İYİ Parti Afyonkarahisar İl Başkanı Muhammet Mısırlıoğlu, partisinin il binasında düzenlediği basın toplantısında yerel ve ulusal gündeme dair değerlendirmelerde bulundu.
Vatandaşların yazın hareketli günlerini geride bırakırken, kışın getirdiği ağır yüklerle baş başa kaldığını dile getiren Mısırlıoğlu, “Oldukça yoğun bir yaz dönemini geride bıraktık. 19 Temmuz’da Sayın Genel Başkanımızı Afyonkarahisar’da ağırladık. Ardından düğün sezonunun açıldığı, tatillerin yapıldığı, asker uğurlamalarının gerçekleştiği ve kış hazırlıklarının hız kazandığı bir süreç yaşadık. Bu yoğun gündemin ardından eğitim-öğretim yılının da başlamasıyla birlikte bugün karşınızdayız. Kış kapıya dayanmışken, ülkemizin en kırılgan kesimleri olan emeklilerimiz, dul ve yetimlerimiz ile dar gelirli vatandaşlarımız her geçen gün daha da ağır bir yükün altına girmektedir. Doğalgaz faturaları kabarmış, yakacak fiyatları neredeyse yakılmaz hale gelmiştir. Bugün birçok evde çorba kaynamakta zorlanmakta, çocukların geleceği karanlığa sürüklenmektedir.” şeklimde konuştu.
“Devlet, Milletin Yanında Olduğunu Göstermeli”
Yükselen enflasyon ve artan faturalar karşısında dar gelirli vatandaşların hayatta kalma mücadelesi verdiğini kaydeden Mısırlıoğlu, “Türkiye’de açlık sınırı 27 bin TL’yi aşmış, yoksulluk sınırı ise 90 bin TL’ye dayanmıştır. Ancak milyonlarca emekli ve işçi açlık sınırının bile altında ücretlerle yaşam mücadelesi vermektedir. Bu tablo, sosyal devlet anlayışı açısından asla kabul edilemez. Vatandaşlarımız kış aylarında adeta bir ikilemle karşı karşıyadır: Ya ısınacak ya da karnını doyuracaktır. Sobası olan kömür bulamıyor, doğalgaz kullanan faturasını ödeyemiyor. İşçiler alın terinin karşılığını alamazken, emekliler ömürlerini verdikleri devletin gözünde adeta yük muamelesi görmektedir. Buradan bir kez daha yüksek sesle haykırıyoruz: Emeklilerimizi açlığa, işçilerimizi yoksulluğa, dul ve yetimlerimizi çaresizliğe mahkûm eden bu düzen sürdürülemez. Doğalgazda, elektrikte, yakacakta vatandaşın sırtındaki yük derhal hafifletilmelidir. Maaşlar açlık ve yoksulluk sınırı gözetilerek yeniden düzenlenmeli, kış yardımları kalıcı ve güçlü bir şekilde devlet tarafından sağlanmalıdır. Devlet, milletin yanında olduğunu acilen göstermek zorundadır.” dedi
“Eğitimde Fırsat Eşitliği Zedeleniyor”
Başkan Mısırlıoğlu, Türkiye’de eğitim sisteminin, yeni dönemle birlikte yeniden tartışmalı uygulamalar ve adaletsizliklerle gündeme geldiğini söyledi. Mısırlıoğlu, “Yeni eğitim-öğretim yılı büyük umutlarla başladı. Ancak velilerimiz artan okul masraflarıyla boğuşurken, bir de yardımcı kitap dayatmasıyla karşı karşıya bırakılmıştır. Devlet milyonlarca öğrenciye ücretsiz ders kitabı dağıtırken bazı okul idareleri ve öğretmenler “Bu kitaplar yetersiz, bizim istediğimiz yardımcı kitapları alacaksınız” diyerek velilerimizi zor durumda bırakmaktadır. Asgari ücretle geçinen dar gelirli aileler, çocuklarının geri kalmaması için borçlanmakta ve kitap almak zorunda kalmaktadır. Bu durum eğitimde fırsat eşitliğiyle bağdaşmamaktadır. Eğitim ticaret konusu haline getirilemez. Eğitim, tüm çocuklara eşit imkanlar sunmakla yükümlüdür. Diğer taraftan öğretmenlerimizin mağduriyetleri de devam etmektedir. On binlerce atama bekleyen öğretmenimiz varken mülakat sistemi hâlâ kaldırılmamıştır. Mülakatlar, liyakat yerine torpilin kapılarını aralamaktadır. Genç öğretmen adaylarımız yıllarca emek verip sınav kazanmakta, yüksek puanlar almakta; ancak mülakatlarda elenmektedir. Bu durum büyük bir adaletsizliktir.”
