SAYIN İNŞAAT ÖNÜNDE EYLEMLER İKİNCİ GÜNÜNDE DEVAM EDİYOR
“BİZİ TEHDİT EDEREK SUSTURAMAZLAR”
Afyonkarahisar’da bulunan Sayın İnşaat’ın iki TOKİ ve bir Hastane şantiyesinde çalışan işçiler aylardır ücretlerini alamadıkları için firmanın OSB’de bulunan ofisi önünde dün bir eylem gerçekleştirmişti.
Afyonkarahisar’da bulunan Sayın İnşaat’ın iki TOKİ ve bir Hastane şantiyesinde çalışan işçiler aylardır ücretlerini alamadıkları için firmanın OSB’de bulunan ofisi önünde dün bir eylem gerçekleştirmişti.
İşçilerin eylemi 2. Günde devam etti. Sayın Prefabrik firmasının önünde toplanan inşaat işçileri, yedi aydır alamadıkları işçilik alacakları için haklarını talep ediyor. İşçiler, ikinci gününe giren eylemlerinde çözüm için muhatap aradıklarını dile getirdiler.
Yapı Yol-İş Sendika Temsilcisi Barış Kaya; İşçiler adına yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi:
“Biz bir haftadır diyalog çağrısı yapıyoruz. Tek talebimiz var: Arkadaşlarımız evine ekmek götüremiyor, borçlarını ödeyemiyor, kiralarını ödeyemiyor. Yedi aydır işçilik alacaklarını alamıyorlar. Bu hakların derhal verilmesini talep ettik. Arkadaşlarımız kimseden fazla bir ücret talep etmiyor. Fazla bir para talep etmiyorlar. Diyorlar ki: ‘Bizim haklarımızı derhal verin. Çünkü bizim yaşama şansımız yok.’ Haklarımız gasp edilirse biz nasıl yaşayacağız? Arkadaşlarımız, Sağlık Bakanlığı’na bağlı hastaneler, Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı okul inşaatları ve TOKİ projelerinde çalıştılar. Elimizde ara buluculuk sözleşmesi olan arkadaşlarımız var. AYGN İnşaat taşeron firmanın işçilik alacaklarına dair işçilere verdiği kaşeli, imzalı belgeler var. Bu belgeler haklılığımızın en somut kanıtıdır. Bahse konu şantiyelerin künyelerinde Sayın Prefabrik yazıyor. Arkadaşlarımız Sayın Prefabrik işçileridir. Sayın Prefabrik'in şantiyelerinde çalışmıştır. İş Kanunu’nun ikinci maddesi çok açık: Alt işveren-üst işveren ilişkisini tarif ediyor. Üst işveren, şantiyelerinde işçilerin mali ve sosyal haklarını ödenip ödenmediğini kontrol etmek zorundadır. Eğer işçiler üst işverene başvurursa, bir hak gaspıyla ilgili bunu karşılamak zorundadır. İş Kanunu bunu söylüyor. Arkadaşlarımız sulet içinde, vakarla Sayın Prefabrik önünde bekliyorlar. Biz muhatap bulmak istiyoruz. Bu mağduriyetin giderilmesini ve haklarımızın ödenmesini istiyoruz. Çünkü bizim haklarımızı kimse gasp edemez. Bizim alın terimizi kimse yere düşüremez. Hakkımız olan alın terimiz için buradayız”.
“BİZİ TEHDİT EDEREK SUSTURAMAZLAR, ALIN TERİMİZİN HAKKINI ALANA KADAR BURADAYIZ”
Ellerinde ara buluculuk sözleşmeleri ve taşeron firma AYGN İnşaat’ın kaşeli, imzalı işçilik alacak belgelerinin bulunduğunu ifade eden Yapı Yol-İş Sendikası Genel Başkanı Mustafa Adnan Akyol, muhataplarının Sayın Prefabrik olduğunu vurguladı. Akyol; “Bizim derdimiz burada kavga çıkarmak, dövüş çıkarmak, küfretmek değil. Çok açık bir hak gaspı var ve bu hak gaspının derhal telafi edilmesi gerekiyor. Sayın Prefabrik firması ile iki gün görüştük, diyalog kurduk. Dedik ki, ‘Çok basit bir talebimiz var. Elimizde belgelerimiz var.’ Bize dediler ki – buradan ilk defa açıklıyorum – ‘Siz taşeron firmayı bulun, getirin. Bize bir protokol versinler. Bizde taşeron firmanın 10 trilyon hak edişi var. Desinler ki ‘Ben hak edişimden işçilere olan borcumu ödeyeceğim.’ Bu protokolü imzalayalım.’ Biz, taşeron firmayı getirdik. Taşeronun ofisinde bir görüşme gerçekleştirdiler; ancak biz orada yoktuk. Görüşmeden sonra dediler ki, ‘Bu taşeron batmış. Bunun imzasının hiçbir karşılığı yok.’ Şimdi biz kime inanacağız? Bu durumda Sayın Prefabrik ve taşeron firma arasında anlaşma olduğu ve bu anlaşmayla 55 işçinin alın terine el konulmak istendiği kanaatine varıyoruz. Başka türlü düşünemiyoruz. O görüşmeden hemen sonra, Sayın Prefabrik’in avukatı inşaat işçilerini polise şikâyet etti. Taşeron firma yetkilisi, işçilerin kendisini ölümle tehdit ettiğini ve alıkoyduğunu iddia ederek şikâyette bulundu. Buradan bir kez daha söylüyoruz: Biz kimseyi tehdit etmiyoruz, yasa dışı bir iş yapmıyoruz. Biz yalnızca yasal hakkımız olan ücretlerimizi talep ediyoruz. Tek isteğimiz insanca çalışmak, insanca yaşamak. Ancak içeride dönen yasa dışı işlerin bilincindeyiz. Sigorta primlerimiz asgari ücret üzerinden yatırılıyor. Yasalar çok açık: Ücret bölünemez, maaş kartına yatırılmalıdır. Çünkü devlet bu ödemeden vergi alır. İşveren, bütün arkadaşlarımızın asgari ücretlerini maaş kartına yatırıyor, geri kalan ücretleri elden veriyor. Bu, vergi kaçırmaktır. Çalışma Bakanlığı’na, SGK’ya çağrı yapıyoruz: Burada yapılan hukuksuzluğun üzerine gidin. Biz vatandaşlık görevimizi yerine getirmek istiyoruz. Türkiye’de 70 yaşında inşaat işçileri can veriyor. Ekim ayında 49 inşaat işçisi öldü, geride çocukları öksüz, aileleri babasız kaldı. Kim bunun hesabını verecek? O yüzden buradan tekrar çağrı yapıyoruz. Sendikalı olmak anayasal bir haktır. Anayasa’nın 51. maddesi açıkça diyor ki, ‘Her işçi sendika kurma ve sendikalı olma hakkına sahiptir.’ Ancak işçileri tehdit ediyorlar. Sendika yetkilisi Çağrı Bey’i arayıp, ‘Sendikayla hareket ederseniz size bir kuruş bile vermeyiz,’ dediler. Bu, anayasanın açık bir ihlalidir. Sayın Prefabrik hem işçilerin alacaklarından sorumlu olduklarını itiraf etmiş, hem de anayasa hükümlerini çiğnemiştir. Anayasa diyor ki: ‘Bir işçi, sendikalı olduğu için baskıya uğrayamaz.’ Bu ülkede anayasal haklarımız çiğneniyor. Biz buradayız, bu hukuksuzluğun takipçisi olacağız. Arkadaşlarımızın ücret hakları ve alacakları ödenmeden hiçbir yere gitmeyeceğiz. Eğer bu iş çözülmezse, Ankara’daki TOKİ Genel Merkezi önüne, Milli Eğitim Bakanlığı önüne, Sağlık Bakanlığı önüne gideceğiz. Sendikamızın Türkiye genelindeki il temsilcilikleri, Samsun Cumhuriyet Meydanı’ndan İzmir’e, Ankara’dan Diyarbakır’a kadar meydanlara çıkacak ve sesimizi duyuracak. Diyeceğiz ki: ‘Sayın Prefabrik, işçi kardeşlerimizin, sınıf kardeşlerimizin haklarını gasp etti.’ Bizi tehdit ederek susturamazlar. Biz alın terimizin, emeğimizin hakkını alana kadar buradayız.”
"7 AYDIR ALACAKLARINI ALAMAYAN İŞÇİ: 'HAKKIMIZI BİR AN ÖNCE VERİN, EVİMİZE DÖNELİM'"
Osmaniye'den Afyonkarahisar'a gelen Sinan Kara, 7 aydır haklarını alamadığını belirterek, yaşadığı mağduriyeti dile getirdi. Kara; "Ben Sinan Kara 7 aydır paramı alamıyorum. Osmaniye’den buraya geldim. Onlarla bir sözleşme yaptık. Ama bırakın parayı, sözleşmenin örneğini bile vermediler. İşimi bıraktım, buraya geldim. Sokakta kaldım. Arabada yatmak zorunda kaldım. Sayın Prefabrik ve AYGN İnşaat bir araya geldiler, ne yaptıklarını anlamıyoruz. Arabuluculuk sözleşmesinde Ali Bey aracı oldu. Sayın Prefabrik’in avukatı dedi ki, '12. ayda 9. nöbetinizi alacaksınız.' Hâlâ alamadık. Haklarımızı vermiyorlar. Biz sadece hakkımızı istiyoruz, başka bir şey istemiyoruz. Hakkımızı bir an önce versinler, biz evimize dönelim. "
İDDİAYA GÖRE TAŞERONA: 'BEN SANA 4 MİLYON LİRA VEREYİM, İŞÇİLERİ EVLERİNE GÖNDER'
Yapı Yol-İş Sendika Örgütlenme Uzmanı Ergül Çiçekler; yaptığı açıklamada, işçilerin haklarını alana kadar mücadelenin devam edeceğini vurguladı. Çiçekler, “Arkadaşlar, bazı şeyleri açıklamak zorundayız. Çünkü bu süreçte taşeron ve Sayın Prefabrik firma bir olmuş. Dün bize şöyle bir haber geldi: Sayın Prefabrik firması taşerona, 'Ben sana 4 milyon lira vereyim, işçileri evlerine gönder,' demiş. Arkadaşlarımızı provoke etmeye çalışıyorlar. Fabrikaya giriyorlar, bizi tehdit ediyorlar. Dün sendika başkanımızın üzerine yürüdüler. Gözlerinizin önünde oldu. Araya girmesek vuracaklardı. Başkanımız yetmiş yaşında bir insan. Hayatını işçi sınıfının kurtuluşu için mücadele ederek geçirdi. İnsan biraz utanır. Ama bunlarda ne utanma var, ne onur. İşçilerin sesini kısmak için her türlü yöntemi deniyorlar. Kamyonları buradan geçirerek sesimizi bastırmaya çalışıyorlar. Üzerimize yürüdüler. Ama şunu bilsinler: Bizi korkutamazlar. On kere de öldürseler korkutamazlar. Korktukları için saldırıyorlar. Kim korkar? Haksız olan korkar, hırsız korkar. Bizim korkacak bir şeyimiz yok. Haklı taleplerimiz var. Provokasyona gelmeyeceğiz. Tek istediğimiz, bu sorunun çözülmesi ve haklarımızın bir an önce ödenmesi. Siz değerli basın emekçileri aracılığıyla sesimizi duyurmak istiyoruz.”
"BİZ KİMSENİN OYUNCAĞI DEĞİLİZ, İŞÇİLERİN ALIN TERİYLE OYNANAMAZ"
Yapı Yol İş Sendikası Temsilcisi Barış Kaya, işçilerin haklarını savunarak, "Sayın Prefabrik yetkilisine ve taşeron firmaya sesleniyorum: "Bize 4 milyon lira verelim, işçileri evlerine gönderelim diyorsunuz. Ama bakın arkadaşlar, biz kimsenin oyuncağı değiliz. Işçilerin alın teriyle kimse oynayamaz. Bizi kimseyle karıştırmayın. Bizimle kimse pazarlık yapamaz. Bütün hukuksuzlukları, yasa dışı işleri gün yüzüne çıkaracağız. Dün, 'Ben taşerona bütün alacaklarını ödedim' diyenler bugün 4 milyon lira verelim, işçileri evlerine gönderelim diyorlar. Biz taşeron tanımıyoruz, biz Sayın Prefabrik tanımıyoruz. Burada 55 üyemiz var, onları tanırız, onların hakları için buradayız. Bizim tek talebimiz, işçi arkadaşlarımızın alacaklarıdır. Elimizde belgeler var; ara buluculuk sözleşmeleri, işçilik alacakları, bunların derhal işçi arkadaşlarımızın hesaplarına yatmasını istiyoruz. Bu eylemi bitirmek istiyoruz, ama diyalog yoluyla çözmek istiyoruz. Bu işin içinde kimseye karışmıyoruz, ancak işçilerimizin haklarının gasp edilmesini de kabul etmiyoruz. 7 aydır hak edişlerini alamayan işçilerin taleplerini dinleyin. Bugün hala muhatap bulamıyoruz. Ne demek 'bizim alacağımız yok' demek? Mali müşavirlerin hesapları ortada, 12 milyon lira alacak var ve bu 12 milyon lirayı yaratan, o parayı kazanacak olan işçilerimizin emek gücüdür. Biz o 12 milyon lirayı istemiyoruz, yalnızca belirli alacaklarımızı istiyoruz. 55 işçi arkadaşımızın toplamda 5-6 milyon lira alacağı var. Ama neyi tartışıyoruz? İnsanların vicdanına sesleniyorum: Bu durum vicdanen kabul edilebilir mi? Bu insanlar, haklarını talep ederken neden yalanlarla karşı karşıya kalıyorlar? Biz işçiler olarak haraç kesmiyoruz, haraç teklif edilmeye çalışılıyor. 4 milyon lira taşerona teklif ediliyorsa bu, adeta bir haraçtır. Bizi buradan göndermek isteyenlere karşı da sesleniyorum: Biz buradan gitmeyeceğiz. Eğer bu sorun çözülmezse, Ankara'ya gideceğiz, TOKİ’nin, Milli Eğitim ve Sağlık Bakanlıkları’nın önüne gideceğiz. Her yere sesimizi duyuracağız. Bizi buradan hiç kimse gönderemez. Anlatmak istediğimiz şey şu: Yasal çerçevede haklarımızı talep ediyoruz. Kimse provokasyon yaratmasın, bizim derdimiz kavga değil. Bizim derdimiz sadece işçi hakları. Bizimle oynamayın. Biz burada sadece işçilerimizin hakkını istiyoruz. Sayın Prefabrik, biz sizin işçileri bu kadar göz ardı etmenizi anlamıyoruz. Şu anda ellerinde bir daire var ve sözleşme gereği, işçi parası ödenmezse o daireyi vermemekle tehdit ediyorlar. Bizim çocuklarımızdan daha mı değerli taşeronun alacağı? Bizim çocuklarımızın geleceğinden daha mı değerli? Biz buna asla göz yummayacağız. Evet, bu konuda anlaşmazlık varsa, çözüm için oturalım, ama bizim için müzakere edilecek bir şey yok. Tek bir talebimiz var: İşçi arkadaşlarımızın haklarının derhal ödenmesi ve bu sorunun çözülmesi. Bizimle işbirliği yapın, bu eylemi bitirelim ve tüm işçi arkadaşlarımız evlerine ekmek götürebilsin."
>>Hilal Parlak –Mustafa Kılınç
Yorumlar
Kalan Karakter: