıkça karşılaştığımız yanlışlardan biri; öğrencinin yalnızca 8. sınıfta destek alarak büyük bir sıçrama yapmasının beklenmesidir. Her ne kadar bu durumu bazı istisnai öğrencilerde görebilsek de, genel başarıyı bu şekilde yakalamak oldukça zordur. Bizler 5. sınıftan itibaren öğrenciyi tanımaya, alışkanlıklarını şekillendirmeye ve akademik temelini sağlamlaştırmaya başlıyoruz. Çünkü eğitim, bir zincirin halkaları gibi birbirini tamamlayan bir süreçtir. Öğrenciyi her yıl bir adım daha ileriye taşıyarak, başarıya ulaşmasını mümkün kılabiliyoruz. Sınıf bizim için öğrenciyi tanıma evresidir. İlgi alanları nelerdir? Derslere bakış açısı nasıldır? Hangi dersleri sever, hangilerinden uzak durur? Bu soruların yanıtlarını arar, sevmediği dersleri sevdirebilmek için stratejiler geliştiririz. Bu noktada en temel yaklaşımımız, ilgi ve takip üzerine kuruludur. Eğer bu yaşlarda doğru alışkanlıklar kazandırabilirsek, ilerleyen sınıflarda hem bizler hem de aileler için süreç çok daha kolay ve verimli hale gelir. Beşinci sınıfta hedefimiz; öğrencinin okul yazılılarında başarılı olması, kitap okuma alışkanlığı edinmesi, düzenli ders çalışma ve soru çözme becerilerini kazanmasıdır. Bu davranış modellerini ne kadar erken kazandırırsak, 6, 7 ve 8. sınıf süreçlerinde başarıyı o denli sağlam temeller üzerine inşa edebiliriz. Kurumsal felsefemiz; sürecin çocuğu ve ailesini yakından tanımakla başladığını kabul eder. Her öğrenci ve her aile farklıdır. Beklentileri, ihtiyaçları ve eksiklikleri de farklılık gösterir. Bu farklılıkları doğru analiz edebilmek için, öğrenci ve ailesiyle birebir ve sürekli iletişim halindeyiz. Böylece onlara en uygun bireysel eğitimi sunmayı amaçlıyoruz. Her hafta düzenli olarak danışmanlık görüşmeleri yapıyoruz. Öğrencilerin akademik gelişimlerini "koçluk defteri" aracılığıyla takip ediyoruz. 5. sınıftan itibaren deneme sınavlarına alıştırarak, bu sürece erken yaşta adapte olmalarını sağlıyoruz. Aynı zamanda yapay zekâ destekli sistemlerimizle her öğrencinin bireysel eksiklerini tespit edip bu eksikleri gidermeye yönelik özel çalışmalar yürütüyoruz. Amacımız sadece bir eğitim kurumu olmak değil; öğrencilerimiz için ikinci bir aile gibi hareket etmek. Ailelerle entegre bir şekilde çalışarak, öğrencilerin hem evdeki hem de kurum içindeki gelişimlerini takip ediyor, uzman öğretmen kadromuzla onların eksiklerini tamamlayarak akademik başarılarını en üst seviyeye taşımaya çalışıyoruz.” dedi >>ÖZEL HABER: ELİF KELEM- ŞEYDA YEŞİLÇAY
Yorumlar
Kalan Karakter: