Afyonkarahisar Adliyesi önünde bir araya gelen Baro Başkanı Turgay Şahin ve baroya kayıtlı avukatlar burada bir basın açıklaması gerçekleştirdi.
Son günlerde kamuoyunda Avukatlık Yasası'nda yapılacak değişikliklerin tartışıldığını kaydeden Baro Başkanı Turgay Şahin, “Adalet Komisyonunda kabul edilip Meclis Genel Kuruluna sevkedilen kanun değişikliği teklifinde belli sayının üzerinde üyesi olan baroların bulunduğu illerde dileyenin alternatif baro kurabileceği (çoklu baro) şeklinde bir düzenlemenin yer aldığı görülmüştür. Her şeyden önce şunu arz etmek isteriz ki, belli sayının üzerinde üyesi olan baroların bulunduğu illerde dileyenin alternatif baro açması yani çoklu baro sistemine geçilmesi ile arka planında yüzlerce yıllık gelenek bulunan bir yapı yıkılacaktır. Bu aslında kadim bir geleneğin, insanlığın ortak mirası olan bir kurumun yıkılması anlamına gelmektedir” dedi.
“ÇOKLU BARO SERBESTLİK ANLAMINA GELİR”
Çoklu baronun neden getirilmemesi gerektiğini sıralayan Şahin, “Her şeyden önce bilinmelidir ki bu günkü haliyle barolar Anayasamızın 135. maddesinde düzenlenen ‘kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşu’dur. Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları Anayasa’nın 135. Maddesinin koruması altında olup özlerine dokunacak bir değişiklik anayasa değişmeden mümkün değildir. Anayasamızın öngördüğü meslek kuruluşu modeli ‘korporasyon’ tipi bir yapılanmadır. Bu yapının en temel vasfı kuruluş bakımından yasallık (serbest kuruluş modeli değil) ve zorunlu üyelik ve aidat uygulamasıdır.
Çoklu Baro sistemi Kuruluş bakımından serbestlik anlamına geldiği için korporasyon modeline dolayısıyla Anayasa’nın 135. Maddesine aykırıdır. Ayrıca bu modelin gereği olarak devlet, meslek kuruluşlarını denetleyebilmektedir. Kamu gücüyle donattığı, kamu finansmanıyla desteklediği meslek kuruluşlarının devlet eliyle denetimi elbette çok doğaldır, olması gereklidir ancak bunun yapılabilmesi için meslek kuruluşlarının korporasyon olarak teşkilatlanması şarttır. Aksi halde, zorunlu üyelik ve aidat anlamsız hale geleceği gibi, disiplin ve mesleğe kabulde yetki gibi kamu güçlerinin temeli ve dayanağı kalmamaktadır. Bu durumda ise kamu denetiminin de zorunlu olarak kaldırılması gerekir. Görüleceği üzere çoklu baro basit bir düzenleme değil, Anayasanın 135. Maddesinde tanımlanan ve avukatlık kanununda düzenlenen sistemi baştan aşağıya yıkarak değiştirecek olan kapsamlı bir değişiklik olacaktır” dedi.
“AVUKATLIK KANUNUN TAMAMEN ELDEN GEÇİRMEK GEREKİR”
Şahin sözlerini şöyle sürdürdü; “Bu tasarıyı hazırlayanlar en azından şunu görmüş olmalılar: Çoklu baro düzenlemesine girişildiğinde, avukatlık kanununun neredeyse tamamını elden geçirmek gerekmektedir. Bu da şunu gösteriyor ki, mevcut sistematiği ve geleneği yıkmadan çoklu baroyu getirmek mümkün değildir. Sadece avukatlık kanunu mu? Tüketici Hakem Heyetleri, Hal Hakem Heyetleri gibi birçok konuda mevzuat değişimi gerekmektedir. Çoklu baro tasarısını kaleme alanların daha şimdilik akıllarına gelmeyen CMK, HMK vs bir çok konuda düzenleme gerekecektir. Yani çoklu baro yargı mekanizmasını allak bullak edecektir! Tasarıda sadece adli yardım konusunda çıkacak kargaşaya çözüm getirilmeye çalışılmıştır. Ancak bu çözüm, muhtemelen baroların işleyişini bilmeyenlerce üretildiği için havada kalmıştır. Adli yardım cari giderlerinden tutun da adli yardım bürolarında istihdam edilen personelin durumuna kadar pak çok konuyu büyük bir kaos beklemektedir. Üstelik CMK görevlendirmeleri, mahkemelerce talep edilen kayyum, vasi atamaları nasıl olacaktır, bu hususta da bir çok sorun bizi beklemektedir.” >>Hayati Kanat
Son günlerde kamuoyunda Avukatlık Yasası'nda yapılacak değişikliklerin tartışıldığını kaydeden Baro Başkanı Turgay Şahin, “Adalet Komisyonunda kabul edilip Meclis Genel Kuruluna sevkedilen kanun değişikliği teklifinde belli sayının üzerinde üyesi olan baroların bulunduğu illerde dileyenin alternatif baro kurabileceği (çoklu baro) şeklinde bir düzenlemenin yer aldığı görülmüştür. Her şeyden önce şunu arz etmek isteriz ki, belli sayının üzerinde üyesi olan baroların bulunduğu illerde dileyenin alternatif baro açması yani çoklu baro sistemine geçilmesi ile arka planında yüzlerce yıllık gelenek bulunan bir yapı yıkılacaktır. Bu aslında kadim bir geleneğin, insanlığın ortak mirası olan bir kurumun yıkılması anlamına gelmektedir” dedi.
“ÇOKLU BARO SERBESTLİK ANLAMINA GELİR”
Çoklu baronun neden getirilmemesi gerektiğini sıralayan Şahin, “Her şeyden önce bilinmelidir ki bu günkü haliyle barolar Anayasamızın 135. maddesinde düzenlenen ‘kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşu’dur. Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları Anayasa’nın 135. Maddesinin koruması altında olup özlerine dokunacak bir değişiklik anayasa değişmeden mümkün değildir. Anayasamızın öngördüğü meslek kuruluşu modeli ‘korporasyon’ tipi bir yapılanmadır. Bu yapının en temel vasfı kuruluş bakımından yasallık (serbest kuruluş modeli değil) ve zorunlu üyelik ve aidat uygulamasıdır.
Çoklu Baro sistemi Kuruluş bakımından serbestlik anlamına geldiği için korporasyon modeline dolayısıyla Anayasa’nın 135. Maddesine aykırıdır. Ayrıca bu modelin gereği olarak devlet, meslek kuruluşlarını denetleyebilmektedir. Kamu gücüyle donattığı, kamu finansmanıyla desteklediği meslek kuruluşlarının devlet eliyle denetimi elbette çok doğaldır, olması gereklidir ancak bunun yapılabilmesi için meslek kuruluşlarının korporasyon olarak teşkilatlanması şarttır. Aksi halde, zorunlu üyelik ve aidat anlamsız hale geleceği gibi, disiplin ve mesleğe kabulde yetki gibi kamu güçlerinin temeli ve dayanağı kalmamaktadır. Bu durumda ise kamu denetiminin de zorunlu olarak kaldırılması gerekir. Görüleceği üzere çoklu baro basit bir düzenleme değil, Anayasanın 135. Maddesinde tanımlanan ve avukatlık kanununda düzenlenen sistemi baştan aşağıya yıkarak değiştirecek olan kapsamlı bir değişiklik olacaktır” dedi.
“AVUKATLIK KANUNUN TAMAMEN ELDEN GEÇİRMEK GEREKİR”
Şahin sözlerini şöyle sürdürdü; “Bu tasarıyı hazırlayanlar en azından şunu görmüş olmalılar: Çoklu baro düzenlemesine girişildiğinde, avukatlık kanununun neredeyse tamamını elden geçirmek gerekmektedir. Bu da şunu gösteriyor ki, mevcut sistematiği ve geleneği yıkmadan çoklu baroyu getirmek mümkün değildir. Sadece avukatlık kanunu mu? Tüketici Hakem Heyetleri, Hal Hakem Heyetleri gibi birçok konuda mevzuat değişimi gerekmektedir. Çoklu baro tasarısını kaleme alanların daha şimdilik akıllarına gelmeyen CMK, HMK vs bir çok konuda düzenleme gerekecektir. Yani çoklu baro yargı mekanizmasını allak bullak edecektir! Tasarıda sadece adli yardım konusunda çıkacak kargaşaya çözüm getirilmeye çalışılmıştır. Ancak bu çözüm, muhtemelen baroların işleyişini bilmeyenlerce üretildiği için havada kalmıştır. Adli yardım cari giderlerinden tutun da adli yardım bürolarında istihdam edilen personelin durumuna kadar pak çok konuyu büyük bir kaos beklemektedir. Üstelik CMK görevlendirmeleri, mahkemelerce talep edilen kayyum, vasi atamaları nasıl olacaktır, bu hususta da bir çok sorun bizi beklemektedir.” >>Hayati Kanat