“Ücretli Öğretmenlik Kölelik Düzenine Dönüştü”
Genç öğretmen adaylarının umutsuz, velilerin çaresiz, öğrencilerin ise gelecek kaygısı içinde olduğunu kaydeden Mısırlıoğlu, “Okullarda ücretli öğretmenlik uygulaması da sürmektedir. Gençlerimiz çok düşük ücretlerle, adeta kölelik düzeninde çalıştırılmaktadır. Veliler dertli, öğretmenler mutsuz, öğrenciler ise gelecek kaygısı içindedir. Bu tabloyu kim düzeltecek? Cumhurbaşkanı, 2023 seçimlerinde mülakatın kaldırılacağı sözünü vermiştir. Ancak bu söz hâlâ tutulmamıştır. Biz buradan bir kez daha soruyoruz: Hani mülakat sistemi kaldırılacaktı? Eğer devletin dağıttığı kitaplar yetersizse, neden hazırlanıyor? Eğer yeterliyse neden kullanılmıyor? Bu soruların cevabını bekliyoruz. Eğitim sisteminde liyakat esas alınmalı, öğretmenlerimizin ve öğrencilerimizin ihtiyaçları devlet tarafından karşılanmalıdır. Eğitim ticaret konusu yapılamaz. Çocuklarımızın geleceği paraya bağlanamaz.” İfadelerinde bulundu.
“Milli Değerlere Yapılan Saygısızlık Kabul Edilemez”
Yeni eğitim-öğretim yılının ilk gününde yaşanan manzaranın, milli değerlerimize yapılan büyük bir saygısızlık olduğunu belirten Mısırlıoğlu, “Afyonkarahisar Yakup Evren Ortaokulu yeni eğitim-öğretim yılının ilk günü utanç verici bir tabloyla karşılaştık. Okul bahçesinde İstiklal Marşı okunurken Türk bayrağı çekilmedi. Bahçede Atatürk büstü, sınıflarda ise Atatürk posterleri bulunmadığı tespit edildi. Bu manzara, Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e, bağımsızlığımızın simgesi olan bayrağımıza ve şehitlerimizin hatırasına yapılmış açık bir saygısızlıktır. Afyonkarahisar gibi Kurtuluş Savaşı’nın destansı bir şekilde kazanıldığı topraklarda bu tabloyu görmek, hepimizi derinden yaralamıştır. Milli değerlerimiz üzerinden yapılacak en küçük ihmal bile affedilemez. Bu olay “eksiklik” bahanesiyle geçiştirilemez. Çünkü milli değerlerimizin hiçe sayılması, Cumhuriyetimizin temellerine yapılmış bir saldırıdır. Gereği yapılmalı, sorumlular derhal hesap vermelidir.” diye konuştu.
“Afyonkarahisar’da Sağlık Sistemi Çöküşün Eşiğinde”
Afyonkarahisar’ın en acil sorunlardan birinin sağlık sistemi olduğunu dile getiren Mısırlıoğlu, “Afyonkarahisar’da sağlık sistemi alarm vermektedir. Devlet hastanesi artık taşıyamaz hale gelmiştir. Vatandaşlarımız randevu bulmak için aylarca beklemek zorunda kalmaktadır. İlçelerdeki hastaneler neredeyse sağlık ocağı görünümüne düşmüş, personel eksiklikleri, yetersiz cihazlar ve donanım sorunları nedeniyle en basit tedaviler bile yapılamaz hale gelmiştir. İktidar temsilcileri ve bürokratlar koltuklarını korumanın derdine düşmüşken, halkımız sağlık hizmetine erişememektedir. Atamalar ahbap-çavuş ilişkileriyle yapılmakta, liyakat göz ardı edilmektedir. Afyonkarahisar’ın öz evlatları dururken, dışarıdan isimlerin başhekim ya da yönetici olarak getirilmesi halkımızda büyük rahatsızlık yaratmaktadır. 750 bin nüfuslu bir şehirde vatandaşlarımız hâlâ “randevu bulamıyoruz” diye feryat ediyorsa, bu sistem çökmüştür. Sağlık siyaset üstü bir meseledir. Modern, tam teşekküllü yeni bir devlet hastanesinin planlanması ve hızla hayata geçirilmesi şarttır. Afyonkarahisar halkı liyakatli yöneticiler beklemektedir. Halkımızın sağlığı siyasi hesaplara feda edilemez.” dedi
Yorumlar
Kalan Karakter: